Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

23 Nisan 2013 Salı

Bombacı (1988)

Director / Yönetmen:

Cüneyt Arkın

Screenplay / Senaryo:

Cüneyt Arkın

Cast / Kadro :

Cüneyt Arkın
Yıldırım Gencer
Erol Taş
Müge Utkan
Ayten Erman
Turgut Özatay
Işık Aras
Yadigar Ejder
Selahattin Fırat
                                                             Renan Fosoforoğlu
                                                             Filiz Küçüktepe
                                                             Zeki Sezer
                                                             Mesut Sürmeli
                                                             Osman Betin
                                                             Ahmet Açan
                                                             Aydın Haberdar
                                                             Yılmaz Kurt
                                                             Kadir Kök
                                                             Çetin Başaran
                                                             Sıdıka Duruer
                                                             İhsan Özenç
                                                             Mehmet Uğur

Subject / Konu:

Dolunay'ın düzenlediği partide Memduh, şayet ülkeyi terketmezse aleyhindeki haberi yapıp kendisini ipe göndereceğini söyleyen gazeteci İhsan'ı döverek öldürür. Olaya şahit olan Ahmet ve Emel'in de peşine düşer. Genç kız kaçmayı başarır. Ancak Ahmet yakalanır.
Ahmet öldürülür ve cesedi Emel'in evine bırakır. Polis, katil olduğunu düşündüğü Emel'in peşine düşer.
Emel, kendisine yardımcı olması için hafiyelik yapan Gırgır Ali'den yardım ister.
İhsan'ın evinin mühürlendiği haberini alan Gırgır Ali, araştırmasına başlar ve işin büyük yerlere dayandığını görür. Emel'e tek çaresinin yurdu terk etmek olduğunu söyler. Emel bunu kabul etmez ve gider. Ali, Emel'in kaçırıldığını görür ve peşinden gider. Ali, Emel'in cesedini bulunca bu işi çözeceğine yemin eder.
Kıvırcık Erol ve adamları Gırgır Ali'nin peşine düşer.
Memduh, İhsan'daki kendisini ipe gönderecek bilgileri aramaktadır. Ali, Memduh'a bilgilerin kendisinde olduğunu ve bu bilgileri parayla satabileceğini söyler. Memduh, aramadan gömdükleri İhsan'ın gömüldüğü yerden çıkarılıp aranmasını ister. Ali, peşlerinden gider. Memduh'un silahlı adamları, Ali'yi yakalar. Tam bu sırada Ali'nin haber verdiği ve aslında polis olan Erol çıkagelir. Memduh ve adamlarını tutuklar.

Comment / Yorum:

Cüneyt Arkın’ın senaryosunu yazıp, yönetip aynı zamanda başrolünü üstlendiği 1988 yapımı Bombacı, birkaç önemli isim haricinde vasatın altında bir oyuncu kadrosuna sahip. Film, Cüneyt Arkın üzerine kurulu. Yıldırım Gencer, Ayten Erman ve Erol Taş filmin diğer göze çarpan isimleri.
Senaryo oldukça kötü. Cüneyt Arkın’ın bu filmde 1977 yılında çekilen “İstasyon” filmiyle doğan ve sonra birkaç filmi daha çevrilen Gırgır Ali karakterinin mirasını pekte iyi kullanamadığı söylenebilir. Polisiye komedi türündeki film, nereden bakılırsa bakılsın başarısız bir film.

Imdb note : 4.9                             My note : 2

14 Nisan 2013 Pazar

Caught in the Web / Sou Suo / İftira Ağı (2012)

Director / Yönetmen:

Kaige Chen

Screenplay / Senaryo:

Kaige Chen
Tang Da - Nian

Cast / Kadro :

Yuanyuan Gao
Mark Chao
Chen Yao
Xueqi Wang
Luodan Wang
Hong Chen
Ran Chen
Yi Zhang
                                                             Bao - Hua Chang
                                                             David Peck
                                                             Suo - Ni
                                                             Qing Yang
                                                             Ningyu Zhao

Subject / Konu:

Bir şirkette sekreterlik yapan Ye, rutin sağlık taraması için gittiği hastahanede ileri derecede lenf kanseri olduğunu öğrenir. Ye'nin hayatı yıkılır. Doktor, Ye'ye derhal hastahaneye yatması gerektiğini söyler. Otobüse binen Ye, yolcuların uyarısına rağmen ayakta durmakta zorluk çeken yaşlı adama yer vermez. Yolculardan bazıları ısrar edince de yaşlı adama kucağına oturabileceğini söyler. Ye'nin tavrı yolcuların tepkisini çeker. Stajyer gazeteci olan Jiaqui, tüm yaşananları cep telefonu kamerasıyla çeker. Olay anında fotoğrafçı kuzeni Shoucheng'te yanındadır. Jiaqui, görüntüleri hem beraber yaşayıp hemde beraber çalıştığı Shoucheng'in haberci sevgilisi Chen Ruoxi'ye verir. Ruoxi, görüntüleri ana haber bülteninde yayınlatır. Olay, inanılmaz yankı uyandırır ve büyük ilgi çeker.
Ye, patronu Shen Liushu'dan nedenini açıklamadığı önemli bir durum için 1.000.000 yen ister. Kendini tutamayıp gözyaşlarına boğulan Ye, patronuna sarıldığı sırada içeriye patronun karısı Mo Xiaoyu girer. Mo, Ye ile kocasının ilişkisi olduğunu düşünür ve Ye'nin olayı açıklamasına izin vermeden gider. Ye, 1 haftalık izin alır. Patronu, Ye'ye istediği parayı verir.
Mo, kimliğini belirtmeden haber bültenine bağlanıp Ye'nin Shen Liushu'nun metresi olduğunu söyler. Ye, internette bir fenomene dönüşür. Bütün hayatı irdelenmeye başlar. Jiaqui, Ye ile röportaj yapar. Ye, yaşlı adama tavrından dolayı üzgün olduğunu söyler. Ruoxi çağırdığı için gitmek zorunda kalan Jiaqui, Shoucheng'le Ye'yi başbaşa bırakır. Acilen paraya ihtiyacı olan Shoucheng, Ye'den ilginç bir iş teklifi alır. 1 hafta boyunca kendisine söylenenleri yapması ve herşeyin gizli kalması karşılığı 50.000 yen kazanacak olan Shoucheng, Ye'nin teklifini kabul eder.
Perişan haldeki Ye, önce evinden ayrılır. Ye'nin bitik halini gören Shoucheng, hastalığını bilmediği Ye'ye toparlanması gerektiğini söyler. Ye, bir araba kiralar. Arabayı süratli şekilde kullanır. Bungee Jumping yapar. Shoucheng, bu süreçte hep Ye'nin yanındadır.
Ye hakkındaki haberler çirkinleşerek devam eder. Ruoxi, çıkarlarıyla çatıştığı için Ye'nin pişmanlığını belirttiği röportajı yayınlamaz. Mo ve Ruoxi görüşmeye başlar. Shen Liushu'da boş durmaz ve medyada karşı hamle başlatıp kendisiyle ilgili yapılan haberlerin yalan olduğunu göstermeye çalışır.
Ye ve Shoucheng'in birlikte fotoğrafları çekilir ve sevgililermiş gibi haberleri çıkar. Ruoxi, Shoucheng'in 1 haftada 50.000 yen kazanacağı gizemli işin Ye ile birlikte olmak olduğunu öğrenir ve Ye'nin kendinden intikam almaya çalıştığını sanar.
Hesabına yatırılan para, Ruoxi'yi rüşvet almış gibi gösterince Ruoxi işinden olur.
Ye, Shoucheng'in kendisiyle geçireceği son günde gün doğumunu izlemek ister. Shoucheng is Ruoxi'nin yanlış anladığı şeyleri açıklamak için gitmek zorunda olduğunu söyler. Tartışırlar. Ye, hastalığını Shoucheng'e açıklar. Shoucheng, gitmekten vazgeçer. Soucheng, sabah olduğunda Ye'yi hastahaneye gitmeye ikna eder. Birlikte hastahaneye giderler. Ancak Ye, arka kapıdan kaçıp gider.
Ye'nin 40 metreden atlayarak intihar ettiği ve ölmeden önce bir mektup bıraktığı öğrenilince; Ye'yi zor duruma düşüren Ruoxi ve Mo vicdan azabı yaşarlar. Kocasıyla uzun süredir arası kötü olan Mo, evi terkeder. Ruoxi'de Ye'nin pişmanlığını belirttiği röportajı yayınlamak ister. Shoucheng, Ye'ye aşık olduğunu onu kaybedince anladığını söylediği Ruoxi'yle ayrılır...

Comment / Yorum:

Kaige Chen imzasını taşıyan 2012 yapımı Caught in the Web, Çin’de yaklaşık 6 milyon seyirciye ulaşmayı başardı. Filmin ilk uluslararası gösterimi Toronto’da yapıldı. 85. Akademi Ödülleri’ne Çin’in “En iyi yabancı dilde film” Oscar adayı olarak gitti.
Caught in the Web, yalanın ve iftiranın bir çığ gibi büyüyebildiği ve insanların hayatlarını karartabildiği sanal dünya üzerine çekilmiş; zaman zaman hüzünlü, zaman zaman komik olmayı başarabilen çarpıcı bir film. Filmin bu başarısında oyunculukların etkisi tartışılmaz.
Abartıya kaçan bölümlerine karşın komedi – hüzün dozajının gayet iyi ayarlandığı senaryo, vasatın üzerinde. Sanal dünyanın günümüzün en büyük silahı olduğu gerçeği, akılda kalır şekilde işlenmiş.
Caught in the Web, her geçen gün biraz daha tehlikeli hale gelen modern dünyaya biraz gerçekçi biraz da abartıya kaçarak ayna tutan oldukça keyifli bir film. Çin sinemasının son dönemdeki başarılı örneklerinden biri.

Imdb note : 6.4                             My note : 6.5

13 Nisan 2013 Cumartesi

Hasan Almaz Basan Alır (1975)

Director / Yönetmen:

Aram Gülyüz

Screenplay / Senaryo:

Erdoğan Tünaş

Cast / Kadro :

Salih Güney
Feri Cansel
Mete İnselel
Ali Şen
Renan Fosforoğlu
Tuncay Özinel
Aynur Akarsu
Burçin Doğru

Subject / Konu:

Hasan, doğduğu ilk andan itibaren çapkınlık peşinden koşar. Babası Rüknettin'i işleri yürütüyormuş gibi kandıran Hasan, tüm vaktini kadınlarla birlikte olmak için harcamaktadır. Rüknettin, Hasan'ın ne işler çevirdiğini öğrenir ve Hasan'ı, arkadaşı İbrahim'in kızı Ebru'yla evlendirmeye karar verir. Henüz 18 yaşında olan ve tıp okuyan Ebru, evlenmeye niyetli değildir. Bu yüzden Hasan'la tanışmak için gideceği randevuya erkek delisi Jale'yi gönderir. Hasan'da randevuya homoseksüelmiş gibi davranmasını tembihlediği arkadaşı Osman'ı gönderir. Rüknettin, Hasan'ın evlilikten kaçmak için numara çevirdiğini öğrenir.
Hasan, geçirdiği kaza sonucu cinsel organından rahatsızlanır. Tedavisi için 2 milyona mal olacak bir pil gerekir. Rüknettin, oğlunun düzelmesi için pili alır. Pil takılan Hasan, eski sağlığına kavuşur.
Hasan, aşık olduğu ama babasının evlendirilmek istediği kişi olduğunu bilmediği Ebru'yla evlenmek ister. Hasan'ın kimliğine bürünen Osman, Ebru'nun kimliğine bürünen Jale'ye tam bir erkek olduğunu ispat eder.
Daha önce birlikte olduğu ve kendisini unutamayan kadınlar tarafından kaçırılan Hasan'ın pili kendisinden istifade eden kadınlar tarafından tüketilir.
Osman'dan hamile kalan Jale, evliliğe yanaşmayan Osman'ı yola getirmek için Rüknettin'e mektup yazar. Rüknettin, Ebru'nun babası İbrahim'e kızının hamile olduğunu ve bir an önce nikah kıymaları gerektiğini bildirir. Namusunu temizlemek isteyen İbrahim, Hasan'ı öldürmek için peşine düşer. Jale, durumu Osman'a bildirir ve aslında Ebru olmadığını itiraf eder. Osman'da Hasan olmadığını açıklar. Osman ve Jale durumu Hasan ve Ebru'ya açıklarlar. Ebru, odasına gittiği Hasan'ı iyileştirmeye çabalar. O sırada çocuklarını evlendirmek için gelen İbrahim ve Rüknettin, depremle sarsılırlar...

Comment / Yorum:

1974’e kadar genellikle komedi ağırlıklı filmler çeken yönetmen Aram Gülyüz, Türk sinemasında seks furyasının başlamasıyla erotik ve erotik – komedi türündeki filmlere yönelir. 1975 yılı içersinde toplam 11 film çeken yönetmen, 1980’e kadar ağırlıklı olarak bu türde filmler çeker. İşte Hasan Almaz Basan Alır’da bu dönemin ürünlerinden biri. Türk sinemasında seks furyasının ilk filmlerinden biri olan film, erotik – komedi olarak nitelendirilebilir.
Filmin kadrosunda Feri Cansel ve Mete İnselel gibi bu furyanın tanınan isimleri var. Ayrıca Yeşilçam dramalarında izlemeye alışkın olduğumuz Salih Güney ve Ali Şen’de filmin ağır topları arasında.
Senaryo oldukça zayıf. Süreklilikte de problemler var. Görüntü kalitesi oldukça kötü.
Hasan Almaz Basan Alır, furyanın başlangıç filmlerinden biri olması nedeniyle bu furyanın sonraki dönemde çekilecek filmleri kadar cüretkar bulunmayabilir. Ancak türün müdavimlerine hitap edebilecek zayıf bir film.

Imdb note : 3.3                             My note : 2

7 Nisan 2013 Pazar

Imagine / Hayallerin Ötesinde (2012)


Director / Yönetmen:

Andrzej Jakimowski

Screenplay / Senaryo:

Andrzej Jakimowski

Cast / Kadro :

Edward Hogg
Alexandra Maria Lara
David Atrakchi
Teresa Madruga
Luis Lucas
Joao Vaz
Melchior Derouet

 

 

Subject / Konu:

Kendisi de görme engelli oIan Ian, Lizbon'da özel bir klinikte görme engelli çocukların oryantasyonunda eğitmen olarak işe başlar. Ian, geldiği ilk günden itibaren fark yaratmaya başlar. Öğrencileri Ian'ın gördüğünü düşünmeye başlar ve onun kör olup olmadığını öğrenmek için tuzaklar kurmaya başlarlar. Ian, sıradışı ancak başarılı metodlarıyla öğrencileriyle arasında güçlü bir bağ kurmayı başarır.
Klinikte kalmasına karşın insanlarla fazla diyalog kurmayan Ewa, Ian'ın ilgisini çeker. Ewa'ya yaklaşabilmek için genç kadının kuşlara olan ilgisinden yararlanır. Ewa, Ian'la yakınlaşmaya başlar ve o da onun metodlarından etkilenir.
Ağzından çıkardığı sesle, parmak şıklatmayla ve sesleri dikkatlice dinleyerek yön bulmayı bilen Ian, öğrencilerine de yöntemlerini aşılamaya başlar. Ian'ın yöntemleri ve baston kullanmaması klinikçe tehlikeli bulunur. Ian, uyarı alır.
Ian, kendilerine dışarda da bir dünya olduğunu gösterince başta Ewa olmak üzere kliniktekiler, dışarsını keşfetmek isterirler. Ian, bastonsuz dışarıya çıkmak isteyen Ewa'yı dışarı çıkarır. Ian'ın kendinden emin tavırlarından dolayı kör olduğunun insanlarca anlaşılmaması, Ewa'yı cezbeder.
Ian'ın anlattığı ve fakat gören insanlarca yalanlanan sahil ve sahile demirli büyük gemi, Ian'ın adını yalancıya çıkar. Ian, öğrencisini alıp onu söylediği sahile götürür ve geminin yerini tarif eder. Polis tarafından bulunup kliniğe götürülürler. Ian, kendi yöntemiyle avludaki motorsikleti bulmaya çalışırken kuyuya düşer. Ian'a artık klinikte çalışamayacağı açıklanır. Bavulunu toparlayan Ian, klinikten ayrılır. Ewa, Ian'ın peşinden gider ve onu bulmaya çalışır. Bulma umudunu kaybettiğinde daha önce gittikleri kafeye gider. Ian'da kafede oturmaktadır ve Ian'ın tarif ettiği büyük gemi, onun varlığını inkar edenlerin gözlerinin önünden geçip gitmektedir.

Comment / Yorum:

Çekimleri Lizbon’da gerçekleştirilen 2012 yapımı Imagine, bazı kaynaklarda Blind Watching ismiyle de anılmakta. Filmin senaryosu, filmin yönetmenliğini de üstlenen Andrzej Jakimowski imzası taşıyor. Yönetmenin eşi Ewa’ya adadığı filmin ana karakterlerinden birinin adının da Ewa olması, dikkat çekici bir detay.
Film, özel bir klinikteki görme engelli çocukların sıradışı bir eğitmen olan Ian, tarafından cesaretlendirilmelerini ve kliniğin duvarlarının ardında koskoca bir dünya olduğunu keşfedişlerini anlatmakta. Andrzej Jakimowski’nin hassas ve karikatürize olmaya çok açık bir konuyu naifçe işleyerek ortaya bir başyapıt çıkardığı su götürmez bir gerçek.
Kuvvetle ihtimal filmin oyuncu kadrosunda gerçekten görme engelli olan oyuncular var. Filmin başrollerini üstlenen Edward Hogg ve Alexandra Maria Lara, oldukça doğal ve inandırıcılar.
2012 Uluslararası Varşova Film Festivali’nde “İzleyici Ödülü” ve “En iyi yönetmen” ödüllerini kazanan film, 32. İstanbul Film Festivali kapsamında Türkiye’de de gösterildi. Adından uzun süre söz ettireceğe benzeyen Imagine, gerçek sinemaseverlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir yapım.

Imdb note : 7.7                             My note : 8.5

6 Nisan 2013 Cumartesi

Deli Kan (1981)

Director / Yönetmen:

Atıf Yılmaz

Screenplay / Senaryo:

Atıf Yılmaz
Onat Kutlar
Ayşe Şasa

Novel / Kitap:

Zeyyat Selimoğlu (from "Deprem")

Cast / Kadro :

Tarık Akan
Müjde Ar
Kamil Sönmez
Ekrem Dümer
                                                             Ata Saka
                                                             Tevfik Şen

Subject / Konu:

Bir balıkçı teknesi alıp adını da "Mitari’nin Gelini" koymayı hayal eden Sefer, göz koyduğu Zekiye'yi vakit geçirmeden elde etmek ister. Sefer'den hoşlanmasına karşın kendisine kaba davranmasını kabullenemeyen Zekiye, Sefer'e kendisine varmayacağını söyler. Gözünü karartan Sefer, Zekiye'ye zorla sahip olur. Zekiye, Mitari'den kaçar ve kendisinden uzun süre haber alınmaz.
Zekiye'nin İstanbul'da kötü yola düştüğü haberini alan Sefer, soluğu İstanbul'a giden arkadaşı Memiş'in yanında alır. Beyoğlu'nda Zekiye'yi arayan Sefer, bir pavyonda Zekiye'ye çok benzeyen Nurcan isimli bir kadına rastlar. İlk başta Nurcan'ın Zekiye olup olmadığına karar veremez. Pavyonda çıkan bir olaya müdahale edince pavyona fedai olarak işe alınır. Nurcan'ın Zekiye'nin ta kendisi olduğunu anlayınca Zekiye'yi öldürmeye çalışır ama başarılı olamaz. Zekiye, Sefer'i kızdırıp intikamını almak için elinden geleni yapar.
Bir süre sonra aşk baskın çıkar ve Sefer'le Zekiye beraber olmaya başlarlar. Sefer, hayalindeki teknenin siparişini verir. Teknesini tesim alınca Zekiye'yi de alıp Mitari'ye dönecektir. Pavyon sahibinin kendisine verdiği bir işi yaparken eli kana bulanan Sefer, hapse düşer. Pavyon sahibi ve adamları Zekiye'yi de Gaziantep'te bir mekana satarlar. Kaçmayı başaran Zekiye, Sefer'i ziyarete gelip olanları anlatır.
Sefer tahliye olur. Zekiye'yle birlikte Mitari'ye dönmek için biletlerini alırlar. Otobüse binecekleri sabah Sefer, intikamını almak için pavyona gider ve kendisine oyun eden patronun adamlarını bıçaklayarak öldürür. Bıçağını temizlediği sırada bir fedai tarafından bıçaklanan Sefer ölür. Sefer'in ardından pavyona gelen Zekiye, Sefer'in cesediyle karşılaşır.

Comment / Yorum:

Zeyyat Selimoğlu’nun “Deprem” isimli hikayesinden sinemaya uyarlanan Deli Kan, Atıf Yılmaz imzası taşıyor. Bir köylü kızının sevmesine rağmen kendisine istediği gibi muamele etmeyen delikanlıya boyun eğmeyip, İstanbul’a kaçıp kötü yola düşüşünü ve delikanlının kızın ardından gidişini anlatan film, Atıf Yılmaz sinemasının özelliklerini taşımakla beraber yönetmenin önemli filmlerinden biri değil.
Filmi Tarık Akan ile Müjde Ar’ın sırtladığı ve zayıf sayılacak oyuncu kadrosundan neredeyse hiç destek alamadıkları söylenebilir. Filmde rol de alan Kamil Sönmez, filmin belli bölümlerinde şarkıyla anlatım yapıyor. Filmin diğer müzikleri, Yeni Türkü grubunun imzasını taşıyor. Şarkılar arasında en dikkat çekeni “Mitari’nin Gelini”
Filmin temposu düşük. Ancak temponun düşük oluşu, filmin sürükleyiciliğini olumsuz etkilemiyor. Deli Kan, türünün seçkin örneklerinden biri olmasa da; vasatın üzerinde bir film.

Imdb note : 6                               My note : 6.5

5 Nisan 2013 Cuma

To Rome With Love / Roma'ya Sevgilerle (2012)

Director / Yönetmen:

Woody Allen

Screenplay / Senaryo:

Woody Allen

Cast / Kadro :

Woody Allen
Alec Baldwin
Roberto Benigni
Penelope Cruz
Judy Davis
Jesse Eisenberg
Ellen Page
Alessandra Mastronardi
Alison Pill
                                                               Alessandro Tiberi
                                                               Flavio Parenti
                                                               Fabio Armiliato
                                                               Ornella Muti
                                                               Cecilia Capriotti
                                                               Antonio Albanese
                                                               Lynn Swanson

Subject / Konu:

Yaz tatili için gittiği Roma’da genç bir avukat olan Michelangelo'yla tanışıp aşk yaşayan Hayley, evlenmeye karar verdiği sevgilisini ailesiyle tanıştırmaya karar verir. Hayley’nin annesi Phyllis ve babası Jerry, Roma’ya gelir.
Yeni evli bir çift olan Antonio ve Milly, otel odasına yerleşirler. Önemli bir iş adamı olma yolunda ilerleyen Antonio’nun akrabalarıyla tanışacak olan çift, ardından iş dünyasının önemli simalarının katılacağı bir davete gidecektir. Kuaför bulmak için otelden çıkan ve telefonunu düşüren Milly kaybolur.
Genç mimar Jack, tarihi yerleri gezmek istemediği için sokakta dolaşmayı tercih eden önemli mimarlardan John ile karşılaşır ve kendisini evine davet eder. Kız arkadaşı Sally'nin bütün erkekleri etkileyen Monica isimli aktris arkadaşının evlerine bir süreliğine kalmak için geleceğini öğrenir. Monica’yı havaalanından alırlar. Jack bundan sonra her karar anında John’u yanında kendine tavsiyeler verirken bulur.
Sıradan bir hayatı olan Leopoldo, bir sabah işe gitmek için evden çıktığında medyayı peşinde bulur. Leopoldo, birden bire ünlenir.
Hayley’nin ailesi, Michelangelo’nun ailesiyle tanışmaya gider. Michelangelo’nun babası Giancarlo’nun duşta söylediği şarkı, müzik yönetmenliği yapmış Jerry’nin ilgisini çeker.
Milly, kaldıkları otelin adını da unutunca iyice kaybolur. Antonio ise yanlışlıkla odasına giren hayat kadını Anna’yı akrabalarına karısıymış gibi tanıştırmak zorunda kalır. Birlikte gezintiye çıkarlar.
Meşgul olan Sally, Jack’ten Monica’ya Roma’yı gezdirmesini ister. Jack, Sally’nin tavsiyesiyle Monica’yı bir arkadaşıyla tanıştırır.
Medyanın takibindeki Leopoldo’ya işyerinde yeni bir ofis verilir. İşyerinde herkesin hayran olduğu güzel Serafina’da Leopoldo’nun emrine verilir.
Jerry, sesinden çok etkilendiği Giancarlo'ya ses kaydı yapmayı önermekten vazgeçmez ve sonunda onu ikna etmeyi başarır. Giancarlo, provada başarısız olur. Michelangelo, babasını şarkı söylemeye zorladığı için Jerry’yi suçlar. Jerry, Giancarlo’nun sadece duştayken harika söylediğini farkına varır.
Milly, hayran olduğu aktörlerden Luchino Salta ile tanışır. Luchino, Milly'yi yemeğe davet eder. Yemeğe gittikleri yerde Anna, Antonio ve akrabaları da vardır. Luchino, asıldığı Milly’yi birlikte olabilmek için oteldeki odasına götürür.
Leopoldo’nun her adımı medya tarafından izlenir. O da güzel kadınlarla birlikte olarak şöhretini kullanmaya başlar.
Giancarlo, Jerry’nin fikri sonucu duş kurulan sahnede yıkanırken şarkı söyler ve büyük başarı elde eder.
Antonio gittiği davette çok ünlü kişilele tanışır. Ancak bu ünlü kişilerin çoğu kendini Milly diye tanıtan Anna’nın müşterisidir. Anna kuytu bir yere götürdüğü Antonio ile birlikte olur.
Jack, yakınlaştığı Monica’yla arabada birlikte olur.
Medya, sokakta gördükleri ve ilginç buldukları bir otobüs şoförüyle ilgilenmeye başlar ve Leopoldo’nun peşini bırakır.
Jack, Monica’yla birlikte olabilmek için Sally’den ayrılmaya hazırlanırken; Monica, büyük bütçeli bir filmden teklif alır ve Jack’i bırakıp gitmeye hazırlanır.
Milly, Luchino’yla ilişkiye girip girmemek arasında tereddüte düşer. Ama bu fırsatı kaçırmamaya karar verir. Tam bu sırada ortaya çıkan eli silahlı hırsız, odadaki değerli eşyaları ister. Otel güvenliği, Luchino’nun karısıyla birlikte baskın yapmak için kapıya dayanır. Hırsızın fikriyle Luchino, banyoya saklanır. Milly ve hırsız ise sevgiliymiş gibi yatağa girerler. Durumu idare etmeyi başarıp güvenliği ve Luchino’nun karısını yollamayı başarırlar. Luchino, hırsıza teşekkür eder ve saatiyle yüzüğünü verip gider. Milly ve hırsız sevişirler.
Artık kendisini kimsenin tanımamasına sinirlenen Leopoldo deliye döner.
Sonunda bir araya gelen Milly ve Anthony birlikte olurlar.
Giancarlo sahnelenen oyunda yine duş içersinde sahneye çıkar ve büyük övgüler alır.

Comment / Yorum:

Woody Allen’ı 6 yıl ve 5 film aradan sonra oyunculuk sahasına indiren To Rome with Love, Avrupa’da film çekmeye devam eden Woody Allen’ın İngiltere ve Fransa’nın ardından 3. durağı olan İtalya’da çektiği filmi. Woody Allen, tamamı Roma’da çekilen filmin yönetmenliğini ve senaristliğini de üstlenmiş. Oyuncu kadrosunda Hollywood’un ve İtalyan sinemasanın birbirinden önemli isimlerine yer verilmiş.
Filmin maliyeti yaklaşık 17.000.000 euro. Filmin Amerika genelindeki hasılatı 16.684.352 dolar. Roma’da çekilen filmin İtalya genelindeki hasılatı ise 7.730.880 euro.
Filmde belki de oyuncu kadrosunun kalabalıklığından da kaynaklanan kurgusal problemler var. Bir yerde kesişir diye beklenen hikayeler, birbirlerinden bağımsızca başlayıp bitiyor. Bu da seyirci de ister istemez birbirine yamanmış ayrı filmler izliyormuş hissi yaratıyor. Senaryonun Woody Allen standartlarının altında olduğunu söylemek mümkün.
Aaron Johnson ve Robert Pattinson, oyuncu seçmelerine katıldı. Anna rolü için önce Noomi Rapace düşünülse de rol, Penelope Cruz’a gitti.
Film müzikleri çok iyi seçilmiş. “Volare” ve “Amada mia, amore mio” gibi önemli İtalyan klasiklerinden Verdi’nin “Libiamo ne'lieti calici”sine; Pagliacci operasından Tosca ve Turandot operalarına kadar geniş yelpazede seçimler yapılmış.
Tüm handikaplarına karşın geniş oyuncu kadrosu, muhteşem Roma manzarası ve müzikleri To Rome with Love’ı ortalama seyirci için cazip ve eğlenceli kılıyor.

Imdb note : 6.3                             My note : 5

4 Nisan 2013 Perşembe

On Kadın (1987)


Director / Yönetmen:

Şerif Gören

Screenplay / Senaryo:

Hüseyin Kuzu

Cast / Kadro :

Türkan Şoray
Erdal Özyağcılar
Bilal İnci
Asuman Arsan
Yavuzer Çetinkaya
Songül Ülkü
Hale Akınlı
Gülsen Tuncer
Bora Ayanoğlu
                                                             Oktay Sözbir
                                                             Selahattin Fırat
                                                             Selma Tarcan
                                                             Turgay Aksoy
                                                             Oktay Korunan
                                                             Murat İlker

Subject / Konu:

Gelin:
Oğlunun karısına göz koyan kayınpeder, sürekli gelinine tecavüz etmektedir. Gelin, bu yüzden kocasına ayrı eve çıkmak istediğini söyler. Babasının eline bakan kocası ise durumu görmezden gelir. Kocası kısır olan gelin, kayınpederinden hamile kalır. Kayınpederi gelininden, çocuğunu düşürmesini ister. Gelin buna razı olmaz ve üstüne gelen kayınpederini öldürür.

Gazeteci:
Füsun, sürekli iyi haberler yakalamasına karşın patronu tarafından baltalanmaktadır. Usulsüzlük yapan işadamı Fuat aleyhinde haber hazırlar. Ancak patronu bu haberi yayınlamaz. Füsun, senelik iznine ayrılır. Sevgilisiyle otele giderler. Resepsiyonist, aynı odada kalamayacaklarını söyler. Ayrı oda tutarlar. Resepsiyonist, aynı odada olduklarını öğrenince polisi arayıp fuhuş yapıldığını iddia eder. Otele gelen polis, Füsun’u muayeneye götürür.

Çingene:
2 çingene parkta otururlar. Karşı banka oturan adam, çingenelerden birinin açılan bacaklarına bakar. Sonra da kadının peşine takılır. Diğer çingeneler, adamın cüzdanını çaktırmadan çalıp kaçarlar.
Çingene, bir eğlenceye gider. Elektrikler kesildiğinde hırsızlık olur. Çingene, hırsız olduğu gerekçesiyle tutuklanır.

Deniz:
Eylemciler, yaptıkları ve yapacakları eylemler üzerine konuşurlar. İmzaları toplamaya gönüllü olan eylemci, çok geçmeden tutuklanır.

Ana – Kız:
Yasemin, erkek arkadaşı Burak’ı annesi Zeynep’le tanıştırmak için eve getirir. Burak, Zeynep’ten çok hoşlanır. Çok geçmeden Zeynep ve Burak birlikte olurlar. Zeynep, Yasemin’in Burak’tan hamile kaldığını öğrenince Burak’ın ikili oynadığını öğrenir ve onunla konuşmaya spor salonuna gider. Ancak Burak, Zeynep’le birlikte olmaya çalışır. Zeynep, eline geçirdiği spor aletiyle Burak’ın başına vurur.

Fahişe:
Hayat kadını, bir sürü telefon konuşması yapar. Telefon konuşmalarında randevularını ayarlar ve kendisini tehdit edenlere diklenir.

İkramiye:
Tahliye olmasına 5 gün kalan anne, kızı Cevriye’nin düğününe gitmek için izin alır. 12 yıldır hapiste olmasına karşın Cevriye tarafından bir kere bile ziyaret edilmemiştir. Çünkü kocasını öldürmüştür ve kayınbiraderi kızıyla görüşmesini men etmiştir. Hediyesini alıp düğüne gittiğinde hırs dolu kayınbiraderi tarafından dövülmeye çalışılır. Ancak oğlu, amcasına mani olur. Kızına hediyesini veren anne, oğluyla birlikte geceyi geçirdikten sonra hapishaneye geri döner.

Feminist:
Tülin, geri kafalı müşterilerden sıkılır. Dostlarıyla ezilen kadınlara dair konuşurlar. Apartmanda kocası tarafından dövülen Havva’yı içeriye alırlar. Akşam polis eve gelir ve Tülin’i Havva’yı alıkoyduğu gerekçesiyle karakola götürürler.

Köylü:
Öfkesi dinmek bilmeyen Mahmut eve gelir. Asiye’ye sürekli kardeşlerinden yakınır. Para bıraktığı Asiye’ye dışarı çıkmamasını söyler. Asiye tam 3 aydır hiç dışarı çıkmamıştır.
Mahmut, bazı eşyalarla ve Gülten isimli bir kadınla çıkagelir. Gülten’in bir süre kendileriyle yaşayacağını söyler. Asiye, Mahmut’un Gülten’le birlikte olması üzerine Mahmut’a kendisini köye göndermesini söyler.
Dayak yiyip eve gelen Mahmut, nefretini kustuktan sonra Gülten’le birlikte olur. Asiye, Mahmut’a kendisini köye göndermesini tekrar söyler. Mahmut ise Gülten’e de kendisine de yeteceğini söyler. Asiye, Mahmut’u bıçaklar.

Comment / Yorum:

On Kadın, yönetmen Şerif Gören için de, 9 ayrı kadını canlandıran Türkan Şoray için de oldukça cesur bir deneme. Bu 9 kadının ortak noktaları, suçlu olmaları. Ama neden suçlu duruma düştükleri irdelenince aslında mağduriyetten dolayı suç işlemek zorunda kaldıkları ya da toplumun onları suçlu olarak yaftalamasından ötürü suçluymuş gibi görüldükleri anlatılmaya çalışılan 9 kadın.
Gelin, Gazeteci, Feminist, İkramiye ve Köylü; derdini iyi anlatan hikayeler. Ana – Kız, içersinde kadın mağduriyeti barındırmakla beraber kadının kadına ihanetini de işleyen ve bu yüzden kadın mağduriyetini yeterli düzeyde yansıtamayan bir hikaye. Fahişe, Çingene ve Deniz ise oldukça yetersiz ve filmi aşağıya çeken hikayeler.
Vasat olarak değerlendirilebilecek senaryo, Hüseyin Kuzu imzası taşıyor. Filmle ilgili en dikkat çekici husus; Türkan Şoray’ın canlandırdığı 9 karakterin seslendirilmesininde farklı sanatçılarca yapılmış olması.
Türkan Şoray için çok şey söylemeye gerek yok. Bir filmde 9 karakteri canlandırmak her yiğidin harcı değil. Yardımcı oyuncular arasında Erdal Özyağcılar ve Bilal İnci haricinde dikkat çeken bir oyunculuk performansı yok.
On Kadın, iyi niyetli ve fakat amacına ulaşamamış bir yapım. Ortaya bir başyapıt çıkartabilecek malzemeler, ne yazık ki verimli kullanılamamış. Yine de değindiği hassas konu ve Türkan Şoray için seyredilebilecek bir film.

Imdb note : 6.2                             My note : 6