Director / Yönetmen:
Ron Howard
Screenplay / Senaryo:
Peter Morgan
Cast / Oyuncular:
Chris Hemsworth
Daniel Brühl
Olivia Wilde
Alexandra Maria Lara
Pierfrancesco Favino
David Calder
Natalie Dormer
Stephen Mangan
Christian Mckay
Alistair Petrie
Julian Rhind – Tutt
Colin Stinton
Jamie de Courcey
Augusto Dall’ara
Ilario Calvo
Patrick Baladi
Vincent Riotta
Martin Savage
Jamie Sives
Simon Taylor
Rob Austin
Tom Wlaschiha
Cristian Solimeno
James Norton
Josephine De La
Baume
Geoffrey Streatfield
Julien Vialon
Douglas Reith
Polly Furnival
Brooke Johnston
Hannah Britland
Lisa Mcallister
Hans – Eckart Eckhardt
Vanessa Zachos
Subject / Konu:
Her gününü son günüymüş gibi yaşayan, çapkın ve disiplinsiz
Formula 3 pilotu James Hunt ve sıkı bir analizci olan Avusturyalı pilot Niki
Lauda’nın yolları ilk kez kesiştiğinde Lauda, Hunt’ı geçer ama daha sonra
Hunt’ın temasıyla yarış dışı kalır. Yarış sonu Lauda, yarışın kazananı Hunt’la
tartışır.
Lauda, yarışçı olabilmek uğruna zengin babasına rest çekip
bankadan kredi çeker ve kendisine Formula 1’in orta sınıf bir takım olan BRM’de
yer bulur. Lauda, aracının tasarımını en ince ayrıntısına kadar kendi yapar ve
aracı mükemmel hale getirir. Bu başarı, daha çaylakken takımın 1. pilotu Clay
Regazzoni ile eşit şartlarda 2 yıllık kontrat talep etmesine neden olur.
Yılın en iyi yarışçısı seçilen Hunt’ta sponsor desteği
olmadan Formula 1’de kendisine yer bulur. Hunt yarış öncesi zihninde yarışı
canlandırmakta ve nerede hangi hamleyi yapacağını planlamaktadır. Artık uslu
çocuk olacağını söyleyen Hunt, ani bir kararla evlenir.
Lauda’nın dehasını keşfeden Ferrari Regazzoni ve Lauda’yı
bünyesine katar.
1975 dünya şampiyonluğu Hunt’ı geçmeyi başaran Lauda’nın
olur. Yenilgiyi hazmedemeyen Hunt, ertesi yıl ne pahasına olursa olsun Lauda’yı
yenmek istemektedir. Bu yüzden hazırlıklara başlamak ister. Ancak takımı
sponsor desteği bulamadığı için iflas edince yeni takım arayışlarına koyulur.
Sık görüşemediği karısıyla da arası açılır. Mclaren’in pilotunun takımdan
ayrılması üzerine Hunt, kendisine Mclaren’de yer bulmayı başarır.
1976 yılında yarış sezonu Brezilya rallisiyle açılır. Hunt,
yarışa ilk sıradan başlama hakkı kazansa da Lauda yarışı kazanmayı başarır.
Güney Afrika rallisinde yarışı yina Lauda kazanır. Hunt bu sefer 2. olarak ilk
puanlarını kazanır. İspanya rallisinde Hunt ilk zaferini kazanırken Lauda 2.
olur. Ancak Mclaren’in aracının nizami ölçülerde olmaması diskalifiye olmasına
neden olur. Mclaren, aracında zorunlu değişiklikler yapmak zorunda kalır.
Monaco rallisinde bu değişikliklerden kaynaklanan arıza sonucu Hunt yarış dışı
kalır. Araç, Belçika rallisinde de arızalanıp yarış dışı kalınca Hunt çılgına
döner.
Hunt, karısının aktör Richard Burton’la ilişkisinin olduğunu
gazetelerden öğrenir. Karısıyla görüşüp ayrılma kararı alan Hunt, agresif
sürüşüyle Fransa rallisini kazanırken, Lauda yarışı tamamlayamaz. Britanya
rallisinde de Lauda’yı geçmeyi başaran Hunt, yarışı kazanır. Lauda yarışı 2.
sırada tamamlar. Hunt için güzel haberler, İspanya’da 1. olmasına rağmen
diskalifiye edilme kararının iptal edilmesiyle ve puanlarını geri kazanmasıyla
devam eder.
Lauda, sevgilisiyle evlenir. Ancak Lauda bir yandan da
mutluluğun başarı önündeki engel olduğunu düşünür.
Sıra zorlu Almanya rallisine geldiğinde Lauda, yağış yüzünden
hayatlarının büyük risk altında olduğunu söyler ve yarışın iptal edilmesini
talep eder. Ancak başta Hunt olmak üzere çoğunluk yarışın yapılmasını isteyince
yarış yapılır. Lauda agresif bir başlangıç yaparak Hunt’ın önüne geçer. Ancak
yağmur lastikleri yerine kuru zemin lastikleri kullanan Mass, öne fırlar ve
önce Hunt’ı sonra da Lauda’yı geçer. Araçlar lastik değişimleri için pit – stop
yaptıkları sırada Hunt önde çıkmayı başarırken, Lauda hem ekibinin yavaş
kalmasından hem de pitten çıktığı sırada bir araçla sorun yaşadığından geride
kalır. Aradaki farkı kapatamak için agresif bir sürüş yapan Lauda, 2 aracın
daha dahil olduğu büyük bir kaza yaşar ve aracı alev alır. Alevler yüzünden uzun
süre araçtan çıkartılamayan Lauda, çıkarılır çıkarılmaz helikopterle hastaneye
kaldırılır. Bütün vücudu yanıklar içinde olan Lauda, akciğerindeki yanıklar
nedeniyle azap dolu günler geçirir. Hunt, Lauda’nın yokluğunu fırsat bilip
aradaki farkı kapatırken Lauda büyük bir azimle iyileşip pistlere dönmeye
çalışır.
İtalya rallisinde inanılmaz gerçekleşir ve tanınmaz hale
gelen Lauda geçirdiği kazadan 42 gün sonra yarışa katılacağını açıklar. Hunt,
Lauda’ya yaşadıkları için kendini suçlu hissettiğini söyler. Yarışa kötü bir
başlangıç yapan ve geride kalan Lauda, agresif bir sürüşle üst sıralara
tırmanmaya başlar. Hunt yarış dışı kalırken Lauda yarışı 4. sırada tamamlar.
Sezonun son yarışı Japonya’da yapılırken Lauda 68 puanla
lider, Hunt 65 puanla 2. sıradadır. Hava raporu, güçlü rüzgar, aralıklı sis ve
sağanak yağış olacağını yönündedir. Hunt istemese de yarış yapılır. Yarışın
başlamasıyla beraber Hunt 1., Lauda 2. sıraya kurulur. Ancak Lauda beklenmedik
şekilde pite gelir ve yarışı bırakır. Yarışın çok riskli bir hal almasını
gerekçe gösterir. Hunt’a dünya şampiyonu olabilmesi için yarışı 3. olarak
tamamlaması yetecektir. Yarışın bitmesine 4 tur kala Hunt’ın lastiği patlar.
Pite girdiğinde Hunt’ın vites kolunun da kırıldığı anlaşılır. 6. sırada yarışa
dönen Hunt, aracını çılgın gibi sürer ve 2 tur kala 5. sıraya yükselir.
Yarış
bitiminde skor tabelasında Hunt’ın 5. olduğu yazmakatadır. Ancak son turda ne
yaptığı bilinmemektedir. Yarış sonu görevliler çizelgeleri inceler ve Hunt’ın
yarışı 3. sırada bitirdiğini ve dolayısıyla dünya şampiyonu olduğunu
açıklarlar.
Hunt, şampiyonluğun ardından zevk ve eğlence dolu hayatına
geri dönüş yapar. Amacına ulaştığı için 2 yıl daha yarışıp emekli olur. Lauda
ve Hunt, 7 yıl sonra karşılaştıklarında Lauda dünya şampiyonu, Hunt ise bir
televizyon programcısıdır. Hunt, 45 yaşında kalp krizinden hayatını
kaybettiğinda Lauda’da hayatta imrendiği tek kişiyi kaybeder.
Comment / Yorum:
Senarist Peter Morgan, Nikki Lauda ile defalarca bir araya
gelerek Nikki Lauda ile James Hunt arasında yaşanan spor tarihinin en büyük
rekabetlerinden birinin gerçek hikayesini kaleme alır. İlk olarak filmi Paul
Greengrass’ın yönetmesi için anlaşılsa da; Paul Greengrass, “Captain Phillips /
Kaptan Phillips” isimli filmi yönetmeyi tercih eder. Bunun üzerine filmi
yönetmesi için Ron Howard’la anlaşılır.
Yaklaşık 38.000.000 dolara mal olan film, 15 Kasım 2013
itibariyle sadece Amerika genelinde 26.903.709 dolar hasılat elde eder.
Chris Hemsworth, James Hunt karakterini oynayabilmek için
oyuncu seçmelerine katılır ve yönetmen Ron Howard’ı etkileyip rolü kapmayı
başarır. Hemsworth, James Hunt’a fiziksel olarak benzeyebilmek için 14 kilo
verir. Nikki Lauda’yı canlandıran Daniel Brühl ise Lauda’nın mimiklerini
yapabilmek için dişlerine aparat takar.
Filmin diğer önemli rollerini Alexandra Maria Lara, Olivia
Wilde ve Pierfrancesco Favino üstlenir. Richard Burton karakterini
canlandırması için Russell Crowe düşünülse de daha sonra bu fikirden
vazgeçilir.
Altın Küre’de sadece 2 adaylık alabilen, Akademi
Ödülleri’nde ise esamesi dahi okunmayan bu başyapıt, hiç şüphesiz ki en azından
“En İyi Film”, “En İyi Orijinal Senaryo”, “En İyi Yönetmen” ve de özellikle “En
İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” kategorilerinde Oscar’a aday gösterilebilirdi. Bu
analiz doğrultusunda “Rush / Zafere Hücum” filminin yılın en çok haksızlığa
uğrayan filmi olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Rush, spor dünyasının olağanüstü rekabetlerinden birini
sürükleyici ve bir an olsun düşmeyen temposuyla muazzam şekilde anlatan bir
yapım. Bu filmi izlemek için bir neden aramaya gerek yok. Sıradan bir
sinemasever olmak bile filmi hayranlıkla seyretmek için yeterli.
Imdb note: 8.3 My note: 9
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder