Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

8 Mart 2015 Pazar

M / Bir Şehir Katilini Arıyor (1931)

Director / Yönetmen:
Fritz Lang

Screenplay / Senaryo:
Thea von Harbou
Fritz Lang

Cast / Kadro:
Peter Lorre
Otto Wernicke
Gustaf Gründgens
Theodor Loos
Friedrich Gnass
Fritz Odemar
Ellen Widmann
Inge Landgut
Paul Kemp
                                                             Theo Lingen
                                                             Rudolf Blümner
                                                             Georg John
                                                             Franz Stein
                                                             Ernst Stahl – Nachbaur
                                                             Gerhard Bienert
                                                             Karl Platen
                                                             Rosa Valetti
                                                             Hertha von Walther

Subject / Konu:
Katil söylentileri dolaşırken küçük çocukların söylediği ölümlü tekerleme Bayan Beckmann’ı tedirgin eder. 2 kardeşin öldürülmesi, önceki bir cinayetle ilişkilendirilir ve katilin yakalanması için 10.000 Mark ödül konur. Bayan Beckmann’ın kızı küçük Elsie, yolda karşılaştığı bir adam tarafından götürülür. Elsie, 8 çocuğu öldüren katilin 9. cinayeti olur.
Katil, önce polise sonra da yerel gazeteye mektup gönderir ve yakında delillere ulaşılacağını bildirir. Neredeyse herkese potansiyel şüpheli gözüyle bakılmaya başlanır. Parmak izi ve yazı karakteri incelemeleri yapılır.
Lohmann önderliğindeki polis teşkilatı, sıkı bir denetime başlar. Gece baskınlarının ve tutuklamaların arkası kesilmez. Bu durum hırsızlar başta olmak üzere çoğu suçlunun önünde engel oluşturur. Katil 8 ay geçmesine rağmen yakalanamayınca, diğer suçlular rahatça işlerine devam edebilmek için katili kendileri yakalamaya karar verirler. Çocukların güvenli şekilde evlerine gittiğinden emin olmak ve katili yakalayabilmek için Dilenciler Birliği’yle anlaşırlar.
Akıl hastanelerinden zararsız olduğuna karar verilip salınan hastalar araştırılmaya başlanır. Müfettiş, bu kişilerden biri olan Beckert’in evine gider. Beckert o sırada evde olmadığı evde araştırma yapar. Araştırma sonucunu Lohmann’a bildirir. Lohmann bir ipucu yakalar.
Sokaktaki kör balon satıcısı katili ıslık sesinden tanır ve bir kişiyi peşinden gönderir. Katilin küçük bir kızla birlikte olduğunu gören adam, eline tebeşirle “M” yazar ve katilin yanından geçerken elini katilin paltosunun üzerine dokundurup paltoda “M” işareti bırakır. Dilenciler adamı izlemeye başlar.
Lohmann ve müfettiş, yaptıkları inceleme sonucunda katilin Beckert olduğunu anlarlar.
Takip edildiğini anlayan katil dilencilerden kaçmaya başlar. Kıstırıldığı bir binada saklanır. Katilin yerini dilencilerden öğrenen suçlular, onu yakalamak için gelirler. Binayı didik didik ararlar. Katilin çatı katında bir odada kilitli kaldığını farkına varırlar. Ancak gözcü, polislere haber verdiği için acele etmek zorunda kalırlar. Katili yakalayıp hızlıca giderler.
Polis tarafından binada yakalanan Franz, bildiklerini söylemesi için sıkıştırılır. Bir sonuç alınamayınca Lohmann, Franz’ı sorgular. Franz, binaya çocuk katilini bulmak için girdiklerini itiraf eder.
Suçlular, kendi mahkemelerinde katili yargılamaya başlarlar. Katil, işlediği cinayetleri bilinçsizce işlediğini ve sonradan neler yaptığını farkına vardığını anlatır. Ancak kalabalığın tamamı katilin katledilmesini ister. Bu sırada polis, Franz sayesinde olay yerine gelir…

Comment / Yorum:
Sinema tarihinin en büyük yönetmenlerinden Fritz Lang’in eşi Thea von Harbou’yla Egon Jacobson’ın gerçek bir olayı kaleme aldığı makalesinden yola çıkarak senaryosunu yazdıkları “M / Bir Şehir Katilini Arıyor”, Lang tarafından Berlin’de 6 haftalık bir süreçte çekilir. Filmin adı başka alternatifler olmasına karşın Almanca katil anlamına gelen Mörder kelimesinin baş harfi M olarak belirlenir. Film, Lang’e göre başarılarla dolu kariyerinin en iyi filmidir. Nazi iktidarı, 1934 yılında filmin Almanya’da gösterimini yasaklar.
Birçok bakımdan ilk olma özelliği taşıyan yapım, Lang’in ilk sesli filmi olur. Kara film türünün atası olarak kabul edilir. Birçok başarılı kara film örneğinin ilham kaynağı olur. Yeniden çevrimi de yapılır. Dış ses anlatım kullanılan ilk filmlerden biri olarak fark yaratır. Genelde bir karakterle özdeşleşmiş ve tekrarlanan bir öğenin kullanıldığı leitmotif tekniğinin ilk denendiği filmlerden biri olur. Filmdeki leitmotif, katilin ıslıkla birkaç kez çaldığı ve kendisiyle özdeşleşen melodidir.
Psikolojik gerilim öğeleri de içeren bir kara film olarak nitelendirilebilecek olan M, bir komedyen olan Peter Lorre’un drama geçiş yaptığı ve dünya çapında şöhrete ulaştığı performansıyla da akıllarda kalır. Sertliğiyle bilinen yönetmen Fritz Lang’in filmin çekimleri sırasında Peter Lorre’a fiziksel şiddet uygulaması ise filmle ilgili en ilginç detaylardan biri. Bir diğer ilginç detay da filmin sonundaki suçlular mahkemesindeki 24 kişinin gerçek suçlu olması.
Alman sinematekleri tarafından tüm zamanların en önemli Alman filmi seçilen M, kara film denince de ilk akla gelen yapımlardan biri. Bahsi edilen filmin değerini anlamak için 30’ların başında çevrilmiş olduğunu bilmek yeterli. Gerçek sinemaseverlerin arşivlerinde bulunması gereken bir yapım.

Imdb note: 8.5                             My note: 8.5

7 Mart 2015 Cumartesi

L’age d’Or / Altın Çağ (1930)

Director / Yönetmen:
Luis Buñuel

Screenplay / Senaryo:
Luis Buñuel
Salvador Dali

Novel / Kitap:
Marquis de Sade

Cast / Kadro:
Gaston Modot
Lya Lys
Max Ernst
Lionel Salem
Caridad de Laberdesque
Josep Llorens Artigas
                                                              Germaine Noizet
                                                              Duchange
                                                              Bonaventura Ibanez
                                                              Jean Aurenche
                                                              Luis Buñuel

Subject / Konu:
Akrepler tehlikeli ve zehirli eklem bacaklılardır. Bir sıçanda akrebin avı olmaktan kurtulamaz.
Perişan haldeki bir grup adam, majorcanların geldiğini haber alınca silahlarına sarılırlar. Adeta sürüne sürüne gitmeye çalışırlar. Ancak birçoğu yolda kalınca geride sadece tek kişi kalır.
Bir dolu majorcan, tekne ve kayıklarla geldikleri yerde ölülere saygılarını gösterirler. Bir anıt inşasına başlanır. Bu sırada genç kızla öpüşen adam, 2 kişi tarafından yakalanıp götürülür.
Roma gibi modern şehirlerde kargaşa hakimdir.
Majorcanlar için müzikli bir etkinlik hazırlanmaktadır.
Yaka paça götürülen adam, Uluslararası İyiniyet Topluluğu tarafından özel temsilci olarak seçildiğini belirten belgeyi kendisini götüren adamlara gösterir. Kaba adam, yoldaki kör adama vurup taksiye binip gider.
Konuklar, olağanüstü Roma mülküne gelmeye başlar. Eli tüfekli korucu, tütününü yere düşüren oğlunu ateş edip öldürür.
Mülke gelen kaba adam, üzerine içki döken kadını tokatlayıp bayıltır. Mülkteki insanlar adama tepki gösterirken, genç kız adamı hayranlıkla izler. Adam ve genç kız bahçede buluşurlar. Müzikli etkinlik başladığı sırada kuytu bir köşeye geçip şehvetli anlar yaşamaya başlarlar. Bu sırada uşak yanlarına gelir ve İçişleri Bakanı’nın telefonda olduğunu adama bildirir.
Bakan, adama kendileri yüzünden birçok çocuk, yaşlı ve kadının öldüğünü bildirip sertçe çıkışır. Adam telefonu kapatıp tekrar kızın yanına döner. Kız yorulmaya başlar. Adam ise kanlar içinde kalır. Şef, başını tutarak orkestrasını bırakır. Acılı şekilde adamla kızın bulunduğu yere gider. 
Kızla şef öpüşmeye başlayınca adam sinirli bir şekilde kalkar ve başını vurup acılı şekilde uzaklaşır. Mülke giren adam, öfkelenir. Bir ağacı yakıp camdan dışarı atar. Daha sonra bir din adamı ve bazı eşyalar atar. Sonra da bir zürafa atar.
Chateau de Selliny’de hayatta kalanlar Paris’e dönmek için ortaya çıkarlar.
120 gün önce 4 dinsiz ve ahlaksız serseri, fesatlıkları ve düşkünlükleri yüzünden inzivaya çekildi. Onlar için bir kadının hayatı bir sineğin hayatından farksızdı. Yanlarında 8 genç ergen kızı ve 4 olgun kadını nefislerine hizmet etmeleri için götürdüler. İşte bu cümbüşlerden hayatta kalanlar Chateau de Selliny’i terk ettiler. Bu 4 kışkırtıcıdan ilk ve en önemlisi olan Duc de Blangis’tir.

Comment / Yorum:
Luis Buñuel, 2. filmi “L’age d’Or / Altın Çağ”da tıpkı ilk filminde olduğu gibi ünlü ressam dostu Salvador Dali’yle bir araya gelir. İkili, Marquis de Sade’in romanından yola çıkarak filmin senaryosunu yazarlar. Buñuel, filmi yönetir. Ayrıca filmin müziklerini ve kurgusunu da kendisi yapar. 1930 yapımı film, Fransa’da çekilen ilk sesli filmlerden biri olur. Filmin çekimleri Fransa ve İspanya’da yapılır. Dali’yle Buñuel’in tartışmaları ve Buñuel’in Dali’yi yapımın dışında bırakmasıyla ikilinin sinemadaki ortaklıkları biter.
Filmde birbirlerini tutkuyla istemelerine karşın kavuşamayan bir adamla bir kadının hikayesi üzerinden gelenekçi, tutucu, milliyetçi, dindar toplum ve aile düzenleri eleştirilir. Soyluların ve burjuvanın yaşam tarzları sorgulanır. Gerçeküstücülük deyince akla gelen ilk 2 isim Salvador Dali ve Luis Buñuel, düşle gerçeği içi içe sokan sadist bir taşlama dili kullanırlar. Bastırılmış duygular, hayvanlar, şiddet, sürrealizm, olabildiğince az diyalog ve bağlantı kopukluğundan ötürü zor anlaşılır kurgu filmin öne çıkan tarafları olur.
L’age d’Or sesli olmasına karşın sessiz filmlerde kullanılan ara yazı tekniği, bu filmde de uygulandı. Filmin başındaki akrepli sahneler aslında 1912’de çekilmiş görüntülerdi. Film gösterime girdiğinde büyük tepkilerle karşılaştı ve yarım asıra yaklaşan yasaklamalara maruz kaldı. Filmin Amerika gösterimi ancak 1 Kasım 1979 tarihinde yapılabildi.
L’age d’Or, izleyeni yoran ve fakat düşünmeye iten sahnelerinden ötürü kolay anlaşılabilir bir film değil. Bunda Buñuel ve Dali’nin gerçekle düşü iç içe geçirme çabasıyla kullandıkları anlatım dilinin de payı var. Filmin, sinemada gerçeküstücülük akımının atalarından biri olduğu söylenebilir.

Imdb note: 7.5                             My note: 6.5

6 Mart 2015 Cuma

Buenas Noches (2014)

Director / Yönetmen:
Mariano Cattaneo

Screenplay / Senaryo:
Mariano Cattaneo

Cast / Kadro:
Adalen Cuesta
Ana Padilla

Subject / Konu:
Büyükannesi, torununa masal okumaktadır. Küçük kızın uyumaya başladığını görünce kitabı kapatıp kenara koyar. Bu sırada aynanın bir örtüyle kapatılmış olduğunu farkına varır. Örtüyü aynanın üzerinden almak üzereyken küçük kız tarafından engellenir. Küçük kız, aynanın arkasında saklanan canavardan korktuğunu söyler.
Büyükanne, gecenin ilerleyen saatlerinde torununun odasına gider ve aynanın üzerindeki örtünün yere düştüğünü görür. Torununun yatağında yattığını sanan büyükanne, eğilip yatağın altına bakınca torununun orada olduğunu görür. Yatakta yatanın kim olduğunu görmek için baktığında torununun bahsettiği canavarla yüz yüze gelir.

Comment / Yorum:
Genelde korku ve gerilim türünde kısa filmlere imza atan Arjantinli yönetmen Mariano Cattaneo, 2014 yılına biri uzun metrajlı, ikisi kısa metrajlı olmak üzere 3 film sığdırır. Cattaneo’nun senaryosunu yazıp yönettiği Buenas Noches, 2 dakikalık kısa süresine karşın başarılı sayılabilecek, korku türünde bir kısa film.

Imdb note: - (Filmin imdb'de notu bulunmuyor)                 My note: 7

4 Mart 2015 Çarşamba

Chaplin (1992)

Director / Yönetmen:
Richard Attenborough

Screenplay / Senaryo:
William Boyd
Bryan Forbes
William Goldman

Novel / Kitap:
Charles Chaplin (from “My Autobiography”)
David Robinson (from “Chaplin: His Life and Art”)

Story / Hikaye:
Diana Hawkins

                                                               Cast / Kadro:
                                                               Robert Downey Jr.
                                                               Dan Aykroyd
                                                               Geraldine Chaplin
                                                               Kevin Dunn
                                                               Anthony Hopkins
                                                               Milla Jovovich
                                                               Moira Kelly
                                                               Kevin Kline
                                                               Diane Lane
                                                               Penelope Ann Miller
                                                               Paul Rhys
                                                               John Thaw
                                                               Marisa Tomei
                                                               Nancy Travis
                                                               James Woods

