Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

5 Kasım 2015 Perşembe

The Boy in The Striped Pajamas / Çizgili Pijamalı Çocuk (2008)

Director / Yönetmen:
Mark Herman

Screenplay / Senaryo:
Mark Herman

Novel / Kitap:
John Boyne (from “The Boy in The Striped Pajamas”)

Cast / Kadro:
Vera Farmiga
David Thewlis
Rupert Friend
David Hayman
Asa Butterfield
Jack Scanlon
                                                                   Amber Beattie
                                                                   Sheila Hancock
                                                                   Richard Johnson
                                                                   Jim Norton

Subject / Konu:
Küçük bir çocuk olan Bruno, Nazi komutanı olan babası Ralf’in görevi nedeniyle Berlin’den taşınacaklarını öğrenince üzülür. Yeni taşındıkları evde pencereden çevredeki çiftçileri ve çocuklarını görür. Onları garip karşılar. Çünkü hepsi pijama giymektedirler. Ama işin aslı Bruno’nun çiftçi ve çocukları sandığı kişiler aslında toplama kampındaki esirler ve çocuklarıdır.
Hiç arkadaşı olmadığı için sıkılan Bruno, arka bahçe zannettiği esir kampının olduğu bölüme gidip çiftçi çocuğu zannettiği çocuklarla oynamak istese de, annesi Elsa tarafından engellenir. Evlerinde hizmetkarlık yapan yaşlı mahkum Pavel’in yardımıyla salıncak kuran Bruno, yaralanınca Pavel yardımına koşar. Bruno, Pavel’in aslında bir doktor olduğunu öğrenir.
Eve gelip kendisine ve ablası Gretel’e ders vermeye başlayan öğretmen Liszt, Bruno’ya Alman tarihi ile ilgili bir kitap verir. Ancak keşfetme tutkusuyla yanıp tutuşan Bruno, kitabı bırakıp kendisine yasaklı arka bahçeden çıkar ve tel örgülerle çevrilmiş toplama kampına kadar gider. Tel örgülerin iç kısmında bulunan Shmuel isimli pijamalı çocukla tanışır.
Shmuel’le arkadaş olan Bruno gizlice onu görmeye ve yemek götürmeye başlar. Shmuel Yahudi’dir. Öğretmeni Liszt’in dediğine göre iyi bir Yahudi bulmak zordur. Elsa, toplama kampındaki fırınlarda Yahudilerin yakıldığını öğrenir ve üzüntü duyar. Gretel, Bruno’ya çiftlik sandığı yerin aslında Yahudilerin tutulduğu bir kamp olduğunu anlatır. Tüm Yahudilerin düşmanları olduğunu söyler.
Shmuel kadehleri temizlemesi için eve getirilince Bruno onun yanına gider ve yemek ikram eder. Bruno, Shmuel’i yemek yerken gören Nazi askerine Shmuel’i hiç tanımadığını ve yemek vermediğini söyler. Bu yalanın ardından Shmuel’i uzun süre göremez. Tekrar gördüğünde ise küçük çocuğu yaralı halde bulur. Ondan yalanı için özür diler.
Büyük babasının evine bomba atılır ve büyük annesi ölür. Ralf’la Elsa kavga etmeye başlarlar. Ralf, çocuklara anneleriyle birlikte teyzelerinin yanına taşınacaklarını açıklar. Shmuel’le vedalaşmaya giden Bruno, arkadaşının babasının kayıp olduğunu öğrenir. Tel örgülerin altındaki toprağın kazılabilir olduğunu fark eden Bruno, Shmuel’e babasını bulabilmesi için yardım etmeye karar verir. Planı, toprağı kazıp kampın içine girmek ve Shmuel’in kendisine getireceği pijamayı giyip arkadaşının babasını aramaktır.
Bruno, planladığı gibi kampa girer ve Shmuel’le birlikte babasını aramaya başlar. Bu sırada ailesi ise Bruno’yu aramaya koyulur. Bruno ve Shmuel, birden kendilerini diğer esirlerle birlikte bir yere doğru götürülürken bulur. Soyunmaları istenen mahkumlar duş adı altında dev bir fırına yakılmak üzere sokulurlar. Bu mahkumların arasında Bruno ve Shmuel’de vardır.

Comment / Yorum:
Senarist ve yönetmen Mark Herman’ın Johny Boyne’un aynı adlı romanından senaryosunu uyarlayıp yönettiği 2008 yapımı “The Boy in The Striped Pajamas / Çizgili Pijamalı Çocuk”, 2. Dünya Savaşı sırasında geçen ve çocuk karakter üzerinden anlatım yapan naif bir drama. Filmin çekimleri Budapeşte’de gerçekleştirildi. Yaklaşık 12.500.000 dolara mal olan film, Birleşik Krallık’ta 4.768.092 pound, Amerika’da 9.030.581 dolar hasılat elde etti.
The Boy in The Striped Pajamas, dünya genelinde hak ettiği değeri bulamamış olsa da, katıldığı festivallerden 7 ödül ve 7 adaylık kazanıp dönmeyi başardı. Filmin talihsizliği hemen hemen her yıl 2. Dünya Savaşı’na dair üretilen film ve dizilere karşı seyircide oluşan doyum ve bıkkınlık oldu. Buna karşın filmin türünün seçkin örneklerinden biri olduğunu ve modern bir klasik olarak kabul edilebileceğini söylemek yanlış olmaz. Öyle ki film sadece Asa Butterfield’ın performansı için dahi keyifle seyredilebilir.

Imdb note: 7.8                             My note: 8

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder