Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

5 Haziran 2012 Salı

Frantic / Çılgın (1988)

Director / Yönetmen:

Roman Polanski

Screenplay / Senaryo:

Roman Polanski
Gerard Bach

Cast / Kadro :

Harrison Ford
Betty Buckley
John Mahoney
Jimmie Ray Weeks
Yorgo Voyagis
David Huddleston
Patrice Melennec
Dominique Pinon
                                                           Roman Polanski
                                                           Emmanuelle Seigner

Subject / Konu:

Doktor Richard Walker karısı Sondra'yla birlikte bir konferans için Paris'e gider ve Le Grand Hotel'e yerleşir. Karısının bavulunu bir başkasının bavuluyla karıştırdığını farkederler. Bunun üzerine durumu telefonla aradıkları havayolu şirketinin kayıp bölümüne bildirirler. Richard duştayken Sondra, havayolu şirketinin gönderdiği görevlinin geldiğini söyler. Ancak Richard duymaz. Richard duşun ardından karısının odada olmadığını görür. Yemek yedikten sonra uyuya kalır. Uyandığında da Sondra ortalarda yoktur. Richard bunun üzerine karısını aramaya başlar. Resepsiyona danışır ve otel müdürüyle konuşur. Otelin güvenlik şefiyle otel içinde yaptıkları araştırmada sonuç vermez.
Richard, otelin çevresinde Sondra'nın fotoğrafını bazı kişilere gösterip araştırma yapmaya devam eder. Girdiği barda bir adam, bir kadının zorla götürüldüğüne şahit olduğunu anlatır. Richard, adamla olay yerine gider ve orada Sondra'nın bileziğini bulur. Karakola giden Richard, durumu polise bildirir. Polisin umursamaz tavrı, Richard'ı sinirlendirir.
Gymtonic isimli spor salonuna gidip otelde gündüz görevli olan resepsiyonistle görüşen Richard, Sondra'nın uzun boylu, bıyıklı, pardesü giymiş, Arap aksanına benzer bir konuşma tarzı olan bir adamla dışarı çıktığını öğrenir. Resepsiyonistin anlattığına göre pardesülü adamın eli, Sondra'nın omuzundadır ve samimi görünmektedirler.
Yaptığı resmi başvuruda da umursamaz bir muameleyle karşılaşan Richard, otele geri döner. Otele geri döndüğünde havayolu şirketinden bir görevlinin ellerindeki bavulu teslim almak için geldiğini öğrenir. Meraklanan Richard, bavulu resepsiyona teslim etmeden önce açar. Bavulun içersinden kıyafetler, fotoğraflar, çeşitli hediyelik eşyalar ve büyük sayılabilecek bir makyaj çantası çıkar. Makyaj çantasından da makyaj malzemeleri ve üzerinde Blue Parrot adlı bir barın sembolünün yer aldığı bir anahtarlık ve kibrit kutusu çıkar. Richard, kibrit kutusunun iç yüzüne Dede isminin ve bir telefon numarasının yazılmış olduğunu farkeder.
Richard apar topar geri doldurduğu bavulu, bavulu teslim almak için gelen görevliye teslim eder. Ama anahtarlığı ve kibrik kutusunu bavulun içine geri koymaz. Kibrit kutusunun iç yüzünde yazan numarayı arar. Telefon çalar ancak yanıt veren olmaz. Richard, telesekretere kendisine ulaşmaları için mesaj bırakır.
Richard, Blue Parrot bara gider ve Dede'yi arar. Dede'nin uyuşturucu satıcısı olduğunu öğrenir. Bir uyuşturucu satıcısından para karşılığında Dede'nin adresini alır. Adrese gider ve kapıyı çalar. Kimse kapıyı açmaz. Kapının aralık olduğunu farkedince içeriye girer. İçerde boğazı kesilmiş bir adamın cesediyle karşılaşır. Telesekreter kasedini alır ve otele geri döner. Odasını birileri tarafından talan edilmiş halde bulur. Telesekreter kasedini resepsiyoniste tercüme ettirir ve Michelle isimli bir kadının Dede'yi Blue Parrot'ta buluşmak için birkaç kez çağırdığını öğrenir. Dede'nin oturduğu yere geri döner ve apartmanın içinde beklemeye koyulur. Bir kadın gelir ve Dede'nin cesediyle karşılaşıp çığlık atar. Richard, kadının yanlışlıkla karısının bavulunu alan kadın olduğunu anlar. Kadın, bavuluna ihtiyacı olduğunu söyler. Richard ise karısının yerini öğrenmeye çalışır. Birlikte binadan uzaklaşırlar ve kadının evine giderler. Adının Michelle olduğunu öğrendiği kadının Dede için uyuşturucu kuryeliği yaptığını öğrenir. Richard, bavullar karışmış olduğu için Michelle'in yanlış bavulu teslim ettiğini ve teslim edilen bavulda Sondra'nın bilgileri olduğu için istediğini alamayan alıcının kurye zannettiği Sondra'yı kaçırdığı sonucuna varır.
Michelle ve Richard, havaalanına gidip kayıp eşyalar bölümündeki bavulu alırlar. Michelle, kuryeliğini yaptığı şeyin uyuşturucu olmadığını söyler. Richard arkadaşlarına rastlar. Michelle fırsattan istifade edip kaçar. Richard, Michelle'i arabasıyla otoparktan çıkmak üzereyken yakalar. Otele giderler. Tam bu sırada polisler, bazı şeyler sormak maksadıyla gelir. Richard, Michelle'e evine gidip kendisini beklemesini söyler. Polislere de karısının başka bir erkekle olduğunu öğrendiğini söyleyerek şikayetini geri çeker ve başından defetmeyi başarır.
Bavulu alıp Michelle'in kaldığı daireye giden Richard, kapıya geldiği sırada içerden gelen sesleri duyar ve Michelle'in birileri tarafından bavulun yerini söylemesi için konuşturulmaya çalışıldığını anlar. Çatıdan Michelle'in dairesinin havalandırmasına doğru gittiği sırada sendeler. Bavul açılır ve içindekiler saçılır. Daireye girmeyi başaran Richard, adamların bavulun içindeki özgürlük heykeli biblosunun peşinde olduğunu öğrenir. Michelle'in sevgilisiymiş gibi hareket eder ve dayak yeme pahasına adamların gitmesini sağlar. Kendine geldiğinde Michelle ve arkadaşları tarafından başka bir mekana getirildiğini görür. Oteli arayan Michelle, Sondra'nın Richard'a ulaşmak için telefonla oteli aradığını ve daha sonra tekrar arayacağını öğrenir.
Michelle'le otele giderler. Telefon çalar ve arayanlar Sondra'yı teslim etmek için heykeli bir otoparka getirmesini isterler. Richard ve Michelle, Michelle'in evinin çatısında kalan heykeli almaya çalıştıkları sırada heykeli düşürüp kırarlar. Heykelin içinde birşey olduğunu farkederler.
Heykeli teslim etmek için otoparka giderler. Ardarda 2 araba gelir. Sondra öndeki arabanın içindedir. Tam Richard heykeli verip Sondra'yi alacağı sırada arkadan yaklaşan 2 kişi ateş etmeye başlar. Arkadaki arabayı kullanan adam ölür. Sondra'nın içinde bulunduğu araba hızla uzaklaşır. Richard ve Michelle, arabayı bir süre takip ederler. Ancak araba izini kaybettirmeyi başarır.
Richard, Amerikalı yetkililerden Sondra'yı kaçıranların Arap ajanlar ve istedikleri şeyin de bir kriton yani füze ateşleyicisi olduğunu öğrenir. Yetkililer kritonu alıp konsolosluğa götürmek ister. Spreyini adamların gözlerine sıkan Michelle, Richard'ı alıp kaçmayı başarır.
Kritonu kahve kutusunun içine saklarlar ve ölen adamın cüzdanından kartviziti çıkan, Arapların takıldığı ve uyuşturucu satışı yapılan A Touch of Class isimli bara giderler. Richard, bir Arap ajanıyla Sondra'ya karşılık kritonu vermek üzere anlaşır. Ancak bu kez buluşma yeri ve saatini Richard belirler. 2 Arap ajan, Sondra'yı tekneyle nehirden getirir. Sondra, Richard'a teslim edilir. Michelle, kritonu Araplara vereceği sıradaysa diğer ajanlar gelir ve çatışma çıkar. 2 Arap ajan ve Michelle ölür. Richard, kritonu diğer ajanlara teslim etmek yerine nehre fırlatmayı tercih eder.

