Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

29 Ağustos 2013 Perşembe

Killing Season / Av Zamanı (2013)

Director / Yönetmen:

Mark Steven Johnson

Screenplay / Senaryo:

Evan Daugherty

Cast / Kadro :

John Travolta
Robert Deniro
Milo Ventimiglia
Elizabeth Olin
Diana Lyubenova
Kalin Sarmenov
Stefan Shterev

 

Subject / Konu:

Bosna'daki katliamlar inanılmaz boyutlara ulaşıınca Amerika, Sırp katliamını engelleyebilmek için harekete geçer. Amerikan askerleri yakalanan Sırp askerlerini Menacha'da sırayla infaz ederler. Sıra son Sırp askerin infazına gelir. Amerikan askeri Benjamin, Sırp askerini sırtından vurur.
Emil Kovac, Benjamin Ford'u bulabilmek için tam 18 yıl bekler
Benjamin ailesinden kopmuş ve inzivada bir hayat sürmektedir. Savaş sırasında bacağında kalan şarapnel parçası yüzünden ağrı çekmektedir. Bu yüzden şehre gidip ilaç almak üzere yola çıkan Benjamin'in arabası arızalanır. Karşısına çıkan Emil, Benjamin'in arabasını tamir eder. Kuvvetli bir yağmur bastırır. Benjamin şehre gitmekten vazgeçer. Emil'in yağmurda kalmasına gönlü razı kalmaz.Arabasına aldığı Emil'le evine geri döner. Emil'in bir Boşnak olduğunu öğrenir. Kendisinin de Bosna'da görev yapmış bir Albay olduğunu anlatır. İçki içip uzun ve keyifli bir sohbet yaparlar. Benjamin, karısından ayrıldığını, karısının kendi sağdıçlığını yapan adamla evlendiğini, oğluyla uzaklaştığını, ertesi gün hiç görmediği torununun vaftiz törenine davet edildiğini ama gitmeyeceğini anlatır. Gecenin sonunda Emil, Benjamin'i ertesi gün katılacağı ava davet ettikten sonra teşekkür edip evden ayrılır.

Ertesi gün birlikte ava çıkarlar. Ayrı noktalara giderler. Telsizleri yardımıyla haberleşirler. Benjamin, geçmişte iyi bir avcı olmasına karşın yaklaşık 20 yıldır hiçbir canlıyı öldürmemiştir. Bu yüzden karşısına çıkan geyiği öldüremez. Emil, Menacha'da Benjamin tarafından sırtından vurulan son Sırp askerin kendisi olduğunu söyler ve Benjamin'e saldırır. Benjamin kaçsa da Emil, takibi sürdürür ve Benjamin'i okla bacağından vurur. Benjamin kaçmaya devam eder. Emil, Benjamin'i saklandığı yerde yakalar. Konuşmak istediğini söyler. Benjamin'i okun deldiği bacaktan geçirilen iple asıp kendince sorgulamaya başlar. Benjamin, yerden aldığı tahta parçasıyla Emil'e vurup bıçağını almayı başarır. İpi kesip asıldığı yerden düşer. Emil'le kavgaya tutuşur. Güçlü bir darbeyle kendini azgın nehirde bulur. Şelaleye doğru hızla sürüklenen Benjamin, bir kayaya tutunup kurtulmayı başarır. Bacağını doğal yollarla tedavi eder. Telsizini çalıştırır ve kendine küçük sayılabilecek bir yay yapar.

Emil, telsiz aracılığıyla Benjamin'le irtibata geçer. Amerikan askerlerinin savaş sırasında kız kardeşi ve annesine tecavüz ettiklerini, Sırpları zorla evlerinden attıklarını ve yaralıları benzin döküp yaktıklarını anlatır. Benjamin, evine doğru yol alır. Evine yaklaştığında oğlu, gelini ve torununun evinin kapısında olduğunu görür. Emil, bu sırada yayını gerip Benjamin'in misafirlerine doğrultur. Benjamin, onları koruyabilmek için Emil'e meydan okur. Emil'de kendilerini farketmeyen misafirlerin gitmesine izin verir. Benjamin, evinin önünde şarap içmekte olan Emil'i ağzından okla vurur. Artık av ve avcı yer değiştirmiştir. Emil kendine geldiğinde bir masada bağlı olduğunu görür. Benjamin, yaptığı tuzlu limonatayı Emil'in ağzından vurulduğu yerlere döküp işkence eder. Emil'in savaşta işkence aletleri ürettiğini öğrenen Benjamin, baltasını alıp gelir ve baltayı masaya savurmaya başlar. Masaya saplanan baltaya ellerinin bağlı olduğu ipi sürtüp ellerini kurtarmayı başaran Emil, Benjamin'i yere serip kurtulmayı başarır. Benjamin'i zorla kamyonete bindirir. Yanına Benjamin'in tüfeğini ve mermilerini de alır. Emil, sırtından vurulduktan sonra boynundan aşağısının felç kaldığını ve zamanla iyileştiğini anlattığı sırada Benjamin ani bir hamleyle Emil'in boynuna sarılır. Kamyonet yoldan çıkıp yuvarlanır.

Kamyonetten çıkmayı başaran Benjamin, sürüklenerek kaçmaya çalışsa da Emil tarafından yakalanır.Yollarına yürüyerek devam ederler. Bayılmış gibi yere yatan Benjamin, yerden aldığı büyük bir taşı Emil'in kafasına vurup kaçmayı başarır. Kullanılmayan eski bir kiliseye girer. Piyanonu tellerinden koparıp bir tuzak kurar. Emil, tuzağa yakalansa da kurtulup Benjamin'in bacağında kesik açar. Günah çıkaran Emil, Benjamin'i de günah çıkarmaya zorlar ama başarılı olamaz. Benjamin'i öldüreceği sırada atik davranan Benjamin, ufak bıçağıyla Emil'i yaralar.
Emil kendine geldiğinde elleri bağlıdır. Benjamin, 1995 yılında Bosna'da yaşadıklarını Emil'e anlatır. Sırpların, Boşnaklara yaptığı işkencelerden ve tecavüzlerden bahseder. Ve Emil'i sırtından vurduğunda tetiği nasıl çektiğini anlatır. Emil, Benjamin'e artık kendisini öldürebileceğini söyler. Benjamin, Emil'in ellerini çözer ve tüfeği dağdan aşağı fırlatır. Artık ikisi de kötü şeyler yapmış birer katil olduklarını farkındadırlar.
Emil, ülkesine geri döner. Barda içki içerken televizyonda savaş haberleri görür. Benjamin ise hediyesini alıp torununu görmeye gider.

Comment / Yorum:  

John Travolta ve Robert Deniro gibi Hollywood’un 2 önemli ismini bir araya getiren 2013 yapımı Killing Season, 2003 yılında “Daredevil / Korkusuz” ve 2007 yılında “Ghost Rider / Hayalet Sürücü” gibi 2 bilindik çizgi roman uyarlamasını yöneterek adını duyurmayı başaran Mark Steven Johnson imzasını taşıyor.
Filmin orjinal senaryosu 1970’li yıllarda yazıldı. Ancak senaryo, o dönemde filme çekilemedi. Daha sonra ilk adı “Sharapnel” olarak belirlenen projede 1997 yapımı “Face – off / Yüzyüze” filminde iyi bir ikili olan John Travolta ve Nicolas Cage’in tekrar bir araya getirilmesi, filmi de John Mctiernan’ın yönetmesi düşünüldü. Ancak bu düşünce de hayata geçirilemedi ve nihayetinde Nicolas Cage yerine Robert Deniro’da karar kılındı ve projeyi Mark Steven Johnson yönetti.

Film, sürükleyici, gerilim dozajı da gayet iyi. Hollywood’un pek değinmediği Bosna katliamına değinmesi, hem Sırpların hem de Amerikalıların savaştaki rollerinin objektifçe işlenmiş olması, filmin artı yönleri. Ancak 2 karakter arasındaki mücadelede güç dengesinin sürekli değişmesi, zaman zaman hikayenin gerçekçilikten uzaklaşmasına neden oluyor. Oyunculuklar oldukça başarılı. Özellikle John Travolta’nın Sırp aksanlı İngilizcesi dikkat çekici. Killing Season, oyunculuklarıyla öne çıkan ve sıkılmadan seyredilebilecek bir yapım.

Imdb note : 5.3                               My note : 6

9 Ağustos 2013 Cuma

Yüzbaşı Tahsin (1950)

Director / Yönetmen:

Orhon M. Arıburnu

Screenplay / Senaryo:

Orhon M. Arıburnu

Story / Hikaye:

Hıfzı Tan

Cast / Kadro :

Orhon M. Arıburnu
Nedret Güvenç
Nuri Genç
Salih Tozan
Cahit Gürkan
Belkıs Dilligil (Belkıs Fırat adıyla)
                                                              Gülsevim Gemiyakan
                                                              Hayri Esen
                                                              Adnan Altınteş
                                                              Şevki Artun
                                                              Cevat Şakir Kabaağaç (Halikarnas
                                                              Balıkçısı)
                                                              Tevhit Bilge
                                                              Kemal Dirim
                                                              Mehmet Ali Pekünlü
                                                              Nevzat Engindeniz
                                                              Hasan Mutaf
                                                              Mehmet Aslan
                                                              Merter Fosforoğlu

Subject / Konu:

1921 yılı Temmuz ayında düşman kuvvetleri taarruza geçer. Türk askeri ise topraklarını kahramanca savunur. Düşman güçleri ilerlemeye başlar. Yüzbaşı Tahsin, komutasındaki askerlerle birlikte düşmanın mitralyözünü ele geçirip onları püskürtmeyi başarır. Kuyucak’ta bir türlü ilerleme sağlayamayan düşman, cephanesi de havaya uçurulunca bölgeye asker sevkiyatı yapar ve tüm köylüleri toplayıp katletmeye kalkışır. Durumu haber alan kumandanı Yüzbaşı Tahsin’i Kuyucak’taki köylüleri kurtarmakla görevlendirir. Katliam yapılmadan köye yetişmeyi başaran Yüzbaşı Tahsin ve askerleri, köyün dışına sürdükleri düşmanı kovalamaya başlar. Takviye düşman birlikleri gelir. Başından vurulan Tahsin, bir askeriyle ulaştırılması gereken bilgileri gönderir ve vuruşmaya devam eder.
Çoban, yaralı halde bulduğu Tahsin’i evine getirir. Tahsin çok kan kaybetmiş ve kendinden geçmiştir. Tahsin, köylülerce okula taşınır. Köyün öğretmeni Belkıs, Tahsin’i tedavi etmeye çalışsa da; elinden bir şey gelmediğini ve köye bir doktor getirilmesi gerektiğini farkına varır. Ancak muharebe dönemi olduğu için köye doktor getirmek oldukça zordur. Belkıs, bunun üzerine bir doktor bulup köye göndermesi için Eskişehir’deki öğretmen arkadaşı Pakize’ye mektup yazar. Mektubu köyün imamı, Pakize’ye ulaştırır. Pakize, doktor konusunda yardımcı olsa da; imamın yolunu düşman birlikleri kestiği için doktora ulaşamaz. Ancak işleri rast giden imama, tanıştığı bir düşman askeri yardım eder. Doktor olan düşman askeri, Tahsin’i muayene eder. Gerekli müdahalelerde bulunur. Tahsin’in bir asker olduğunu anlasa da onu ele vermez. Çünkü zamanında onunda hayatını bir Türk kurtarmıştır.
Tahsin, bulunduğunun 8. günü gözlerini açar. Ancak hafızasını kaybetmiş olduğu için geçmişe dair hiçbir şey hatırlamaz. Zamanla Belkıs’la birbirlerine aşık olurlar. Belkıs, düşmanın köyde arama yapacağını haber alır ve Tahsin’i birkaç günlüğüne mağaraya saklar. Pakize, oğlu Nejat’la birlikte köye gelir. Pakize aslında Tahsin’in karısıdır. Pakize uzun süredir Tahsin’den bir haber alamamıştır. Ordu ise Tahsin’in şehit olduğunu sanmaktadır. Pakize, Türk askeri düşmanı püskürtür püskürtmez Nejat’la köyden ayrılır.
Belkıs, ameliyat olması gereken Tahsin’i düşmandan kaçarak hastahaneye götürmeyi başarır. Kendisi de köyden gelen Ayşe’yle birlikte gönüllü hemşire olur. Tahsin’in ameliyatı gerçekleşir. Belkıs, Tahsin’in gerçek kimliği ortaya çıkınca yıkılır. Çünkü sevdiği adam Tahsin, en yakın arkadaşı Pakize’nin kocasıdır. Belkıs bu durum üzerine Bedia adını kullanarak başka bir yere tayinini isteyip ortadan kaybolur.
İyileşen Tahsin ise bu sefer geçmişini ve kimliğini hatırlamakta ve fakat Kuyucak’ta vurulduktan ameliyat oluşuna kadar ki süreci ise hatırlamamaktadır. Tekrar görev başı yapan Tahsin, Pakize’den bir mektup alır. Mektupta Türk ordusunun Dumlupınar’da kazanılan zaferle düşmanı iyice çaresiz bıraktığı ve eğer yolu Kuyucak’a düşerse arkadaşı Belkıs’ı ve onun “Bizim Oğlan” diye anılan meçhul aşkını soruşturmasını ister. Kuyucak’a giden Tahsin, kendisini tanıyan köylüler tarafından Bizim Oğlan’ın ta kendisi olduğunu öğrenir. Hatırlayamadığı süreçte neler yaşadığını köylülerden dinleyen Tahsin, Belkıs’ı bulabilmek için bulunduğu hastahaneye gider. Belkıs karşılaştığı ama kendisini tanımadığı Tahsin’e kendisini başka biriymiş gibi tanıtır ve Bekıs’ın öldüğünü söyler. Tahsin bunun üzerine Belkıs’ın mezarını görmek ister. Kalbinden rahatsız olan Belkıs fenalaşır ve herşeyden haberdar olan Ayşe’den yardım ister. Tahsin’i sahipsiz bir mezara götürüp Belkıs’ın burada gömülü olduğunu söylerler. Bu sırada Belkıs iyice fenalaşır. Tahsin’le beraber çektirmiş olduğu resmi yere düşürür. Tahsin, gerçeği farkına varır. Belkıs, Tahsin’in kollarında can verir.

