Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

15 Temmuz 2012 Pazar

Baytekin: Fezada Çarpışanlar / Flash Gordon's Battle in Space / Turkish Flash Gordon (1967)

Director / Yönetmen:

Şinasi Özonuk

Screenplay / Senaryo:

Şinasi Özonuk

Comic Book / Çizgi Roman :

Alex Raymond (from "Flash Gordon")

Cast / Kadro :

Hasan Demirtaş
Derya Tanyeli
Sevgi Can
Güner Çelme
Nuhbe Işıl
Muzaffer Mozayik
                                                                 İlhan Hemşeri
                                                                 Fatin Sakarya
                                                                 Tandoğan
                                                                 Tuncer Sevi
                                                                 Muzaffer Yener
                                                                 Asım Nipton
                                                                 Ebil Celme
                                                                 Ceyhan Arat
                                                                 Hakkı Kıvanç
                                                                 Yaşar Şener

Subject / Konu:

Kimliği tespit edilememiş olan Tekin, nezarete atılır. Tekin, herkesin kendisine düşman oluşundan yakınır.
Tekin, anılarını yadetmek için doğduğu evin bulunduğu şehre gelir. Doğduğu evin bulunduğu yere gittiğinde evlerinden geriye eser kalmadığını görür. Söylenenlere göre orada hiç bir zaman bir ev olmamıştır. Tekin, eski komşularını arar. Ancak hiç kimseyi bulamaz. Konuştuğu kişilerin arsa yerini sahiplenmek için kendisine yalan söylediğini düşünen Tekin, tapuya gidip arsanın yerini araştırır ve arsaya hiçbir zaman ev yapılmamış olduğunu öğrenir. Arsanın bulunduğu yer, nüfusa kayıtlı olduğu adres olarak geçtiği için Nüfus Dairesi'ne gidip araştırma yapmaya karar verir. Nüfus Memuru, kütüğü inceler ve kimliğinin sahte olduğunu söyler. Üstüste yaşadığı şoklar, Tekin'in sinirlenip ortalığı dağıtmasına neden olur. Kimliği tespit edilememiş olan Tekin, nezarete atılır.
Tekin nezaretteyken esrarengiz bir ziyaretçi gelir ve Tekin'i tanıdığını söyler. Tekin yardım isteyince; Taranta, ışın tabancasıyla önce nezaretin kapısını açar, sonra da polisi vurur. Taranta, Tekin'e imparator diye hitap etmektedir. Tekin, Taranta'ya saldırır. Taranta, tabancayla Tekin'e de ateş eder ve Tekin'i kontrol altına alıp bir uzay gemisine götürür. Tekin kendine geldiğinde uzay gemisi çoktan uzayda yolculuğuna başlamıştır bile. Tekin, kendisini uzay gemisine getiren Taranta'dan aslında düşmanları tarafından hafızası silinip dünyaya gönderilmiş bir galaksi imparatoru olduğunu öğrenir.
Uzay gemisi hasar gördüğü için vahşi bir yıldıza inmek zorunda kalırlar. Bu vahşi yıldız, hiçbir fezalanın uğramadığı bir yerdir. Canlı belirtisi olmayan yıldızda keşfe çıkarlar. Yeraltından çıkan yaratıklar, tüm mürettebatı etkisiz hale getirir ve yeraltına götürür. Tekin, zihin gücüyle yaratıklara kötü niyetli kişiler olmadığını anlatır. Ancak yaratıkların lideri, yıllardır aç olduklarını ve mürettebatın vücutlarındaki sulara ihtiyaç duyduklarını söyler. Tekin, yaratıklarla kavga ederek ve teknolojik donanımlarını kullanarak yaralı Taranta'yı da yanına alarak yeraltından kaçmayı başarır. Uzay gemisine dönerler ve kontrol odasına giderler. Taranta, Tekin'e aslında imparator olmadığını söyler. Uzay yolculuğu sırasında Tekin'e neler yapması gerektiğini anlatır ve ölür.