Subject / Konu:
1894, Aldershot, İngiltere. Annesi seyirci tarafından yuhalanıp sahneden gönderilince küçük Charles Chaplin sahneye fırlar. Şarkı söyleyip sevgisini kazandığı seyirciler sahneye para yağdırırlar. Annesi ev kirasını dahi ödeyememektedir. Devlet Charles’ı ve ağabeyini annesinden alıp çalışma kampına gönderir.
7 yıl sonra. 12 yaşındaki Charles, aklını yitiren annesini hastaneye yatırmak zorunda kalır. İş bulması gerektiği için komedyen olarak çalışmaya başlar.
Charles gençlik yıllarında Londra’daki Hackney Empire’da sahne alır. 16 yaşındaki dansçı sevgilisi Hetty’ye evlenme teklif eder.
1913, Buttle, Montana, Amerika. Sessiz sinemayı görüp etkilenen Charles’a California’da bu filmlerde yer alması için teklif gelir. Charles, 1 ay çalıştıktan sonra kendisini bir efsaneye dönüştürecek Şarlo tiplemesini yaratır. Yönetmenlik sorumluluğunu da üstüne alan Charles, yıl bitmeden 20’den fazla film yönetir.
Amerika’ya gelen ve menajerliğini üstlenecek olan ağabeyinin getirdiği mektuptan Hetty’nin evlendiğini öğrenir. Kendi stüdyosunu kurmak isteyen Charles, yapımcısıyla yollarını ayırır. Çektiği filmlerde komedinin yanında sistemi de eleştiriyor olması, ağabeyinin tepkisini çeker.
Charles daha 30 yaşına basmadan bir stüdyo sahibi olmayı ve dünyanın en meşhur adamı olmayı başarır.
1918, La Brea Avenue, Hollywood. Charles, yakın arkadaşı aktör Douglas Fairbanks’e genç sevgilisi Mildred’la evlenmeyi düşündüğünü açıklar. Ancak bir başka ünlü oyuncu olan arkadaşı Mary Pickford, Charles’a Mildred’ın kendisini aldattığını bildirir. Charles, bunun üzerine Mildred’ı terk eder.
1920, Salt Lake City, Utah. Mildred’ın avukatları tarafından film makaralarına el konulması riski olduğu için Charles, makaraları bir otele kaçırıp sıraya koyar.
Charles bir ev satın aldığı annesini Amerika’ya getirtir. Ancak annesi hala iyi durumda değildir.
1921, Southampton, İngiltere. Bir filminin galası için İngiltere’ye giden Charles, Hetty’nin bir salgından dolayı öldüğünü öğrenir ve büyük bir üzüntü yaşar.
Charles’ı pek sevmeyen F.B.I. başkanı j. Edgar Hoover Charles’ın komünist olabileceği şüphesiyle takibat başlatır.
Charles, sektörde hakimiyet kurmaya başlayan sesli sinemaya önyargıyla yaklaşır. Şarlo karakterini konuşturursa karakterin artık seyirci için öleceğini düşünür.
1932, Malibu Sahili. Hafta sonununda çocuklarıyla vakit geçiren Charles, yeni tanıştığı Paulette’ten oldukça etkilenir. Kısa süre sonra birlikte olmaya başlarlar. Charles oldukça lüks bir yaşam sürmeye başlar.
Charles, ülkede mali krizler kapıdayken bir şey yapmıyor olmaktan rahatsızlık duyunca her şeyi bir tarafa bırakıp işine odaklanmaya başlar. Bu odaklanma, Paulette’e ve çocuklarına ilgisiz kalmasına neden olur. Çok geçmeden Paulette’le boşanırlar.
1938 yılında sesli olarak çekeceği “Büyük Diktatör” filminin çalışmalarına başlar. Başlangıçta sempatiyle bakılan Hitler’in 2. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle zalimliğinin ortaya çıkması, önceleri komünist olarak yaftalanan Charles’ın dehasını insanlara kanıtlar.
1941, Beverly Hills. Hoover, Büyük Diktatör’de Almanya’nın değil Amerika’nın eleştirildiğini düşünerek Charles’ın üzerine gitmeye karar verir.
1942 Ekim’i. Charles, genç bir oyuncu olan Oona O’Neill’la tanışır. Çok geçmeden aşk yaşar ve evlenir.
Önceki sorunlu ilişkisi Charles’ın başına iş açar. Hamile olan kadın, çocuğun Charles’tan olduğunu iddia eder. Ama Charles bunu kabul etmez. Hoover’da bunu Charles’ın aleyhinde kullanabilmek için devrededir. Charles para öderse olayını kapanacağını bilmesine karşın suçlamayı kabul etmez ve kan testi ister. Test sonucunda suçsuzluğu ortaya çıkar. Ancak olay mahkemelik olur ve Charles haftalık 75 dolar nafaka ödemeye mahkum edilir.
7 yıl sonra. Mccarhty cadı avı sırasında çoğu kişi komünist olduğu gerekçesiyle sorgulanır.
1952 Eylül, New York Limanı. İngiltere tatilinden dönen Charles, Amerika’dan sınır dışı edilir. Charles bu sürgünden sonra bir daha Amerika’ya gitmek için vize başvurusu yapmaz.
1972, La Brea Avenue. Charles, 44. Oscar ödül törenine davet edilir ve 20 yıl aradan sonra Amerika ya geri döner. 83. doğum gününde Oscar Onur Ödülü’nü kabul eder ve İsviçre’deki evine geri döner.
1975 yılında Buckingham Sarayı’nda Kraliçe 2. Elizabeth’ten şövalye ünvanı alarak Sir olur. Charles kariyeri boyunca sadece 5 sesli film yapar. 1977 yılında 88 yaşındayken ölür.