Comment / Yorum:

Roman Polanski'nin 80'li yıllarda çektiği 2 filmden sonuncusu olan Frantic, yaklaşık 20.000.000 dolara mal oldu. Filmin Amerika'da elde ettiği hasılat, filmin maliyetinin altında kaldı. Harrison Ford'un başrolde yer aldığı filmde genelde pek popüler olmayan oyuncular rol aldı. Filmin akılda kalan müziği usta besteci Ennio Morricone imzası taşıyor.
Aksiyon, gerilim ve komedinin harmanlandığı film, Harrison Ford için yerinde bir seçim olmuş. Oyunculuk kariyerinin başlarında olan Emanuelle Seigner ise deyim yerindeyse turnayı gözünden vurmuş. Çünkü Frantic, hem oyunculuğunu konuşturduğu hem de popülaritesini arttırdığı bir yapım olmuş. Filmde ayrıca henüz şöhreti yakalamamış Dominique Pinon'u ve yönetmen Roman Polanski'yi de küçük rollerde görebilmek mümkün.
Ajanların kimi zaman konuşarak anlaşmaya çalışması, kimi zamansa silahlarını kullanarak işlerini halletme çabası; oldukça tutarsız görünüyor. Bunun en bariz örneği ise silahlarını kullanmaktan çekinmeyen ajanların, kritonu ellerinde bulunduran Richard ve Michelle'i alıkoymak yerine sadece sözlerine güvenip anlaşma yoluna gitmeleri. Filmdeki asıl tutarsızlık; ajanların, heykelin elinde olduğunu sandıkları Sondra'yı kaçırırlarken otel odasına girip heykeli aramamış olmaları.
Frantic, senaryosundaki bazı tutarsızlıklara karşın gerilim ve aksiyon bakımından tatmin edici ve sürükleyici bir film. Üstelik komik sahneleriyle seyirciyi zaman zaman gülümsetmeyi de başarabilen bir yapım.

Imdb note : 6.8                              My note : 6.5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder