Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

31 Temmuz 2011 Pazar

Barquero / Salcı (1970)

Director / Yönetmen:

Gordon Douglas

Screenplay / Senaryo:

William Marks
George Schenck

Cast / Kadro :

Lee Van Cleef
Warren Oates
Forrest Tucker
Kerwin Mathews
Marietter Harthley
Marie Gomez

 

Subject / Konu:

Müthiş bir soygun yapan Jake Remy ve çetesi, çok önemli bir cephaneyi ele geçirmiştir. Cephanenin içinde yeni ve çok güçlü tüfekler yer almaktadır. Meksika'ya kaçmak niyetinde olan Remy, Fransız akıl hocası Marquette ile birlikte çok zengin olma hayalleri kurmaktadır.
Geçimini salcılıkla sağlayan Travis, insanları bulunduğu kasabadan nehrin karşı tarafına geçiren tek kişidir. Remy, çetesi ve yanlarında getirdikleri cephaneyle yollarının üzerinde olan nehrin bulunduğu kasabaya gelmeden önce karşı kıyıya geçmelerini sağlayacak olan salı ele geçirmeleri için 2 adamını kasabaya yollar. Travis, adamları etkisiz hâle getirir ve Remy'nin çetesi kasabaya ulaşmadan önce tüm kasaba sakinlerini nehrin karşı kıyısına geçirir. Remy, çetesiyle kasabaya ulaşır. Sal nehrin karşı tarafında olduğu için elleri kolları bağlı kalan Remy, önce Travis'e tehditler savurur, sonra da anlaşmaya çalışır. Ama Travis, oralı olmaz. Remy, kasabada kalmış bir kişiyi rehin alır ve salı elde etmek için koz olarak kullanır. Esir alınan adam, güzelliğiyle Travis'i büyüleyen kasabadaki kadının sevgilisidir. Kadın, Travis'e sevgilisini kurtarma karşılığı ne isterse vereceğini söyler. Sıradan bir adam olmayan Travis, nehrin karşı tarafına geçer ve esir adamı kurtarır. Karşılığında da arzuladığı kadına kavuşur. Öfkeden deliye dönen ve kaçmak için fazla vakti kalmayan Remy, Marquette'ten çözüm bulmasını ister. Marquette, adamlara kasabada bulabildiği tüm tahta parçalarını toplatır ve 2 sal yaptırır. Nehrin karşı tarafına geçerler. Travis ve kasabalılar, Remy ve adamlarıyla çatışır. Travis ve Remy artık karşı karşıyadır...

Comment / Yorum:

Barquero, vasat sayılabilecek bir western filmi. Filmin kayda değer yönü; iyi sayılabilecek oyunculuklar. Warren Oates, önemli bir performans sergilemiş ve Remy karakteriyle gayet başarılı olmuş. Bu tarz filmlerin aranan oyuncusu Lee Van Cleef için de başarılı denebilir.
Filmin kötü karakteri olan Remy'nin geri dönüşlerle anlatılan hikayesi oldukça başarılı. Bu geri dönüşler; Remy'nin çektiği işkenceleri anlatıyor ve neden kötü bir adama dönüştüğünü gösteriyor. Şayet hikaye bir kahramanlık hikayesine dayandırılmasaydı; ortaya daha iyi bir film çıkabilirdi. Türünün önemli örneklerinden biri olmasa da yine de izlenebilir bir film.

Imdb note : 5.8                             My note : 4.5

Shoot Out / Ölüm Vuruşu (1971)

Director / Yönetmen:

Henry Hathaway

Screenplay / Senaryo:

Marguerite Roberts

Novel / Kitap :

Will James

Cast / Kadro :

Gregory Peck
Pat Quinn
Robert F. Lyons
Susan Tyrell
                                                       Jeff Corey
                                                       Dawn Lyn

Subject / Konu:

