Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

5 Aralık 2013 Perşembe

Salinui Chueok / Memories of Murder / Cinayet Günlüğü (2003)

Director / Yönetmen:
Bong Joon – Ho

Screenplay / Senaryo:
Bong Joon – Ho
Kim Kwang – Rim
Sung Bo Shim

Cast / Kadro:
Song Kan – Ho
Kim Sang – Kyung
Kim Roe – Ha
Song Jae – Ho
Byeon Hie – Bong
Ko Seo – Hie
Park No – Shik
Park Hae – Il
                                                            Choi Jong – Ryol
                                                            Jeon Mi – Seon
                                                            Jeong In – Seon
                                                            Kim Ha – Kyeong
                                                            Lee Jae – Eung
                                                            Seo Young – Hwa
                                                            Sung Ji – Ru

Subject / Konu:
Dedektif Park ve yardımcısı, bir tarladaki olukta elleri bağlı şekilde bulunan çıplak kadın cesedini incelerler. Park, bu tecavüz ve cinayet olayını soruşturmaya başlar. Olayın diğer kadın cinayetiyle bağlantısı olduğuna inanırlar. Şüpheliler soruşturulur ve resimleri çekilir. Olay yeri kapatılamadığı için çevrede dolaşan köylüler, ayak izi gibi ipuçlarını yok eder.
Park’ın kız arkadaşından cinayete dair duydukları harekete geçmesini sağlar. Kwang Ho isimli özürlü gencin cinayetten önce öldürülen kız Hyang Sook’un peşinden gittiğini öğrenir ve sorgular.
Köye olayı soruşturmak için gönüllü gelen dedektif Seo’yu bir yanlış anlaşılma sonucu tecavüzcü sanan Park, dedektifi hırpalayıp tutukladıktan sonra gerçeği farkına varır.
Park, cinayeti işlediğini düşündüğü Kwang Ho’ya suçu itiraf ettirmeye çalışır. Kwang Ho, Park’ın söylediklerini tekrar ederek Hyang Sook’un nasıl öldürüldüğünü anlatır. Park, Kwang Ho’nun söylediklerini kasete kayıt eder.
Park’ın tuhaf yöntemlerini benimseyen Seo, olayı kendisi incelemeye başlar. Park,  Kwang Ho’ya suçu işlediğini kabul ettiremeyince Kwang Ho serbest bırakılır. Seo, başından beri Kwang Ho’nun suçlu olduğuna inanmamaktadır.
Olay medyaya da rastlayınca araştırmanın başına geçmesi için bir müfettiş atanır. Seo, 2 cinayetinde yağmurlu gecelerde işlendiğine ve 2 kadınında kırmızı elbise giydiğini söyler. Kasabadaki kayıp kızlardan birinin de en son kırmızı elbiseyle görüldüğüne ve kaybolduğu gün havanın yağmurlu olduğuna dikkat çeker ve bu kızında öldürüldüğünü düşündüğünü söyler. Cesedin olabileceği olası yerleri araştırmak için müfettişten 2 bölük polis ister. Çok geçmeden cesedi bulur.
İlk yağmurlu gecede katili yakalayabilmek için harekete geçirilir. Bir bayan memur kırmızı elbiseyle yağmurda dolaşır. Ancak katil, başka bir kadını öldürür ve geride yağmurdan bozulmuş ayak izlerinden başka da bir kanıt bırakmaz.
Memur Kwon, dinlediği bir radyoda cinayet günleri hep aynı şarkının istendiğini tespit eder ve durumu müfettiş, Seo ve Park’a bildirir.
Gece tuhaf bir şekilde kadın iç çamaşırlarıyla mastürbasyon yapan bir adama rastlarlar. Kaçan adamın peşine düşerler ve nihayetinde yakalarlar. Adamın, hasta karısına ve çocuklarına bakan ve çevresince çok sevilen biri olduğu anlaşılır. Amacının çocuklarının olmadığı bir yerde mastürbasyon yapmak olduğunu ve korktuğu için kaçtığını öğrenirler. Park, işkence ve kötü muameleyle adama tecavüz suçlarını itiraf ettirmeye kalkışır.
Seo, öğrenciler arasında dolaşan bir söylenti üzerine okul tuvaletlerini kontrol etmeye gider. Tuvalette rastladığı öğretmen, söylentilerden haberdar olduğunu söyler ve bu olayla ilgili tepede yaşayan ağlayan kadından bahseder. Seo, kadını bulur. Ancak kadın çok ürkek olduğu için Seo ile değil bir bayan memurla görüşüp soruları cevaplar. Kadın, katilin diğer cinayetlerde yaptıklarını kendisine de yaptığını, ancak bir şekilde hayatta kaldığını anlatır. Korkudan katilin yüzüne bakamadığını, ellerinin ise bir kadın kadar narin olduğunu söyler.
Anlaşamayan Seo ile Park, kavga ettikleri sırada radyoda katilin istek yaptığı şarkının yine çaldığını fark ederler. Seo dışarıya bakar ve yağmur yağdığını görür. Hemen harekete geçseler de destek için çağıracakları askerlerin başka bir yere gönderildiğini öğrenirler. Ve katil bir cinayet daha işler. Bu sefer cesedin vajinasından 9 parça çıkar.
Radyodan şarkı isteğinde bulunan kişinin adresine ulaşan Seo ve Park, harekete geçerler. Evinde bulamadıkları Hyun – Gyu isimli adamı çalıştığı fabrikada tutuklarlar. Sorguda oldukça soğukkanlı davranan Hyun – Gyu suçu kabul etmez. Hyun – Gyu’nun suçlu olduğuna inanan ama kanıta ihtiyaç duyan Seo, Kwang Ho’nun söylediklerini hatırlar. Çünkü Kwang Ho, kaset kaydında Park’ın söylettiklerinin dışında da şeyler söylemiş ve kurbanların boğulma şekillerini anlatmıştır. Kaseti tekrar dinleyen Seo ve Park, Kwang Ho’nun görgü tanığı olduğunu anlar. Kwang Ho’yu bulup olayı görüp görmediğini sorarlar. Kwang Ho, olayı ve katili gördüğünü söyler. Hyun – Gyu’nun fotoğrafı kendisine gösterilip katil olup olmadığı sorulduğunda cevap vermeyen ve tren raylarına kaçan Kwang Ho, tren tarafından ezilip ölür.
Son cesedin elbiselerinin üzerinde sperm bulunur. Ancak Güney Kore’de spermden elde edilecek DNA’nın Hyun – Gyu’ndan alınacak DNA örnekleriyle karşılaştırmasını yapacak teknoloji olmadığı için örnekler Amerika’ya gönderilir ve sonuçları beklemeye başlanır. Bu sırada Hyun – Gyu’da 24 saat gözem altında tutulur.
Bir gece Hyun – Gyu’nun evinin önünde bekleyen Seo, uyuya kalır. Kendisine geldiğinde  Hyun – Gyu’nun bir otobüse binip gittiğini görür. Ertesi sabah bir kzı öğrencinin cesedi bulunur. Cesedin vajinasından bir kalem ve kaşık çıkar. Öfkeden deliye dönen Seo, Hyun – Gyu’yu bulup kuytu bir yere götürüp dövmeye başlar. Bu sırada Park, Amerika’dan gelen sonuçlarla Seo’nun yanına gelir. Seo sonuçlara bakar ve Hyun – Gyu’nun DNA’sıyla katilin DNA’sının tutmadığını görür. Seo, sonuçlara karşın katil olduğuna inandığı Hyun – Gyu’yu öldürmeye çalışır. Ama Park, Seo’yu engeller.
Yıllar sonra polisliği bırakıp bir satıcı olan Park, yolu cinayetlerden birinin yakınından geçince arabayı durdurup bir ceset bulduğu oluğa gider ve oluğun içine bakar. Bu sırada yanına gelen küçük bir kız, oluğa bakan başka bir adam gördüğünü ve bu adamın daha önce yaptığı bir şeyi hatırlayıp oluğa baktığını söylediğini anlatır. Park, kıza adamın nasıl biri olduğunu sorar. Kız, adamın normal görünüşlü biri olduğunu söyler.

Comment / Yorum:
Yönetmen Bong Joon – Ho, Güney Kore’nin ilk, çözülemeyen ve en çok konuşulan seri cinayetini sinemaya aktarır. 1986 – 1991 yılları arasında yaşanan gerçek bir seri cinayet olayına dayanan senaryo, uzun araştırma sürecinden dolayı 1 yılda yazılır. Bong Joon – Ho, Alan Moore’un “From Hell” isimli çizgi romanından da esinlenir. Bahsi geçen çizgi roman da 150’ye yakın hayat kadınını öldürdüğü düşünülen tarihin en ünlü seri katillerinden Jack The Ripper’ın hikayesine dayanmaktadır. Amerika’da 14.131 dolar hasılat elde edebilen film, Güney Kore’de ise tam 5.101.645 seyirciye ulaşmayı başarır.
Gerçek bir seri cinayet olayını suç, şiddet ve komediyle ustaca harmanlamayı başaran Salinui Chueok / Memories of Murder / Cinayet Günlüğü, Güney Kore sinemasının en seçkin örneklerinden biri. Film, Güney Kore’nin cinayetlerin işlendiği 1986 – 1991 yılları arasında yetersiz kaldığı yerlere ışık tutarak bu olayın aydınlanamamasında devletin de büyük rolü olduğuna cesurca işaret ediyor. Dedektif Park rolündeki Song Kan – Ho’nun muazzam performansı da filmin bir diğer dikkat çeken ve ıskalanmaması gereken tarafı.
Film, yönetmen Bong Joon – Ho’ya başta Uluslararası San Sebastian Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen”, “Fipresci”, “Gümüş Deniz Kabuğu” ve Uluslararası Tokyo Film Festivali’nde “Asya Film Ödülü” olmak üzere tam 14 ödül kazandırır.
Salinui Chueok, henüz izlememiş sinemaseverlerin izledikten sonra nasıl olmuşta bu filmi izlememişim diyeceği ve seri katil filmleri deyince de listelerde kendisine saygın bir yer edinecek bir yapım.


Imdb note: 8.1                               My note: 8.5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder