Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

30 Ocak 2013 Çarşamba

Zero Dark Thirty (2012)

Director / Yönetmen:

Kathryn Bigelow

Screenplay / Senaryo:

Mark Boal

Cast / Kadro :

Jessica Chastain
Jason Clarke
Joel Edgerton
Jennifer Ehle
Mark Strong
Kyle Chandler
Edgar Ramirez
James Gandolfini
Chris Pratt
                                                             Callan Mulvey
                                                             Fares Fares
                                                             Reda Kateb
                                                             Harold Perrineau
                                                             Stephen Dillane

Subject / Konu:

11 Eylül 2001 saldırısının ardından 2 yıl geçer. Ele geçirilen teröristlerden biri, işkencelerle konuşturulmaya çalışılır. Sorgulamayı yapan ajanlardan Dan ve Maya, Pakistan'a giderler. Teröriste türlü işkenceler yapılmaya devam edilir.
29 Mayıs 2004, Khobar, Suudi Arabistan. Terörist saldırı sonucu 22 kişi hayatını kaybeder. İşkenceler sonuç verir ve terörist, bazı isimler verir. Bu isimler arasında en çok ilgi uyandıran Abu Ahmed'in ismi olur.
Maya, çeşitli sorgulamaların kasetlerini izler. Polonya, Gdansk'taki CIA üssüne gider ve sorgulamada Abu Ahmed'in resmi deşifre edilir.
Temmuz 2004, Londra, İngiltere. Bir otobüse terörist saldırı düzenlenir. Patlama sonucu birçok kişi ağır yaralanır ve ölür.
Maya, Pakistan'da yakalanan teröristten Abu Ahmed'in Faraj Bin Ladin için çalıştığını öğrenir.
Abu Ahmed'e yakın olduğu düşünülen bir terörist ele geçirilir. Ancak terörist, ısrarla Abu Ahmed'i tanımadığını söyler.
20 Eylül 2008, İslamabat, Pakistan. Maya, otele gelir ve arkadaşının bulunduğu masaya oturur. 200 kilogram patlayıcı taşıyan araçla otele saldırı düzenlenir. Patlama olur. Maya ve arkadaşı kurtulmayı başarırlar.
30 Aralık 2009. CIA üssüne gelen terörist, üzerine bağlı bombayı patlatır ve CIA, çok büyük bir yara alır. Çok geçmeden Maya'ya Abu Ahmed'in 2001 yılında öldüğü bilgisi gelir. Fakat Maya, bu habere inanmaz.
Dan, Maya'nın isteği üzerine Kuveyt'e gider ve bilgi edinmeye çalışır.
1 Mayıs 2010. New York'ta patlama olur.
Bin Ladin'i yakalamayı kafasına koyan Maya, Pakistan üzerinde yoğunlaşır. 2 kişi, Maya'nın aracını taramalı tüfekle tarar. Maya, kurtulmayı başarır.
Bin Ladin'in kaldığından şüphelendikleri bir ev tespit ederler. Ev uzun süre izlenir.
1 Mayıs 2011, Celalabat, Afganistan. Maya'ya gece operasyon düzenleneceği bilgisi gelir. Operasyon esnasında 2 helikopterden biri güç kaybederek düşer. Ekip, ufak bir çatışmanın ardından eve girer. Evde 4 erkek öldürülür. Bütün dökümanlara, bilgisayarların harddisklerine ve cd'lere el konur. Cesetler, ceset torbalarına konur. Düşen helikopter imha edilir. Cesetlerden biri helikoptere konur. Helikopter havalanır ve geri döner. Maya, helikopter üsse ulaşınca heyecanla indirilen ceset torbasının yanına gider ve torbayı açar...
Maya, operasyonun ardından evine dönmek üzere uçağa biner.

Comment / Yorum:

Film, yaklaşık 40.000.000 dolara mal oldu. Filmin adı olan Zero Dark Thirty, askeri bir terimden gelmekte. Zero Dark, gece 12 anlamına geliyor. Filmin adı da gece 12:30'u sembolize etmekte. Zero Dark Thirty, yönetmen Kathryn Bigelow'un şaibeli şekilde "En iyi yönetmen" Oscar'ını kazandığı "The Hurt Locker" filminden sonra çektiği ilk sinema filmi.
4 dalda Altın Küre'ye aday gösterilen film, sadece Jessica Chastain'la "Drama dalında en iyi kadın oyuncu" ödülünü kazanmayı başardı. Filmin 5 dalda da Oscar adaylığı bulunuyor. En iyi film dalında Oscar'a aday gösterilen Zero Dark Thirty, her ne kadar kayda değer bir aday olmasa da; Amerikan milliyetçiliği adına "Avatar" gibi bir şaheseri "The Hurt Locker" gibi sıradan bir filme kurban eden Akademi'nin yine aynı eyyamcılığa imza atabileceği de gözardı edilmemeli. Filmin ayrıca katıldığı diğer festivallerde kazandığı 55 ödül ve 55 adaylık daha var.
11 Eylül saldırısından başlayarak Usame Bin Ladin'in öldürülüşüne kadar ki periyotu anlatan Zero Dark Thirty, objektifliği tartışmaya açık, militarist bir film. Maya karakteri o kadar abartılmış bir karakter ki; neredeyse Maya olmasaymış CIA, Usame Bin Ladin'i aramayacakmış gibi bir izlenime neden oluyor. Film için orta karar bir aksiyon filmi denebilir. Filmin uzun ve durağan bir film olduğu da unutulmamalı.

