Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

7 Nisan 2012 Cumartesi

Halıcı Kız / The Carpetmaker Girl (1953)

Director / Yönetmen:

Muhsin Ertuğrul

Screenplay / Senaryo:

Mebrure Sami Alevok

Cast / Kadro :

Heyecan Başaran
Agah Hün
Handan Uran
Asuman Korad
Altan Karındaş
Müfit Kiper
Neriman Esen
İbrahim Delideniz
Viktorya Haçikyan
                                                                Mehdi Yeşildeniz
                                                                Kemal Tözem
                                                                Kadri Ögelman
                                                                Münir Özkul
                                                                Sadri Alışık
                                                                Şükran Güngör
                                                                Kamran Yüce
                                                                Ertuğrul Bilda
                                                                Suat Taner
                                                                Suna Pekuysal

Subject / Konu:

Isparta'da bir halı atölyesinde çalışan Gül, halı dokumaktaki maharetiyle ve güzelliğiyle dillere destandır. Patronun oğlu Hasan, Gül'e vurgundur. Ancak patronu, Gül'ü değil ortağı Mehmet'in kızını oğluna gelin olarak almak ister. Kendince bir önlem alan patron, Gül'ün tezgahını evine taşıtır ve böylece Gül'ü atölyeden uzaklaştırmış olur.
Gül'ün annesi, yaşanan bu olayın ardından Gül'ün işini kaybetmesinden korku duyar. Ölüp gitmeden kızının mürüvvetini görmek isteyen yaşlı kadın, Gül'ün oldukça varlıklı bir adam olan İbrahim Efendi ile evlenmesini ister. Ancak Gül'ün gönlü Hasan'dadır.
İş çıkış zamanında atölyeye ip almak için giden Gül, Hasan'ın atölyedeki kızlardan biriyle oynaştığına şahit olur. Gül koşarak kaçar. Hasan, Gül'ün herşeyi öğrendiğini anlar.
Gül'ün evine gelen patronu, Gül'e sırnaşır. Gül tarafından terslenen patron, adamlarına Gül'ün tezgahını almaları için talimat verir. Adamlar, tezgahı alır. Duruma üzülen Gül'ün annesi fenalaşır. Aceleyle doktoru bulmaya giden Gül, doktorun değirmene gittiğini öğrenince; değirmene doğru koşar. Gül, değirmene çabuk ulaşabilmek için yolda rastladığı İbrahim'in kamyonuna biner. Kamyon arızalanıp durunca İbrahim, Gül'e tecavüz etmeye kalkar. O sırada orada avlanmakta olan Hasan, İbrahim'le kavgaya tutuşur. Hasan, İbrahim'i döver ve bir daha Gül'ü rahatsız etmemesi için uyarır. Gül'ü evinin yakınında bırakan Hasan, doktor bulmaya gider. Gül eve vardığında annesinin ölüsüyle karşılaşır.
Yaşadıkları, hakkındaki dedikodular ve artık kimsenin kendisine iş vermemesi canına tak eden Gül, Sevda teyzesiyle birlikte trene atlar ve Eskişehir üzerinden İstanbul'un yolunu tutar. Gittiği yerde erkeklerin ilgisini çeken ve bu yüzden kadınlar tarafından istenmeyen Gül, karısı ölmüş Tahsin Bey'in kızı Ayşe'ye bakıcılık yapmaya başlar. Yeniden evlenmeye hazırlanan Tahsin, kıskançlıklar yüzünden Gül'ün işine son verir.
Gül, zengin bir ailenin evinde hizmetçilik yapmaya başlar. Evin oğlu Erol, genç bir kızı hamile bırakıp kızın intihar etmesine sebep olmuş, işi gücü içip serserilik yapmak olan biridir. Erol, gözüne kestirdiği Gül'ün odasına girer ve genç kıza tecavüze kalkışır. Sarhoş Erol'dan kurtulmayı başaran Gül, evden ayrılır.
Bir çiftlikte hasta bir kadının bakıcılığını yapmaya başlayan Gül, aradığı huzuru ve mutluluğu burada bulduğunu düşünse de; kadının oğlu ve gelini misafirliğe gelince işler değişir. Gelinin kıskançlık krizine girmesi, Gül'ün işinden olmasına neden olur. Çiftlikten ayrılan Gül, ormanlık bir alandan geçerken ayağı burkulunca bir ağaç dibine oturur. Gül, yanına bir adamın geldiğini farkeder. Acaba bu adam da şimdiye kadar karşısına çıkan her erkek gibi bedenini elde etmeye çalışanlardan birisi midir diye düşünür. Adam, yaralı Gül'ü kulübesine götürür ve bir fenalık yapmaz. Gül, adamdan etkilenir. Adam da Gül'den etkilenmiştir. Ancak bir kadına güvenmek onun için kolay değildir. Çünkü Erol'un hamile bıraktığı kız, Erol'la birlikte olabilmek için kendisine ihanet ettiğinde kadınlara güvenini yitirmiş ve dağ başında yaşamaya başlamıştır.
Gül, sevgisine karşılık bulamadığı için gitmeye karar verir. Adam Gül'ün peşinden gider. Vedalaşıp ayrılmak üzerelerken birbirlerine aşklarını ilan ederler. Evlenmeye karar verirler.
Babasının kendisini evlendirmek istediği kızla evlenmekten son anda vazgeçen Hasan, Gül'ü bulmaya çalışır. Gül'ün evleneceği haberini alınca soluğu İstanbul'da alır. Uzaktan Gül'ün ne kadar mesut olduğunu gören Hasan, artık Gül'ü tamamen kaybettiğini anlar.
Çobanın tavsiyesine uyan mutlu çift, insanlardan uzak durmaktan vazgeçerler ve dağ başındaki kulübelerinden ayrılıp şehre inerler.