Comment / Yorum:
Uzun aktörlük kariyerinin yanında az sayıda ve fakat nitelikli filmde yöneten Richard Attenborough, 1992 yılında 5 yıl aradan sonra tekrar yönetmenlik koltuğuna oturur ve Charles Chaplin’in hayatını konu alan Chaplin’i yönetir. Diana Hawkins, Charles Chaplin’in “My Autobiography” adlı otobiyografisinden ve David Robinson’ın “Chaplin: His Life and Art” adlı kitabından faydalanarak filmin hikayesini yazar. Senaristler William Boyd, Bryan Forbes ve William Goldman, Hawkins’i hikayesini senaryolaştırırlar. Filmin çekimleri İngiltere, Amerika ve İsviçre’de yapılır. Ham hali 4 saat olan film, 1 saat 37 dakika kısaltılır. Film, Chaplin’in 15. ölüm yıldönümüne yetiştirilip vizyona sokulur. 31.000.000 dolara mal olan yapım, Amerika genelinde 9.493.259 dolar hasılat elde eder.
Chaplin rolü için ilk düşünülen isim Kevin Kline’ın filmde Douglas Fairbanks’i canlandırmasına karar verilince, rol için Jim Carrey ve Johnny Depp’in isimleri konuşulur. Rol, çıkış dönemindeki aktör Robert Downey Jr.’a gider. Anthony Hopkins’in başı çektiği kalburüstü bir oyuncu kadrosu, filmde Downey Jr.’a eşlik ederler. Ayrıca Chaplin’in kızı Geraldine Chaplin’de filmde rol alır ve babaannesini canlandırır.
Film, Chaplin’in efsane filmlerine yüzeysel olarak değinir ve çalkantılı özel hayatı üzerinde yoğunlaşır. Bu nedenle eleştirilere maruz kalır. Buna karşın 3 dalda Oscar’a aday gösterilmeyi başarır. Charles Chaplin’i canlandıran Robert Downey Jr., başarılı bulunup En İyi Erke Oyuncu kategorisinde Oscar ve Altın Küre adaylığı kazansa da, “Malcolm X” ile Denzel Washington, “Unforgiven / Affedilmeyen” ile Clint Eastwood ve “Scent of a Woman / Kadın Kokusu” ile Al Pacino gibi güçlü adaylarla yarışır ve ödülleri Pacino’ya kaptırır. Ancak Bafta ödülünü kazanmayı başarır.
Filmin Charles Chaplin’i layıkıyla anlatıp anlatamadığı tartışmaya açık. Ama uzun süresine karşın usta ismin efsane filmlerine yeterli şekilde değinmediği net olarak söylenebilir. Chaplin, usta ismin özel hayatını izlemek ve Robert Downey Jr.’ın başarılı performansını görmek için izlenebilir.

Imdb note: 7.6                             My note: 7

3 Mart 2015 Salı

What We Do in The Shadows (2014)

Director / Yönetmen:
Jemaine Clement
Taika Waititi

Screenplay / Senaryo:
Jemaine Clement
Taika Waititi

Cast / Kadro:
Jemaine Clement
Taika Waititi
Jonathan Brugh
Cori Gonzalez – Macuer
Stu Rutherford
Ben Fransham
Jackie Van Beek
Elena Stejko
                                                             Jason Hoyte
                                                             Karen O’Leary
                                                             Mike Minogue
                                                             Chelsie Preston – Crayford
                                                             Ian Harcourt
                                                             Ethel Robinson
                                                             Brad Harding
                                                             Isaac Heron
                                                             Yvette Parsons
                                                             Madeleine Sami
                                                             Aaron Jackson
                                                             Morgana Hills
                                                             Morag Hills
                                                             Frank Habicht