Clay Lomax, soygun nedeniyle 8 yıl hapis yattıktan sonra tahliye olur. Hapis yatmasının sebebi; banka soygununda suç ortağı olan Sam Foley'nin kendisine ihanet edip yakalanmasına neden olmasıdır. Clay, intikam için Sam'i bulmaya karar verir. Clay'in tahliye olduğunu öğrenen Sam ise; Clay'in peşine 3 serseri takar.
Clay eski sevgilisini bulup biraz para almak ister. Ancak sevgilisinin bir süre önce öldüğünü ve Decky adlı 8 yaşındaki kızını, kendisine emanet ettiğini öğrenir. Başta kızı yanına alıp almama konusunda tereddütleri olan Clay, Decky'nin kendi kızı olabileceği düşüncesine kapılır ve kızı yanına alır.
Clay, belli süre sonra 3 serserinin kendisin takip ettiğini farkına varır. Serserilerle bir kaç kez karşı karşıya gelir ve kolay lokma olmadığını gösterir. Ama serserilerin kolay kolay pes etmeyeceğini de farkındadır. Clay, 2 serseriyi haklar ve Sam'in bulunduğu yere gelir. Geriye kalan son serseride ordadır ve Sam'in vadettiği paraları almaya gelmiştir. Sam, para vermekten vazgeçince; silahlar çekilir. Kısa bir süre sonra Clay'de olay yerine gelir.

Comment / Yorum:

Film, kariyerinin büyük bölümünde western tarzı filmler çekmiş Henry Hathaway'in 2. sınıf denebilecek filmlerinden biri. Yönetmenin çektiği sondan 2. film. Oyunculuk performanslarının vasatı aşamdığı film; Gregory Peck'in filmografisinin zayıf halkalarından biri.
Küçük kız sayesinde filme sempati ve duygusallık katılmaya çalışılmış ve nispeten de olsa başarılmış. Ancak hikayenin zayıflığı; filmin belli bir çıtanın üstüne çıkmasını engellemiş.

Imdb note : 5.8                             My note : 4

24 Temmuz 2011 Pazar

Düşman Yolları Kesti (1959)

Director / Yönetmen:

Osman F.Seden

Screenplay / Senaryo:

Tarık Dursun Kakınç

Cast / Kadro :

Eşref Kolçak
Sadri Alışık
Nurhan Nur
Kadir Savun
Hulusi Kentmen
Yılmaz Gruda
Nubar Terziyan
                                                      O.Nuri Ergün

Subject / Konu:

İstanbul'dan Mustafa Kemal'e destek veren ve Anadolu'ya silah ve cephane sevkedilmesinde yardımı olan bazı kişiler, padişahın casuslarınca ortaya çıkartılır. Ethem bey ve Hulusi bey gibi önemli kişiler kurşuna dizilerek öldürülür. Casuslara yakalanmadan silah ve cephane sevkiyatı gerçekleştirebilmek için yeni planlar yapmak gerekmektedir. Alınan kararlar doğrultusunda Yüzbaşı Nazmi, iletişimi sağlamak göreviyle Anadolu'ya gönderilir. Bu görevde yanında teşkilattan Makbule Hanım ve Dahiliye nezaretinde görevli İdris bey de yer alacaktır.
Bu zorlu yolculuk sırasında Nazmi ile Makbule birbirlerine gitgide yakınlaşır. İdris bey ise sürekli şüphe uyandıran hareketler yapar. Nazmi, her geçen an İdris'in casus olduğundan biraz daha şüphelenmektedir. Aralarında psikolojik bir savaş yaşanmaktadır.

 

Comment / Yorum:

Film için; Osman F.Seden'in ilk önemli filmi diyebiliriz. Dönem itibariyle incelendiğinde; yönetmenliğin üst düzeyde olduğu bir film. Zengin bir oyuncu kadrosuna sahip olan film, oyunculuk performansları itibariyle de başarılı. Ana karakterleri, dönemin önenli oyuncuları; Eşref Kolçak, Sadri Alışık ve Nurhan Nur canlandırmış. Gösterildiği dönemde hak ettiği değeri ve ilgiyi göremeyen filmin popülaritesi, yıllar geçtikçe artmış. Film, 50'li yılların en iyi yapımları arasında kabul edilmekte.
Düşman yolları kesti için; Kurtuluş Savaşı'nı bireyselliğe indirgeyip, psikolojik açıdan inceleyen tek film diyebiliriz. Osman F.Seden, gerilimin dinamikliğini koşut kurgu tekniğini kullanarak ve yakın plan çekimlerle sağlamayı başarmış. Film, sadece bu özellikleriyle bile Türk sinema tarihinin en önemli filmleri arasında yer almayı fazlasıyla hak ediyor.

Imdb note : 7.1                             My note : 7

21 Temmuz 2011 Perşembe

Sarı Mersedes / Mercedes Mon Amour (1992)

Director / Yönetmen:

Tunç Okan

Screenplay / Senaryo:

Tunç Okan
Macit Koper

Novel / Kitap :

Adalet Ağaoğlu ( from "Fikrimin ince gülü" )

Cast / Kadro :

İlyas Salman
Menderes Samancılar
Valedie Lemoine
                                                         Saadet Gürses
                                                         Tuncay Akça
                                                         Serra Yılmaz

Subject / Konu:

Bayram, Almanya'da çalışmakta olan bir işçidir. Emek sarfedip biriktirdiği tüm parayla sarı renkte bir mercedes araba satın alır. Amacı; tatilde, hep hor görüldüğü köyüne gitmek ve çocukluğundan beri aşık olduğu Kezban'la evlenmektir. Bal kız adını koyduğu arabasıyla yolculuğuna başlar. Arabasını adeta gözünden sakınmaktadır. Türkiye'ye kadar kazasız belasız gelir. Ancak; Türkiye sınırını geçtikten sonra başına gelmeyen talihsizlik kalmaz. Yolculuk boyunca kendisine musallat olan bir minibüsün tacizlerine maruz kalır, otoparkta arabasının önünde bulunan amblem çalınır, kamyoncunun tekerleğinden fırlayan taşla arabasının camı kırılır, bozuk ve yapımı tamamlanmamış yollar yüzünden çeşitli kazalar geçirir.
Bayram, yolculuk esnasında geçmişiyle ilgili bazı şeyleri hatırlamaya başlar. Çocukluğunu, hor görüldüğü günleri, çocukluk aşkı Kezban'ı ve Almanya'ya gidebilmek için kandırıp yerine geçtiği İbrahim'i hatırlar. İbrahim'e yaptığı hatırına geldiğinde vicdan azabı duymaz. Yaptığı kötülüğü, o dönemdeki çaresizliğine bağlar.
Arabası hurdaya dönen, perişan haldeki Bayram, köyünün boşaltıldığını ve arkeologlar tarafından kazıldığını görür. Kezban'ın ise bir başkasıyla evlendiğini öğrenir.

Comment / Yorum:

5 yıl gibi uzun bir sürede tamamlanabilen Türk, Alman, Fransız ortak yapımı film, 1992'de tamamlandı. Adalet Ağaoğlu'nun "Fikrimin ince gülü" adlı romanından sinemaya uyarlanan film, 29. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yönetmen Tunç Okan'a "En iyi yönetmen", "En iyi ikinci film", filmin kurgusunu yapan Andre Goiltier'e "En iyi kurgu" ödüllerini kazandırsa da İlyas Salman'ın kazanamadığı "En iyi erkek oyuncu" ödülünden ötürü çok konuşuldu. Ödülün "Kapıları açmak" filmindeki rolüyle Mehmet Aslantuğ'a verilmesini tepkiyle karşılayan İlyas Salman, ödülü kendisinin hak ettiğini söyledi. İlyas Salman, kariyerinin tartışmasız zirve performanslarından biri olan "Bayram" rolüyle, 5. Ankara Film Festivali'nde "En iyi erkek oyuncu" ödülünü kazanmayı başardı. Film ayrıca, 1992'de Kültür Bakanlığı'nın verdiği "Sinema başarı" ve 7. Adana Altın Koza Kültür Sanat Festivali'nce verilen "En iyi müzik" ödüllerini de kazandı.
Türk sinemasında fazla örneği olmayan başarılı bir yol hikayesi. Üzerine bir de İlyas Salman'ın kariyerinin en iyi performanslarından biri eklenince ortaya önemli ve izlenmesi gereken bir film çıkmış.

Imdb note : 7.5                             My note : 8

A Guide To Recognizing Your Saints / Hayatındaki Azizleri Keşfetme Kılavuzu (2006)

Director / Yönetmen:

Dito Montel

Screenplay / Senaryo:

Dito Montel

Novel / Kitap :

Dito Montel

Cast / Kadro :

Robert Downey Jr.
Shia Labeouf
Chazz Palminteri
Dianne West
Channing Tatum
Rosario Dawson
                                                            Eric Roberts

Subject / Konu:

Los Angeles'ta yazarlık yapan Dito, 15 yıl sonra gençlik yıllarının geçtiği New York'a döner, eski hatıraları canlanmaya başlar...
Genç Dito Montel, New York'ta Astoria Queens'te yaşamaktadır. Yaşadığı yer, yoksul ve sürekli tehlikeyle karşı karşıya kalınabilecek bir yerdir. Dito'yu karşılaştığı tehlikelerden kendisinden daha büyük ve güçlü olan arkadaşı Antonio korumaktadır.
Dito, özünde kavgacı değildir ve farklı bir yaşam arayışındadır. Dito'nun bastırdığı istekleri, Mike'ın New York'a taşınmasıyla birlikte ortaya çıkar. Mike ile kısa sürede sıkı arkadaş olan Dito, serseri hayattan uzaklaşıp, Mike'ın ilgi duyduğu sanata ilgi duymaya başlar. Dito, artık seçim yapmak zorundadır. Mike'la birlikte sanatın peşinden mi gidecektir yoksa güzel ve akıllı sevgilisi Laurie ve kendisini korumak için hapse bile düşmeyi göze alan Antonio ile birlikte eski yaşamına devam mı edecektir?
Dito, yıllar sonra döndüğü New York'ta babası Monty, hapishanedeki eski dostu Antonio, kız arkadaşı Laurie ve hatıralarıyla yüzleşmeye başlar. Bu yüzleşmeler, Dito'nun beklediği gibi olmaz ve geçte olsa gerçeği farkına varmasına ve hayatındaki azizleri keşfetmesine neden olur.

Comment / Yorum:

Film, yönetmen Dito Montel'in gerçek hayat hikayesini anlattığı, aynı isimli kitabından sinemaya uyarlanmış. Senaryo ve yönetmen koltuğunda da Dito Montel'i görüyoruz. Dito Montel'in bu ilk yönetmenlik denemesi, takdire şayan başarılar kazandı. Venedik Film Festivali'nde 2 ödül kazanan Dito Montel, Sundance Film Festivali'nde de "En iyi yönetmen" ödülünü almayı başardı ve kariyerine mükemmel bir giriş yapmış oldu.
Filmin oldukça zengin bir kadrosu var. Robert Downey Jr.'ın yeniden çıkış yaşamasını sağlayan filmlerden biri. Bağımsız filmlerde sık sık rastladığımız Chazz Palminteri, Diane West ve Rosario Dawson oyunculuklarıyla göz dolduruyor. Filmin genç oyuncularının performansları içinse ayrı parantez açılması gerek. Shia Labeouf ve Channing Tatum, mükemmel performanslarıyla filmi bir kademe yukarı taşımayı başarmışlar. Uluslararası Gijon Film Festivali'nden filmdeki diğer genç oyuncularla birlikte "En iyi erkek oyuncu" ödülünü kazanan 2 genç oyuncu, Sundance Film Festivali'nde de Robert Downey Jr, Rosario Dawson, Chazz Palminteri ve Dianne West'le birlikte "Jüri özel ödülü"nü kazanmayı başardı.
Tarzı itibariyle Martin Scorsese'nin 1973 yapımı "Mean Streets" filmiyle kıyaslansa da; bahsi geçen filmden çok daha iyi bir film olduğu söylenebilir. Film, başarılı hikayesi ve üst düzey oyunculuk performansları sayesinde modern klasikler arasında kolaylıkla gösterilebilir. Filmle ilgili en unutlmaz şey ise; Dito'nun muhteşem repliği:
"Hayatımdaki herkesi ve herşeyi terkettim ama hiçbiri beni terketmedi."

Imdb note : 7                               My note : 8.5

13 Temmuz 2011 Çarşamba

John Q (2002)

Director / Yönetmen:

Nick Cassavetes

Screenplay / Senaryo:

James Kearns

Cast / Kadro :

Denzel Washington
Robert Duvall
James Woods
Anne Heche
Kimberly Elise
Daniel E. Smith
Gabriela Oltean
Ray Liotta

Subject / Konu:

Güzel bir kadın, trafik kazası sonucu hayatını kaybeder.
John Quincy Archibald, geçim sıkıntısı yaşamaktadır. Borçları yüzünden eşinin arabasına el konulur. Tüm sıkıntılara rağmen eşi Denise ve oğlu Mike'la mutlu bir aile yaşantısı vardır. John, Denise ile birlikte Mike'ın beyzbol maçını izlemeye gider. Mike'ın maç esnasında aniden yere yığılmasıyla tüm hayatları mahvolur. Hastahaneye giderler ve Mike'ın kalbinin normalin 3 katı büyüklükte olduğunu, acilen kalp nakli yapılmazsa kısa süre zarfında öleceğini ve sigortalarının ameliyat masraflarını karşılamadığını öğrenirler. Çeşitli kurumlara yaptıkları başvurular sonuçsuz kalır. Varlarını yoklarını satarak elde ettikleri para, masrafları karşılamak için yeterli değildir. Denise, John'a çıkışır ve artık birşeyler yapması gerektiğini söyler. Yapacak birşeyi kalmayan John, hastahanenin acil kısmına gider. Kapıları zincirlerle kapatır ve hastaları rehin alır. Rehinlerin arasında kalp naklini yapacak Doktor Raymond Turner'da vardır. John'un isteği; oğlu Mike'ın nakil listesine eklenmesidir. Rehinelerin serbest bırakılması için yapılan pazarlıkta, bu isteğini Teğmen Frank Grimes'e bildirir. Frank'in niyeti John'a yardım etmektir. Ancak olayın televizyonlarda canlı yayınlanan bir habere dönüşmesiyle; iş büyür. Olayı devralan Polis Şefi Gus Monroe, John'un vurulmasına karar verir. Yapılan deneme başarısız olur ve John'u vuramazlar. John, polisin kendisiyle işbirliği yapmayacağını düşünür ve oğlunun derhal yanına getirilmesini ister John'un yeni planı kendi kalbinin oğluna nakledilmesidir. Ama bunun için önce kendini öldürmesi gerekmektedir.
Planladığı operasyonda başarısız olan Gus, olayı tekrar Frank'in idaresine bırakır. Mike'ın adı nakil listesine yazılır. Trafik kazasında ölen kadının kalbi hastahaneye helikopterle gönderilir. John kendini vurmak üzereyken; kalp, hastahaneye varmak üzeredir...

Comment / Yorum:

Oldukça zengin bir kadroya sahip olan filmi 2 yönden incelemek gerekli. Oğlu için herşeyi deneyen ve kalbini verip ölmeyi bile göze alan baba figürü, çok klişe bir karakter. Hastahanenin güvenliğinin bu kadar zayıf olup olamayacağı ve Özel Tim'in nasıl olupta tek bir adamı etkisiz hale getiremediği de diğer soru işaretleri. Filmin elle tutulur diğer yönüyse; sosyal güvenlik sisteminin zaafiyetini, güçlüce eleştirmesi.
Film, pekte önemli olmayan 2 ödül dışında ödül kazanamamış. Oyunculuk performansları vasatın üzerinde. Yönetmen Nick Cassavetes'in, 2004 yapımı "The Notebook" filminden sonra en bilinen filmi. İzlenebilir bir film.

Imdb note : 6.7                             My note : 5.5

Umut (1970)

Director / Yönetmen:

Yılmaz Güney

Screenplay / Senaryo:

Yılmaz Güney

Cast / Kadro :

Yılmaz Güney
Gülşen Alnıaçık
Tuncel Kurtiz
Osman Alyanak
Enver Dönmez
Kürşat Alnıaçık


Subject / Konu:

Cabbar, geçimini faytonculuk yaparak sağlamaktadır. Atı, bir arabanın çarpması sonucu ölür. Ailesine bakmak zorunda olan Cabbar'ın, yeni bir at almak için parası yoktur. Bir çıkış yolu arayan Cabbar, milli piyango bileti alır ve ikramiye umuduyla bekler. Piyangodan ikramiye çıkmayınca; bu kez umudunu define bulmaya bağlar. İmamın söyledikleri doğrultusunda arkadaşı Hasan'la birlikte define aramaya başlar. Cabbar, define bulacakları umuduna o kadar sarılır ki; bu uğurda oğlu Memet Emin ve karısı Fatma'yı biçare hallere düşürür.Sonuç yine hüsran olur ve defineyi bulamazlar. Çaresizlik,sefalet ve son umudun da yitirilmesi, Cabbar'ın çıldırmasına neden olur.

Comment / Yorum:

Film, 2. Adana Altın Koza Film Şenliği'nde "En iyi film", "En iyi senaryo", "En iyi erkek oyuncu", "En iyi film müziği" ve "En iyi stüdyo" ödüllerini kazandı. Grenoble Film Şenliği'nde "Seçiciler Kurulu Özel Ödülü" kazanan film, Ankara Sinema Derneği'nin sinemayla profesyonel olarak ilgilenenlerle yaptığı ve 2003 yılında sonuçlanan anketi "En iyi 10 Türk Filmi"nde de yer almayı başardı. Umut, kariyerinin büyük bölümünü 2. sınıf vurdulu kırdılı filmlerle harcamış Yılmaz Güney'in ilk kayda değer yönetmenliği. Yılmaz Güney, filmde yönetmenlik dışında; senarist,yapımcı ve baş rol oyunculuğunu da üstlenmiş ve hepsinin altından alnının akıyla çıkmayı başarmış.
Filmin, İtalyan yeni gerçekçilik akımından etkilendiği ve 1948 yapımı "Ladri di biciclette" ile benzerlikler taşıdığı söylenebilir. Umut, sadece Yılmaz Güney'in kariyeri için değil Türk sineması için de büyük önem taşımakta. Çünkü sinemamızda gerçekçi filmlerin çekilmesine önderlik eden filmlerden biri.

Imdb note : 7.5                             My note : 8

12 Temmuz 2011 Salı

Faize Hücum (1982)

Director / Yönetmen:

Zeki Ökten

Screenplay / Senaryo:

Fehmi Yaşar

Cast / Kadro :

Genco Erkal
Asuman Arsan
Ayşe Selen
Ali Erdemci
Ahmet Sezerel
Bülent Kayabaş
Suna Selen
Yaman Okay
Hikmet Karagöz

Subject / Konu:

Kamil, devlet dairesinde uzun süre çalıştıktan sonra emekli olmuştur. Emeklilik ikramiyesini, çoğu kişinin yaptığı gibi bankerlere yatırmaya karar verir. Çünkü bankerler çok büyük faizler vadetmektedirler. Yüksek faizle gözleri boyanmış olan Kamil, evini de satar ve emeklilik ikramiyesinin yanına evin satışından aldığı parayı ve 3 aylık maaşını da ekler. Parayı bankere yatırır. Bir süre sonra bankerlerin dolandırıcılık yaptığı haberleri yayılmaya başlar. Kamil'in ailesi, varlarını yoklarını bankere yatırdıkları için çok korkmaktadır. Kamil ise parayı yatırdığı bankere güvenmektedir. Bazı bankerlerin kaçtığı haberleri çıkınca; Kamil de telaşlanmaya başlar. Sık sık bankerin bürosuna gidip, parasının akıbetini öğrenmeye çalışır. Belli süre ortalıkta görünmeyen banker, bir gün ortaya çıkar. İsteyene parasını hemen geri verebileceğini söyleyerek, bürosuna gelen tüm müşterilerini ikna edip geri gönderir. Kamil'in içi artık rahattır. Ta ki, dolandırıldığının anlaşılacağı güne kadar! Dolandırıldığını öğrenince soluğu bankerin bürosunda alan Kamil, büroya gelen diğer bankerzedelerin ortalığı yağmaladığını görür. O da birşeyler almak ister. Ama bürodan alınacak hiçbir şey kalmamıştır. Kamil'in gözüne büronun kapısı takılır. Kapıyı söker, sırtlanır ve yola koyulur...

Comment / Yorum:

20. Antalya Film Festivali'ne damga vurmuş, "En iyi film", "En iyi yönetmen", "En iyi senaryo", "En iyi erkek oyuncu" ve "En iyi yardımcı kadın oyuncu" ödüllerini kazanmış trajikomik bir Zeki Ökten filmi. Oyuncu kadrosu; tiyatro kökenli oyunculardan oluşturulmuş. Zaten çok gerçekçi bir hikayeye sahip olan film, oyuncuların doğal ve üst düzey performanslarıyla bir kat daha inandırıcılık kazanmış. Film, sadece Genco Erkal'ın muhteşem performansını görmek için bile izlenebilir. Bankerler dönemini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren, başarılı bir toplumsal gerçekçi film.

Imdb note : 6.2                             My note : 7.5

Play It Again, Sam / Tekrar Çal Sam (1972)

Director / Yönetmen:

Herbert Ross

Screenplay / Senaryo:

Woody Allen

Play / Oyun:

Woody Allen

Cast / Kadro :

Woody Allen
Diane Keaton
Tony Roberts
Jerry Lacy
Susan Anspach
Jennifer Salt

Subject / Konu:

Nancy, son derece sıkıcı bulduğu kocası Allan'ı terk edip gider. Allan bunalıma girer ve yeni bir kız arkadaş aramaya başlar. Kadınların ilgisini çekebilmek için gaip hareketler yapar ve her seferinde başarısız olur. Casablanca filmine hayran olan Allan, çeşitli zamanlarda Humphrey Bogart'ın hayalini görmektedir. Humphrey Bogart'in hayali, sürekli Allan'ı kadınlar konusunda harekete geçirmeye çalışmaktadır.
Allan'ın bunalımda olduğunu fark eden en yakın dostu Dick ve karısı Linda, Allan'a yardım etmeye karar verirler. Ama aslında kendileri de problemli kişilerdir. Dick, sürekli telefon görüşmeleriyle işini takip eden, aklını işiyle bozmuş biridir. Linda ise kocasının kendisini ihmal etmesinden şikayetçidir. Dick ve Linda, Allan'a kız arkadaş bulma konusunda yardım etmeye başlar. Allan'ı çeşitli kişilerle tanıştırırlar. Ama Allan garip tavırları ve ilginç kişiliği nedeniyle bir türlü başarılı olamamaktadır. Tuhaf bir şekilde Allan'ı anlayabilen tek kadın Linda'dır. Gitgide yakınlaşan Allan ve Linda birlikte olmaya başlar. Allan, aradığı gibi bir kadın bulmakla; en iyi arkadaşına ihanet etmek arasında kalır. Linda'da suçluluk duymaktadır ve Dick'le olan evliliğini bozmak istememektedir. Linda, Dick'i uçağa binmeden yakalamak için havaalanına gider. Allan'da Linda'nın arkasından gider ve Linda'yı Casablanca filmindeki gibi uğurlar.

Comment / Yorum:

Woody Allen'in 1969'da tiyatro oyunu olarak yazdığı, 1972'de senaryolaştırdığı "Play it again,Sam", "Casablanca" filminden derin izler taşıyor. Tiyatro oyunuyla film senaryosu arasında bazı farklılıklar mevcut. Filmin ana karakteri olan Allan Felix ile Woody Allen'in hayatı arasındaki benzerliklerden söz etmek mümkün. Örnek olarak; Woody Allen'in gerçek isminin Allan olması ve aynen Allan Felix gibi nevrotik bir karaktere sahip olması gösterilebilir.
Filmin başlıca 4 karakterini oynayan Woody Allen, Diane Keaton, Tony Roberts ve Jerry Lacy'nin performansları gayet iyi. Filmin kazandığı tek ödül; 1974 yılında Fotogramas de Plata tarafından Woody Allen'a verilmiş olan "En iyi yabancı film oyuncu" ödülü. Play it again Sam", yönetmen Herbert Ross'un 1977 yapımı "The Turning Point" ve1978 yapımı "California Suite" filmiyle birlikte en bilinen 3 filminden biri.
Gerek kadın - erkek ilişkilerine değinmesiyle, gerek mizahi yönüyle klasik bir Woody Allen hikayesi olan film, aynı zamanda "Casablanca" filminin de bir parodisi. Woody Allen'ın ve Diane Keaton'ın kariyerlerinin önemli filmlerinden biri. Arşivsel değeri olan keyifli bir film.

Imdb note : 7.6                             My note : 7.5

Helal Olsun Ali Abi (1963)

Director / Yönetmen:

Hulki Saner

Screenplay / Senaryo:

Hulki Saner

Cast / Kadro :

Ayhan Işık
Sadri Alışık
Sevim Emre
Sevda Ferdağ
Renan Fosforoğlu
Mine Soley
Cevat Kurtuluş

Subject / Konu:

Ali, kumarhaneye girmek isterken kılığı nedeniyle dayak yemekte olan Turist Ömer'i kurtarır. Ali ve Turist Ömer, arkadaş olurlar ve birlikte kumar oynarlar. Turist Ömer'in yerde yatan bir adamın ceketini alıp giymesiyle kendilerini bir cinayet olayının tam ortasında bulurlar. Olayı araştırmaya başlarlar. Şüphelendikleri kişilerden bir şeyler öğrenmeye çalışırlar. Bazı şeyler öğrenmeyi başarsalar da; bilgi aldıkları kişilerin öldürülmesi yüzünden sonuca ulaşamazlar. Ali, cinayetle ilgili bir şeyler bildiğini düşündüğü, gece kulübünde çalışan sihirbaz sayesinde herşeyi çözeceğini düşünürken; sihirbaz da öldürülür. Ama sihirbazı vuranlar kaçmıştır ve sihirbazın ölüp ölmediğini bilmemektedirler. Ali, sihirbazın yerine geçmeye karar verir. Çünkü, Ali'ye göre katiller, sihirbazı öldürmek için gece kulübüne gelecektir ve Ali'de böylece suçluları gafil avlayacaktır. Suçlular, sihirbazı öldürmek için gece kulübüne geldiğinde sis perdesi de yavaş yavaş aydınlanır. Olayların sonunda Ali'nin gerçek kimliği ortaya çıkar ve cinayetleri çözebilmek için niye bu kadar çaba sarfettiği de anlaşılır.

Comment / Yorum:

Filmin en önemli özelliği; Turist Ömer karakterinin ortaya çıktığı ilk film olması. Filmin yardımcı karakteri olan Turist Ömer, o kadar çok beğenilmiş ki; yıllar içinde kendisini, sinema tarihimizin en tanıdık ve kült karakterlerinden birine dönüştürecek Turist Ömer filmleri çekilmiş.
Filmle ilgili bir diğer önemli özellikse; özel hayatlarında çok iyi dost olan ve sinemada defalarca biraraya gelmiş Ayhan Işık ve Sadri Alışık'ın birlikte çevirdikleri filmlerinden en bilinenlerinden olması.
Hulki Saner'in senaryosunu yazdığı ve yönettiği komedi - macera türündeki film, vasatın üzerinde ve izlenmeye değer. 1969 yılında çekilen ve yine Hulki Saner'in yazıp yönettiği "Turist Ömer Arabistan"da filminin, "Helal olsun Ali abi" ile benzerlikler taşıdığı göze çarpan bir diğer husus. 2 film kıyaslandığında; "Helal olsun Ali abi"nin daha başarılı bir film olduğu aşikar.


Imdb note : 7.5                             My note : 5.5