Comment / Yorum:  

Orhon M. Arıburnu, oyunculuğun ardından yönetmenliğe de el atar. Hıfzı Tan’ın eserinden uyarladığı senaryoyu yönetir. Aynı zamanda Nedret Güvenç’le filmin başrollerini de paylaşır. Filmin yapımcılığını Duru Film, yönetmen yardımcılığını Mehmet Aslan, görüntü yönetmenliğini Aram Hügasyan, kurgusunu Orhan Atadeniz, müziğini Ahmet Baki Çallıoğlu yapar. Şarkıları Perihan Altındağ Sözeri seslendirir.
Dönem eleştirilerinde filmin milli hisleri istismar etmediği ve çekilmiş en başarılı Türk filmlerinden biri olduğu söylenmekte. Ancak objektif bir değerlendirme yapmak gerekirse senaryodaki ciddi tutarsızlığın altı da çizilmeli. Öyle ki başından vurulup hafızasını yitiren Tahsin’in ameliyat olup hafızası yerine geldikten sonra vurulduktan sonraki dönemi hatırlayamaması, bilimsel bir temele dayanmayan ve mantığa hiç mi hiç oturmayan bir tutarsızlık.
Yüzbaşı Tahsin, piyasada bulunan Türk filmleri arasında yapım yılı itibariyle en eski olanlardan biri. Bu nedenle film, seyre değer ve arşivlik bir film.

Imdb note: - (Filmin Imdb'de notu bulunmuyor)         My note: 5.5