Comment / Yorum:

Halıcı Kız, Türk sinemasını uzun süre sırtında tek başına taşımış olan Muhsin Ertuğrul'un son filmi. Filmin bir diğer özelliği de ilk renkli Türk filmi olması. Renkli filmlerin ülkemizde 60'ların sonlarıyla yaygınlaştığı düşünülürse; Muhsin Ertuğrul'un yenilikçiliği ve cesaretiyle bu konuda da Türk sinema tarihine adını bir ilk olarak yazdırması, takdire şayan.
Renkli çekildiği için maliyeti oldukça yüksek olan Halıcı Kız (150.000 Lira), aynı zamanda sponsor desteğiyle çekilen ilk Türk filmi olma özelliğini de taşıyor. Buna karşın film, 13 Nisan 1953'te Atlas Sineması'nda gösterime sokuldu ve zarar etti. Bu başarısızlık, özel sektörün sinemadan desteğini çekmesine neden olmuş.
Halıcı Kız, kadın odaklı bir film ve erkeğin kadına bakış açısına eleştirel gözle değinmesi bakımından dikkat çekiyor. Anadolu'nun bir köşesinde ya da İstanbul'da, bir ağa ya da sıradan bir esnaf, okumuş bir zengin çocuğu ya da bir bahçevan, herhangi bir yerde herhangi bir erkeğin kadını cinsel obje olarak görmesi eleştiriliyor. Film, bu yönüyle başarılı olsa da; kopuk senaryo ve abartılı oyunculuklar, ne yazık ki filmi aşağıya doğru çekiyor.
Muhsin Ertuğrul, çoğu filminde olduğu gibi bu filmin oyuncu kadrosunda da ağırlıklı olarak tiyatro oyuncularını tercih etmiş. Başrolde seyrettiğimiz Heyecan Başaran, Türk sinemasının parlayıp kaybolan isimlerinden biri. Kariyerinde sadece 5 sinema filmi olan oyuncu, buna karşın 1952 - 1953 döneminde ardarda 4 filmde önemli roller aldıktan sonra bir daha film çevirmemiş. Daha çok seslendirmelerden tanıdığımız Agah Hün, filmde önemli rollerden birini üstlenmiş. İlerki yıllarda tiyatronun ve sinemanın dev isimleri olacak Münir Özkul, Sadri Alışık, Şükran Güngör ve Suna Pekuysal, filmde çok küçük rollerde yer almış.
İlk renkli film olması nedeniyle özellikle İstanbul çekimlerinde manzara, oldukça cömertçe kullanılmış. Kıyafetlerde de genellikle kırmızı renk tercih edilmiş.
Halıcı Kız, olumsuz yönleri olmasına rağmen birçok yönüyle Türk sinema tarihinde bir.ilk olmayı başarmış, çok değerli bir film.

Imdb note : 7.2                              My note : 5

1 yorum:

  1. Tiyatro mantığıyla çekilmiş bir film olduğu sıkça belirtilenler arasında. Muhsin Ertuğrul'un son filmidir. Ömer Lütfi Akad'ın "Kanun Namına" filmi ile dış mekan çekimleri ve kullanılan teknikler değişmeye başlamıştır

    YanıtlaSil