Imdb note : 7.7                              My note : 5

26 Ocak 2013 Cumartesi

Argo / Operasyon: Argo (2012)

Director / Yönetmen:

Ben Affleck

Screenplay / Senaryo:

Chris Terrio

Novel / Kitap:

Antonio J. Mendez (from "The Master of Disguise")

Article / Makale:

Joshuah Bearman (from "Escape from Tehran")

Cast / Kadro :

Ben Affleck
Bryan Cranston
                                                             Alan Arkin
                                                             John Goodman
                                                             Victor Garber
                                                             Tate Donovan
                                                             Clea Duvall
                                                             Scoot Mcnairy
                                                             Rory Cochrane
                                                             Christopher Denham
                                                             Kerry Bishe
                                                             Kyle Chandler
                                                             Chris Messina
                                                             Zeljko Ivanek
                                                             Titus Welliver
                                                             Keith Szarabajka
                                                             Bob Gunton
                                                             Richard Kind
                                                             Richard Dillane
                                                             Omid Abtahi
                                                             Page Leong
                                                             Farshad Farahat
                                                             Sheila Vand
                                                             Taylor Schilling

Subject / Konu:

Yıl 1979. Artık Şah yönetimine katlanamayacak hale gelen İran halkı, Şah'ı devirir. Sürgündeki Ayetullah Humeyni, ülkeye geri döner ve gücü eline alır. Şah, Amerika'ya sığınır. Ayaklanan halk, Amerika'ya sığınan Şah'ın kendilerine verilmesi için Amerikan büyükelçiliğinin önünde gösteri düzenler. Bahçe kapısını aşmayı başaran öfkeli kalabalık, büyükelçiliği basar. Elçilikte çalışanlar bütün evrakları yakmaya başlar. Arka kapıdan kaçmayı başaran 6 memur, Kanada büyükelçisinin evine sığınır.
Olaydan 69 gün sonra. 60'tan fazla Amerikan vatandaşı rehin tutulmaya devam etmektedir. CIA yetkilileri, İranlıların henüz farkına varmadığı, gizlenen 6 memuru İran'dan kaçırmak için harekete geçerler. Toplantıda yetkililer nasıl bir yol haritası çizeceklerini belirleyemezler.
Televizyonda "Maymunlar Cehennemi" adlı filmi gören ajan Tony Mendez'in aklına Kanadalı bir film ekibiymiş gibi Tahran'a gidip memurları kurtarmak gelir. Tony'nin fikri kabul edilir. Tony, Hollywood'a gider. İlk iş olarak bir yönetmenle anlaşıp ondan fikir alan Tony, bir film şirketi kurar. Sahte filmleri için yapımcı da bulmayı başarırlar. Senaryo olarak Argo adında bir bilmkurgu macera filminin senaryosunu seçerler. Yapımcı Lester Siegel aracılığıyla basın da yankı uyandırmayı sağlarlar.
Tony, İstanbul'a gelir. Vize işlemlerini İran Konsolosluğu'ndan halleder ve soluğu Tahran'da alır. Film çekimleri yapabilmek için izin başvurusu yapar. Kanada büyükelçisiyle görüşür. Büyükelçi, evdeki yardımcılarının durumdan haberdar olduğunu ve onlara fazla güvenemeyeceklerini, bu yüzden hızlı hareket edilmesi gerektiğini söyler. Tony, film ekibiymiş gibi göstereceği personele sahte pasaportlarını ve kimliklerini verir. Sahte film ekibi, şehirde gezinir.
İran'dan ayrılacakları gün Tony'ye Jack'ten telefon gelir. Tony'ye eylemlerin durduğu, rehineler için askeri operasyon hazırlıklarının yapıldığı ve şayet 6 memuru getirirse 60 rehinenin hayatını tehlikeye sokacakları için planın iptal edildiği bilgisi gelir. Bu durumu kabullenemeyen Tony, Jack'i arar ve planını uygulayıp 6 memuru İran'dan kaçıracağını söyler. Jack, Beyaz Saray'a ulaşıp Tony'nin planının yürüyebilmesi için gerekli yardımı sağlamayı başarır. Ekip, havaalanına varır. İlk kontrolden geçmeyi başarırlar. Fakat son kontrolde, film ekibi olduklarını kanıtlamaya zorlanırlar. Son kontrolü de geçmeyi başarırlar ve İsviçre'ye havalanacak uçağa binerler. Uçağa binen kişilerin, Amerikan büyükelçiliğinin çalışanları olduğu bilgisi İranlı yetkililere gelir. Son ana kadar uçağın kalkışı engellenmeye çalışılır. Ancak tüm çabalara karşın uçağın kalkışı engellenemez.
Tony, başarısından ötürü istihbaratın en yüksek nişanıyla ödüllendirildi. Rehine krizi, 20 Ocak 1981'de bütün rehineler serbest bırakılınca sona erdi. Oscar ödüllü sanatçı John Chambers, CIA tarafından ödüllendirildi. Argo operasyonu 1997 yılında Amerikan hükümetince açıklandı.

Comment / Yorum:

CIA ile Kanada'nın ortak yürüttüğü gizli bir operasyonu konu alan filmin konusu gerçek bir hikayeye dayanıyor. Ben Affleck'in hem başrolünü hemde yönetmenliğini üstlendiği Argo'nun aynı zamanda yapımcılarından da biri. Filmin bir diğer tanıdık yapımcısı ise ünlü aktör ve yönetmen George Clonney. Filmin bazı bölümleri İstanbul'da çekildi. Filmde anlatılan döneme dair gerçek görüntüler de kullanıldı.
Yaklaşık 44.500.000 dolara mal olan film, 181.357.591 dolar hasılat elde etti. 5 dalda aday gösterildiği Altın Küre'den "Drama dalında en iyi film" ve "En iyi yönetmen" ödüllerini kazanarak dönen film, Oscar'a da tam 7 dalda aday gösterildi. İşin tuhaf tarafıysa "En iyi yönetmen" dalında Altın Küre kazanan Ben Affleck'in Oscar'a aday dahi gösterilmemiş olması. Film ayrıca katıldığı çeşitli festivallerde 32 ödül kazanmayı başardı.
Film beklenenden büyük ilgi gördü. 2 önemli Altın Küre ödülünü ve 7 Oscar adaylığını biraz da filmin konusuna bağlamak lazım. Çünkü filmin gerçeğe dayanan hikayesi, bir sinema filminden yola çıkılarak planlanan bir operasyonu konu alıyor. Üstelik operasyon da sahte bir film projesiyle şekilleniyor. Filmin bu yönüyle sempati toplamayı başardığı çok açık.
Oyunculukların genel olarak orta düzeyde olduğu filmde en göze çarpan isim tecrübeli aktör Alan Arkin. Arkin, Altın Küre'de aday olup kazanamadığı "En iyi yardımcı erkek oyuncu" ödülü için Akademi Ödülleri'nde de yarışacak.
Argo, gerçek bir hikayeye dayanması nedeniyle belgesel tadı da vermeyi başaran bir yapım. Sürükleyicilik düzeyi iyi. Sıkılmadan seyredilebilecek bir macera filmi.

Imdb note : 8.1                              My note : 7.5

23 Ocak 2013 Çarşamba

Les Misérables / Sefiller (2012)

Director / Yönetmen:

Tom Hooper

Screenplay / Senaryo:

William Nicholson
Alain Boublil
Claude - Michel Schönberg
Herbert Kretzmer

Novel / Kitap:

Victor Hugo (from "Les Miserables / Sefiller")

Cast / Kadro :

Hugh Jackman
Russell Crowe
                                                                  Anne Hathaway
                                                                  Amanda Seyfried
                                                                  Eddie Redmayne
                                                                  Aaron Tveit
                                                                  Samantha Barks
                                                                  Isabelle Allen
                                                                  Daniel Huttelstone
                                                                  Colm Wilkinson
                                                                  Helena Bonham Carter
                                                                  Sacha Baron Cohen

Subject / Konu:

Yıl 1815. Sadece 1 ekmek çaldığı için 20 yıl hapis cezası alan Jean Valjean, 19 yıl hapis yattıktan sonra şartlı tahliye ile çıkar. Müfettiş Javert, gözünün sürekli üzerinde olacağını söyler. Şartlı tahliyesini bozan Jean, gittiği heryerden itilip kakılırak kovulur. Kendisine kapı açan kiliseden ise gümüşleri çalıp kaçar. Çok geçmeden yakalanır. Ancak peder onun hırsız olmadığını söyler ve çaldıkların kullanarak dürüst bir adam olmasını söyler. Jean yaptığından büyük bir vicdan azabı yaşar.
Yıl 1823. Fantine, fabrikada kendisiyle uğraşan kadınlarla tartışır. Hasta bir kızı olduğu ortaya çıkar. Tam bu sırada şehrin başkanı Madeleine gelir ve problemin giderilmesini söyler. Fantine kapı dışarı edilir. Müfettiş Javert'in kendisini beklediğini görür. Javert, Madeleine arabanın altında kalan bir adama yardım ederken onun Jean olabileceğinden şüphelenir ve bir rapor hazırlar.
Çaresiz Fantine saçlarını 10 frank karşılığında satar. Sonra dişlerini satan Fantine, en sonunda da çaresizce bedenini satar. Sokakta bir adamın tacizine uğrar ve kendini korumak için adama vurur. Javert, Fantine hakkında işlem yapacakken Madeleine araya girer. Fantine, işten atılırken hiçbir şey yapmadığı için Madeleine'i suçlar. Madeleine, Fantine'e sahip çıkar ve onu hastahaneye taşır.
Javert'e Jean Valjean'ın yakalandığı ve Madeleine hakkında yazdığı raporun yanlış olduğu bilgis gelir. Javert, Madeleine'in yanına gidip günah çıkarır. Madeleine, Javert'i affeder. Kendisi yerine bir başkasının yakalandığını öğrenen Madeleine, bu duruma bir son vermeye karar verir ve gerçeği itiraf eder. Fantine'in durumu kötüleştiği için hastahaneye gider. Madeleine'in kızına sahip çıkacağını öğrenen Fantine ölür.
Madeleine'in Jean Valjean olduğunu öğrenen Javert, hastahaneye gelir. Jean, Javert'ten Fantine'in hasta kızı Cosette'e sahip çıkabilmek için 3 gün müsade ister. Ancak Javert, bu isteği kabul etmez ve Jean'ı derhal tutuklamaya kalkar. Jean, çareyi kaçmakta bulur.
Cosette, emanet edildiği evin sahibi ve sahibesi tarafından horlanmakta ve çalıştırılmaktadır. Ormandaki kuyudan su almaya gönderilen Cosette, orada Jean'la karşılaşır. Jean, para sayesinde Cosette'i kaldığı yerden kurtarır. Ona bir baba gibi davranacağına söz verir. Javert, Jean'ın peşini bırakmaz. Cosette'le birlikte kaçan Jean, arabanın altında kaldığında yardım ettiği adama rastlar. Adam, gizlenmeleri ve barınmaları için yardımcı olur.
Yıl 1832. Halk ayaklanmak üzeredir. Cosette artık genç bir kız olmuştur. Ondan hoşlanan devrim yanlısı Marius, Cosette'le iletişim kurabilmek için kendisini seven Eponine'den yardım ister. Jean, Javert'in peşlerinde olduğu şüphesiyle başka bir yere gitmeye karar verir. Cosette gitmeden önce Marius'a bir mektup bırakır. Ancak Eponine, mektubu bulur ve saklar. General Lamarque'ın ölümünün ardından halk ayaklanır. Marius'un da aralarında olduğu devrimciler dev bir barikat kurarlar. Javert'te onlara yardım etmek istediğini söyler. Çok geçmeden Javert'in ikili oynadığı anlaşılır. 2 taraf arasında çatışma başlar. Eponine, Marius'un vurulmaması için kendini feda eder ve vurulur. Ölmeden önce Cosette'in yazdığı mektubu Marius'a teslim eder ve hayata gözlerini yumar.
Marius, Cosette'e mektup gönderir. Mektubu okuyan Jean, Marius'u bulmaya gider. Marius'u bulan Jean, yakalanmış halde duran Javert'i görür ve onu teslim alıp koşulsuz serbest bırakır.
Ordu, isyancılarla çatışmaya başlar. Marius vurulur. Jean, Marius'u sırtlayıp kaçırmaya çalışır. Ordu, bütün isyancıları kurşuna dizer. Ortalık kan gölüne döner. Javert, olay yerine geldiğinde hazin tabloyla karşılaşır. Jean, sırtında taşıdığı Marius'u düştükleri kanalizasyondan çıkarmaya çalışır. Jean, kanalizasyondan çıktıklarında Javert'i karşısında bulur. Marius'u kurtarabilmek için Javert'e karşı koyup gider. Jean'ın gidişine izin verdiği için kendini yargılayan Javert intihar eder.
Marius kendine gelir. Cosette'le Marius'u birbirlerine kavuşturan Jean, Cosette'in iyiliği için gitmesi gerektiğine karar verir. Marius'a gitme nedenini açıklar ve gideceği yeri söylemeden gider. Harap haldeki Jean, manastıra yerleşir. Evlenecekleri gün Jean'ın yerini öğrenen Cosette ve Marius, soluğu manastırda alırlar. Ölmek üzere olan Jean, itiraflarını yazdığı mektubu Cosette'e verir ve huzur içinde ruhunu teslim eder.

Comment / Yorum:

Film, sanılanın aksine doğrudan bir kitap uyarlaması değil. Film, Alain Boublil ve Claude - Michel Schönberg'in sahne müzikali "Les Miserables / Sefiller"'den sinemaya uyarlandı. Yaklaşık 61.000.000 dolara mal olan film, sadece Amerika'da 118.723.185 dolar hasılat elde ederek gişeden zaferle dönmeyi başardı. 4 dalda aday gösterildiği Altın Küre'den 3 ödülle ("Müzikal veya komedi dalında en iyi film", "Müzikal veya komedi dalında en iyi erkek oyuncu" ve "Müzikal veya komedi dalında en iyi yardımcı kadın oyuncu")dönmeyi başaran film, Oscar'a da 8 dalda aday gösterilerek dikkatleri üzerine topladı. Film, Oscar'a genelde teknik dallarda aday gösterilse de; Altın Küre kazandığı "En iyi film", "En iyi erkek oyuncu" ve "En iyi yardımcı kadın oyuncu" dallarında da Oscar'ın ciddi favorilerinden.
Zirvede yerini sağlamlaştıran Hugh Jackman'la yavaş yavaş yan rollere gerilemeye başlayan Russell Crowe'u bir araya getiren Les Miserables, Anne Hathaway, Helena Bonham Carter ve Sacha Baron Cohen'li yan kadrosuyla da dikkat çekiyor. Başta Hugh Jackman'la Anne Hathaway olmak üzere oyunculuk performansları gayet iyi.
Müfettiş Javert rolü için Russell Crowe'dan önce Paul Bettany düşünülse de rol Crowe'a gitmiş. Fantine rolü için isimleri geçen Amy Adams, Jessica Biel, Marion Cotillard, Kate Winslett ve Rebecca Hall'un aralarından sıyrılmayı başaran Anne Hathaway, rolü kapmış. Eponine rolünün country şarkıcısı Taylor Swift'e gideceği düşünülürken diğer adaylar Hayden Panettiere, Scarlett Johansson, Lea Michele, Emily Browning, Lucy Hale ve Evan Rachel Wood'un arasından sıyrılan Samantha Barks, rolü almayı başarmış. Amanda Seyfried ise Cosette rolü için Emma Watson, Shailene Woodley, Miranda Cosgrove, Emily Marie Palmer, Lili Reinhart ve Portia Doubleday'la mücadele etti.
"En iyi film" dalında Oscar'a aday olan filmin güçlü rakipleri karşısında ne yapacağı merak konusu. Ama unutulmamalı ki; müzikaller Akademi'ye her zaman sempatik gelmiştir. Bu nedenle Les Miserables, yabana atılmaması gereken bir aday. Oyuncu kadrosunda Hugh Jackman, Anne Hathaway ve Amanda Seyfried gibi önceden müzikal deneyimi olan isimlerin tercih edilmiş olması, oyuncu seçimlerinin ne kadar iyi yapıldığının bir göstergesi. Film, gerek kitabını sevenler ve gerekse müzikalden hoşlananlar için iyi bir alternatif.

Imdb note : 8                                My note : 7.5

22 Ocak 2013 Salı

Silver Linings Playbook / Umut Işığım (2012)

Director / Yönetmen:

David O. Russell

Screenplay / Senaryo:

David O. Russell

Novel / Kitap:

Matthew Quick (from "The Silver Linings Playbook")

Cast / Kadro :

Bradley Cooper
Jennifer Lawrence
Robert Deniro
Jacki Weaver
Chris Tucker
                                                             Anupam Kher
                                                             John Ortiz
                                                             Shea Whigham
                                                             Julia Stiles

Subject / Konu:

8 ay boyunca psikolojik tedavi gören Pat, annesi tarafından hastahaneden çıkartılır. Yanlarına Pat'in arkadaşı Danny'yi de alırlar.Ancak çok geçmeden Danny'nin hastahaneden kaçtığı ortaya çıkar ve onu hastahaneye geri bırakırlar.
Pat'in babası bahis oynamakta ve et restoranı açma planları yapmaktadır. Pat, anne ve babasına eski işini ve karısı Nikki'yi geri kazanabilmek için mücadele edeceğini söyler. Pat, ilaç kullanmayı reddetmekte ve tuhaf hareketlerde bulunmaktadır. Terapiye gittiğinde karısının kendisini tarih öğretmeniyle aldatırken yakaladığını ve daha sonra manik depresif olduğunun ortaya çıktığını anlatır.
Pat, davet üzerine arkadaşı Ronnie'nin evine gider. Pat davette Ronnie'nin baldızı Tiffany ile karşılaşır. Tiffany, polis kocası Tommy öldürüldükten sonra psikolojik sorunlar yaşayan genç bir duldur. Tiffany, Pat'e karşı ilgi duymaya başlar. Ancak Pat, Tiffany'ye kaba davranır.
Çevresine zarar verdiğini farkına varan Pat, ilaç kullanmaya başlar. Pat, doktorunun tavsiyesi üzerine kaba davrandığı Tiffany'ye yardım etmeye karar verir. Birlikte akşam yemeğine çıkarlar. Tiffany, Pat'in mektubunu Nikki'ye götürme karşılığında dans yarışmasına birlikte katılmalarını şart koşar.
Pat eve döndüğünde arkadaşı Danny'yi ve arasının hiç iyi olmadığı abisi Jake'i karşısında bulur. Ancak Danny çok geçmeden tekrar hastahaneye geri götürülür.
Tiffany ve Pat birlikte dans çalışmaya başlar. Oğluyla birlikteyken takımına uğurlu geldiklerini düşünen Pat'in babası, takımını düşünerek Pat'in Jake'le birlikte maça gitmesini ister ve bütün servetini bu maç için bahse yatırır. Ancak Tiffany ile çalışması gereken Pat, tek çareyi Tiffany'den izin istemekte bulur. Tiffany ise Nikki'nin mektubuna cevap yazdığını söyler ve Pat'i çalışmaya zorlar. Pat, Nikki'nin mektubunu okur. Mektupta Nikki, evliliklerini bitirmemeleri için Pat'ten birşeyler göstermesini istemektedir. Morali bozulan Pat, çalışmayı bırakır. Ertesi günde Tiffany'ye haber vermeden maça gider. Maç öncesi taraftarlar arasında kavga çıkar. Jake'in dayak yediğini gören Pat, kavgaya karışır ve polisler tarafından gözaltına alınır.
Eve döndüğünde maçı Pat yüzünden kaybettiklerini düşünen babasının hışmına uğrar. Habersizce bekletilmesine sinirlenen Tiffany, Pat'in evine gelir. Pat'in babasını Pat'le birliktelerken takımlarının maçlarını kazandığına inandırır. Pat'in babası bu kez de hem maçı hem de dans yarışmasını içeren bir çifte bahse girer. Pat, bu bahse karşı çıkar. Tiffany, Pat'in anne ve babasıyla gizlice anlaşır ve Pat'i dans yarışmasına sokabilmek için yarışmayı seyretmek için Nikki'nin geleceği yalanını uydururlar.
Dans yarışmasının yapılacağı gece gelip çatar. Nikki'nin geceye geldiğini gören Tiffany, sinirden deliye döner ve soluğu barda alır. Pat, Tiffany'yi barda bulur ve müsabakaya çıkarır. Dans sonunda puanlar verilir ve Pat ile Tiffany, bahsi kazanabilmeleri için gereken ortalama 5 puanı almayı başarırlar. Dansın ardından tebrikleşmeler yapılır. Pat'in Nikki'nin yanına gittiğini gören Tiffany, kaçarak uzaklaşır. Nikki'ye söyleyeceklerini bitiren Pat, Tiffany'nin ardından gider. Pat, Tifanny'yi yakalar. Tiffany'ye kendisine Nikki'nin mektubuymuş gibi verdiği mektubu yazanın aslında kendisi olduğunu bildiğini söyler. Pat, Tiffany'ye aşkını itiraf eder ve 2 aşık sonunda birbirlerine kavuşur.

Comment / Yorum:

Matthew Quick'in aynı adlı kitabından sinemaya uyarlanan Silver Linings Playbook'un senaryosu, filmin aynı zamanda yönetmenliğini de üstlenen David O. Russell'a ait. Yaklaşık 21.000.000 dolara mal olan film, bütçesinin 2 katı hasılat elde ederek gişede başarılı oldu. Ama filmin esas başarısı kazandığı ödüller ve adaylıklar oldu. 4 dalda Altın Küre'ye aday gösterilen film, Jennifer Lawrence'a "Müzikal veya komedi dalında en iyi kadın oyuncu" ödülünü kazandırdı. Film, Akademi Ödülleri'ne ise ana dalların hepsinde olmak üzere toplam 8 dalda aday gösterildi. Özellikle "En iyi kadın oyuncu" ödülüne aday gösterilen Jenifer Lawrence'ın Oscar'a en yakın isim olduğu sinema otoritelerinin ortak görüşü.
Tiffany rolü için Anne Hathaway'le anlaşılmış olmasına karşın Hathaway, takviminin yoğunluğu nedeniyle filmde rol almaktan vazgeçti. Rol için Rachel Mcadams, Olivia Wilde, Angelina Jolie, Blake Lively, Elizabeth Banks, Rooney Mara, Kirsten Dunst ve Andrea Riseborough gibi isimler geçse de Jennifer Lawrence'ta karar kılındı.
Filmi standart bir romantik komediden üstün kılan en belirgin özelliği; oyunculuk performansları. Mükemmel performansıyla Altın Küre'yi kazanan ve Oscar'ın da en büyük favorisi olan Jennifer Lawrence'ın emin adımlarla zirveye doğru tırmandığı söylenebilir. Proje seçimlerine bağlı olarak iniş çıkış gösteren bir kariyeri olan Bradley Cooper'ın özellikle son dönemde belli bir standartı yakaladığı açıkça görünüyor. Altın Küre ve Oscar adaylıkları da bunun iyi bir göstergesi. Kariyerinin son döneminde genellikle komedi filmlerinde seyrettiğimiz Robert Deniro, her zamanki gibi ustalığını konuşturmuş. Ayrıca Jacki Weaver ve Chris Tucker gibi isimlerinde filme katkıları es geçilmemeli.
Silver Linings Playbook, iyi bir romantik komedi. Oyunculuk performansları üst düzey. Ama yine de 8 dalda (üstelik tüm ana dallarda) Oscar'a aday gösterilecek seviyede bir film değil. Bir başyapıt izleme beklentisine girmeden seyrederseniz keyifle izlenebilecek bir yapım.

Imdb note : 8.1                              My note : 6.5

21 Ocak 2013 Pazartesi

Django Unchained / Zincirsiz (2012)

Director / Yönetmen:

Quentin Tarantino

Screenplay / Senaryo:

Quentin Tarantino

Cast / Kadro :

Jamie Foxx
Christopher Waltz
Leonardo Dicaprio
Kerry Wasington
Samuel L. Jackson
Walton Goggins
Dennis Christopher
James Remar
David Steen
                                                            Dana Michelle Gourrier
                                                            Nichole Galicia
                                                            Laura Cayouette
                                                            Ato Essandoh
                                                            Sammi Rotibi
                                                            Clay Donahure Fontenot
                                                            Jonah Hill
                                                            Don Johnson
                                                            Franco Neri
                                                            Quentin Tarantino

Subject / Konu:

Yıl 1858. Amerikan iç savaşından 2 yıl önce; Dr. King Schultz köle tacirlerinin yolunu keser. Brittle kardeşleri bulabilmek için aradığı köle Django, kölelerin arasındadır. Tacirler Django'yu satmak istemese de; Dr. King silahını hızlıca kullanarak amacına ulaşır. Django'yla birlikte yola koyulurlar. Dr. King, Django'ya Brittle kardeşleri bulmasına yardım etmesi karşılığında 75 dolar ve özgürlüğünü vaat eder. Django'nun amacı ise özgürlüğüne kavuştuktan sonra karısı Broomhilda'yı da özgürlüğüne kavuşturmaktır.
Dr. King ve Django, kasaba kasaba gezip Brittle kardeşleri aramaya koyulurlar. Django, gittikleri çiftlikte Brittle kardeşleri bulur. Django, zamanında karısına işkence eden Brittle kardeşlere karşı nefret beslemektedir. Django ve Dr. King, Brittle kardeşleri öldürürler. Django ve Dr. King, kendilerine baskın düzenleyen çiftlik sahibi ve adamlarını Dr. King'in tuzağıyla faka bastırırlar.
Broomhilda, zencilerin girmesinin çok zor olduğu Greenville'de köle olarak tutulmaktadır. Django, kendisine yardım edeceğine söz veren Dr. King'le birlikte çalışmaya devam eder. Mississipi'ye vardıklarında Broomhilda'nın Calvin Candie adlı bir adamın kölesi olduğunu öğrenirler. Dr. King'in planı doğrultusunda Django, mandingo dövüş uzmanıymış gibi davranır ve Calvin'le görüşmeyi başarırlar. Calvin'e iyi bir mandingo dövüşçüsü için 12.000 dolar teklif edebileceklerini söylerler ve ilgisini çekerler. Broomhilda'yı Calvin'in evinde bulurlar. Dr. King, Mandingo dövüşçüsü satın almak için Calvin'le pazarlık yaptıktan sonra Broomhilda'yı da satın alabilmek için teklif sunmaya hazırlanır. Ancak Broomhilda'yla Django'nun önceden tanışmış olduklarını sezen Calvin'in uşağı Stephen, mandingo dövüşçüsü satışının bir düzmece olduğunu farkına varır ve Calvin'i durumdan haberdar eder. Durumu fırsata çevirmek isteyen Calvin, Broomhilda'yı 12.000 dolar karşılığında satmaya karar verir. Dr. King, Calvin'in teklifini kabul eder ancak son anda aralarında çıkan bir tartışmadan ötürü ortalık yangın yerine döner. Dr. King'in Calvin'i öldürmesiyle başlayan ve Dr. King'in Calvin'in adamı tarafından öldürülmesiyle devam eden çatışmada Django, bir sürü adamı haklasa da; Stephen tarafından ele geçirilen Broomhilda'nın güvenliği için teslim olmak zorunda kalır.
Django, çeşitli işkencelere maruz bırakıldıktan sonra bir maden firmasına satılmak üzere gönderilir. Yolda kendisini götüren adamlara köle olmadığını, aksine kelle avcısı olduğunu anlatan Django, adamları ödül vaadiyle kandırıp öldürür ve Broomhilda'yı kurtarmak için yola çıkar. Candyland'e varan Django, düşmanlarını yokedip Broomhilda'yı kurtarır. Stephen'i bacaklarından vuran Django, Candyland'i dinamitle havaya uçurur ve Broomhilda'yla yola koyulur.

Comment / Yorum:

Bu filmde de Tarantino sinemasının değişmezleri; uzun süre (165 dakika), Samuel L. Jackson, abartılı kahramanlık, aşırı şiddet, başarılı film müzikleri ve ustalara saygı duruşu karşımıza çıkıyor. Çekimleri 130 gün süren Django Unchained, Tarantino'nun en uzun sürede çektiği filmi. Tarantino, Django rolü için Will Smith'i düşünür ve filmde oynaması için anlaşır. Ancak Smith'in son anda karar değiştirmesiyle Django rolü için Chris Tucker, Idris Elba, Terrence Howard, Tyrese Gibson ve Michael Kenneth Williams gibi oyuncuların adı geçer. Tarantino son olarak Jamie Foxx'ta karar kılar ve rol Foxx'a gider. Foxx, böylece 2004 yapımı "Ray" filminde başrolü paylaştığı Kerry Washington'la 2. kez bir araya gelmiş olur.
Filmde Stephen rolüyle izlediğimiz Samuel L. Jackson, 6. kez Tarantino'nun yönettiği bir filmde oynamış oldu. Filmde oynayacağı açıklanan fakat programlarının yoğunluğu yüzünden filmin kadrosundan çıkan oyuncular ise Joseph Gordon - Levitt, Sacha Baron Cohen, Kurt Russell ve Kevin Costner. Tarantino ayrıca filmin esin kaynağı olan 1966 yapımı "Django" adlı filmde başrolü üstlenen Franco Neri'ye küçük bir rol vererek oyuncuya saygı duruşunda bulunmayı da unutmadı.
Jamie Foxx, filmde kendi atı Cheetah'a bindi. 16 yıldır oynadığı tüm filmlerde (alfabetik sırayla yazılanlar hariç) ismi jenerikte ilk yazan Leonardo Dicaprio, Django Unchained'le bu ünvanını yitirmiş oldu. İsmini Tom Hanks'ten Daniel Day - Lewis'e; Jack Nicholson'dan Matt Damon'a kadar bir çok dev oyuncudan önce yazdırmayı başarıp Hollywood'un zirvesine çıkan Dicaprio'nun bu 2. sınıf rolü neden kabul etmiş olduğunu anlamak oldukça güç.
Christopher Waltz, etkileyici Dr. King performansıyla gerek Jamie Foxx'u ve gerekse Leonardo Dicaprio'yu gölgede bırakmayı başarmış. Altın Küre Ödülleri'nden "En iyi yardımcı erkek oyuncu" ödülüyle dönmeyi başaran Christopher Waltz'un Oscar ödüllerinde de ağır favorilerden biri olduğu aşikar. Toplam 5 Oscar adaylığı olan filmin diğer iddialı olduğu ödül ise Tarantino'ya Altın Küre'de kazandıran senaryo.
Filmin keyifli bir seyirlik olduğu su götürmez bir gerçek. Amma velakin başyapıt beklentisiyle filmi izleyenlerin pekte tatmin olmayacağını da söylemek gerek. Filmin Leonardo Dicaprio hayranları için ise bir hayal kırıklığı olduğu açıkça söylenebilir.

Imdb note : 8.7                              My note : 6