Subject / Konu:
Her birkaç yılda bir Yeni Zelanda’da gizli bir cemiyet özel ir etkinlik için bir araya gelir; Kutsal Olmayanların Maskeli Balosu. Bu baloya aylar kala bir belgesel ekibi, bu cemiyetin küçük bir grubuna ulaşır. Belgesel ekibi haç takıp filmin konusu olanlara karşı savunma sağladılar.
Viago 379 yaşında bir vampirdir. Karanlık çökünce evdeki diğer vampirleri toplantı yapmak için kaldırır. 8000 yaşındaki gergin görünen Petyr toplantıya gelmez. Viago, evin 183 yaşındaki genç ve haşarı vampiri Deacon’ı ev işlerini yerine getirmediği için uyarır. Ortaçağ’dan kalma 862 yaşındaki sadist özellikleri olan Vladislav’da Viago gibi düşünmektedir.
Deacon, bir Nazi vampiridir. Savaşı kaybetmelerinin ardından ağırlaşan şartlardan dolayı Yeni Zelanda’ya kaçmak zorunda kalmıştır. Viago, aşık olduğu kızın peşinden Yeni Zelanda’ya gelmiştir. Hipnotize ve istediği hayvana dönüşebilme gibi korkutucu özelliklere sahip olan Vladislav, Canavar tarafından uğradığı yenilginin ardından güçlerini yitirmiştir.
Jackie, Deacon’un insan kölesidir. Deacon ve arkadaşlarının başta kurban olmak üzere ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Yaptıklarının karşılığında vampire dönüştürülmeyi beklemektedir. Jackie’nin kurban olarak getirdiği Nick, Petyr tarafından kanı içilerek vampire dönüştürülür. Nick, vampir olma sürecini tamamladıktan sonra Viago, Deacon ve Vladislav’la takılmaya başlar. Nick, kendileriyle birlikte takılan arkadaşı Stu’ya vampir olduklarını açıklamak zorunda kalır. Stu’yu seven vampirler, onun kanını içmemek için anlaşırlar
Nick’in herkese vampir olduğunu söylemeye başlaması, aralarında huzursuzluğa neden olur. Bir vampir avcısıyla karşı karşıya gelen Petyr, güneş ışığına maruz kalınca yanarak yok olur. Vampir avcısı, Nick çenesini tutamadığı için peşlerine düşmüş biridir. Vampir arkadaşı Nick’i yargılayıp ona sürgün cezası verirler ve utanç töreni yaparlar.
Birkaç ay sonra vampirler, Kutsal Olmayanların Maskeli Balosu için davetiye alırlar. Gecenin onur konuğu olmayı bekleyen Vladislav, onur konuğunun güçlerini elinden alan Canavar diye bilinen Pauline olduğunu öğrenince öfkeden deliye döner. Vladislav geceye katılmaz. Pauline, Vladislav’ın eski kız arkadaşıdır.
Stu’a partiye gelir ve insan olduğu anlaşılınca vampirlerin ve zombilerin hedefi olur. Ancak partiye gelen Vladislav, Stu’nun vampirler ve zombiler tarafından yenmesine izin vermez. Partiden ayrıldıklarında dolunay zamanı kurt adam saldırısına uğrarlar. Stu, kurt adamlar tarafından yenir.
Öldüklerini zannettikleri Stu, kurt adama dönüşmüş olarak karşılarına çıkar. Stu sayesinde vampirler ve kurt adamlar arasında dostluk oluşur.  

Comment / Yorum:
Yeni Zelandalı aktör, senarist, müzisyen, yapımcı ve yönetmen Jemaine Clement ve Taika Waititi’nin yazıp, yönetip, yapımcılığını ve başrolünü üstlendikleri “What We Do in The Shadows”, Yeni Zelanda’nın Wellington şehrinde çekildi. Filmin her aşaması için ayrı emek veren Clement ve Waititi’nin oyunculukları da görülmeye değer.
Film, birçok kaynakta korku komedi olarak anılsa da, aslında mockumentary (mökümanter) yani komedi maksadıyla yapılan sahte bir belgesel. Bir grup vampirin özel yaşamını konu alan bir belgesel fikri bile oldukça yaratıcı dururken, bu fikrin oldukça keyifli bir dille işlenmesi, ortaya seyri hayli keyifli bir yapım çıkarmış.
Beklentilerle vizyona giren ve belli bir kalite düzeyini aşamadığı için eleştirilen büyük bütçeli komedi filmlerinin yapımcılarının nitelikli işlere imza atabilmek için What We Do in The Shadows gibi yapımları dikkatlice izlemelerinde yarar var. Seyirci tarafından baktığımızda ise bir Yeni Zelanda filmi olduğu için keşfetmesi çok kolay olmasa da, varlığından haberdar olduysanız kaçırmamanız gereken bir film. Ayrıca filmin müziklerinin de oldukça ilginç olduğunun altını çizmeden geçmeyelim.

Imdb note: 7.6                             My note: 8

2 Mart 2015 Pazartesi

Aşkın Kesişme Noktası (1990)

Director / Yönetmen:
Bilge Olgaç

Screenplay / Senaryo:
Bilge Olgaç

Story / Hikaye:
Osman Şahin

Cast / Kadro:
Serpil Çakmaklı
Berhan Şimşek
Yaman Tarcan
Savaş Yurttaş
Zühal Üstüntaş
Akıllı Köpek Mücver

Subject / Konu:
Hürmet, köyündeki genç kıza kendisinin yaptığı hataya düşmeyip, evlenmeye zorlandığı yaşlı adamla evlenmemesi için öğüt verir. Ancak bu tavrı, köyde tepki görür.
Halil, Hürmet’in kocası öldüğünden beri onunla ilgilenmektedir. Ancak Hürmet, köydeki erkekler gibi bir erkekle tekrar evlenmek istememektedir. Onun hayalinde başka tür bir erkek yatmaktadır.
Hürmet, odun kesmeyi gittiği bir gün ormanda yaşayan ve kimsenin varlığından haberdar olmadığı bir yabancı görür ve ondan etkilenir. Yabancı, yaşadığı gizli yeri ona gösterir. Gizlice birlikte olmaya başlarlar. Halil, Hürmet’in hareketlerinden şüphelenmeye başlar.
Hürmet’in bir gece köye dönmediğini fark eden Halil, ortalığı ayağa kaldırır. Köylüler, Hürmet’e buluştuğu adamla evlenip köylerine yerleşmesini önerir. Hürmet bu teklifi kabul etmeyince, köyden ayrılmasına karar verilir. Hürmet, ayrılmaya hazırlanırken, Halil gidip yabancıyı bulur ve onunla yüzleşir…

Comment / Yorum:
Senarist ve yönetmen Bilge Olgaç’ın 90’lardaki ilk filmi olan Aşkın Kesişme Noktası, ancak tek başına yaşayan bir insanın düşmansız yaşayabileceğini düşünüp doğada tek başına yaşamayı seçmiş eğitimli bir adamla kendisini isteyen değil kendi istediği kişiyle birlikte olmayı seçmiş bir köylü kadınının aşkla kesişen yollarını konu alıyor. Olgaç, filmin senaryosunu Osman Şahin’in bir hikayesinden yola çıkarak yazmış. Filmin yapımcısı, Sabahattin Çetin, görüntü yönetmeni Hüseyin Özşahin. Filmin müzikleri, Ahmet Güvenç imzası taşıyor.
Film tür olarak erotik öğelerde içeren bir drama olarak değerlendirilebilir. İyi bir fikri vasatı aşmayacak şekilde ve erotizme bulayarak sunmak, yapım aşamasında ticari kaygıların ön planda olabileceğini gösteriyor. Film, baştan sona Serpil Çakmaklı Ve Berhan Şimşek üzerine kurulu. Yardımcı oyunculardan Yaman Tarcan ve Savaş Yurttaş dışında katkı veren ve sivrilen bir oyuncu yok.
Filmin 80’lerin bocalama döneminin hemen ardından 90’ların kısır döneminde çekildiği göz ardı edilmemeli. Teknik yetersizlikler ve çok daha iyi işlenebilecek bir hikayenin layıkıyla işlenememesi, döneme bağlanabilir.

Imdb note: 4.2                             My note: 5