Tekin, bilinçsiz hareket edince uzay gemisini rotadan çıkarır. Uyuya kalır. Uzay gemisi, Ming İmparatorluğu hududunu geçince Kumandan Meneş tarafından yakalanır. Tekin, İmparator Ming'in yanına götürülür. Ming, dünyadaki uranyum ve ziryumu ele geçirme planları yapmaktadır. Bu planlarında Tekin'i kullanmaya karar verir. Kraliçe Nola, Tekin'i bir süreliğine incelemek için ister. Nola'nın asıl niyeti Tekin'le birlikte olmaktır. Bu amacına odasında ulaşır. Ming, Tekin'i Nola'dan geri ister. Nola, Tekin'e ateş ettiğini atom parçalarına ayıran bir silah verir. Tekin, kendisini yakalamaya çalışan Ming'in askerleriyle kavga eder. Ming'in düşmanı olan Prens Ater'in kumandanlarınıın bulunduğu uzay gemisiyle kaçar.
Yolda saldırı sonucu hasar gören uzay gemisi, havası zehirli, vahşi bir yıldız olan Sivrus'a düşer. Tekin ve Signus Kurtulurlar. Ancak uzay gemisi infilak eder. Tekin, sinyal gönderip yardım ister. Yaratıkların saldırısına uğrarlar. Tekin, yaratıkları haklamayı başarır. Yardım için gelen uzay gemisi, Tekin ve Signus'u alıp yıldızdan ayrılır. Tekin, Prens Ater'in huzuruna çıkar. Prens'in kızkardeşi Prenses Muci'ye kısa sürede aşık olur. Ming'in adamları Muci'yi kaçırırlar. Amaçları Tekin'e geri alana kadar Muci'yi ellerinde tutmaktır. Tekin, Kades'le birlikte Muci'yi kurtarmak üzere Ming'in sarayına doğru yola çıkar. Ming'in adamlarını haklarlar ve Muci'yi kurtarıp kaçarlar. Kades, Tekin'le Muci'nin kurtulabilmesi için kendini feda eder.
Ming çok sinirlenir ve bütün devriyeleri Tekin'le Muci'yi fezada yoketmeleri için harekete geçirir. Ming, Kumandan Meneş'in kocasını öldürür. Meneş, Ming'e kin beslemeye başlar. Ming, Prens Ater'i hain ilan eder ve öldürülmesine karar verir.
Prens Ater'in mucidi Tekin'in gama ışınlarından korunmayı sağlayan radyökor gömleğinden yola çıkarak bir boya üretir. Bu boya da gama ışınlarından etkilenmemektedir. Mucit, bu boyalarla boyanmış savaş gemileri hazırlar.
Ming, savaş emri verir ve 350.000 savaş gemisi gönderir. Tekin, Ming'i oyuna getirmek için bir plan yapar. Plana göre Amiral, Ming'in gemileriyle savaşırken; Tekin ve Prens Ater, Ming'in sarayına sürpriz bir saldırı düzenleyip Ming'i tahttan indireceklerdir. Ming'in yerine Prens Ater'i geçecek ve savaş durdurulacaktır.
Meneş, savaşı Ming'ten intikam alabilmek için bir fırsat olarak görür ve donanmayı içten vurmaya karar verir.
Saraya düzenlenen saldırı, başarıyla sonuçlanır. Ming ortadan kaybolur ve Prens Ater, yeni imparator olur. Ater, savaşı bitirir.
Tekin, Muci'yle konuştuğu sırada ansızın ortaya çıkan Ming, Tekin'i öldürmek için ateş eder. Ancak Tekin'in önüne atlayan Muci, kendini feda eder. Tekin, Ming'i boğarak öldürür. Muci'nin ölümüyle sarsılan Tekin, dünyaya geri döner.

Comment / Yorum:

Çizgi Roman denildiğinde ilk akla gelen örneklerden biri olan Alex Raymond imzalı Flash Gordon, Türkiye'de "Baytekin" adıyla yayınlanmaya başladıktan sonra kısa sürede popüler olmayı başardı. 30 filmi olan ve enteresan denemeleri olmasına karşın çok fazla tanınmayan yönetmen Şinasi Özonuk, Flash Gordon'u Baytekin: Fezada Çarpışanlar ismiyle sinemaya taşıdı. Şinasi Özonuk, ayrıca filmin senaristliğini, yapımcılığını ve müziklerini de üstlendi. Yönetmenin alameti farikası olan "görsel efektler", kısıtlı imkanlarla fantastik film yapmaya çalışınca ortaya komik görüntüler çıkmasının kaçınılmaz olduğunu kanıtlar nitelikte. Buna rağmen film, başarısız olarak adledilebilecek bir film değil. Bunun en büyük nedeni; filmin mizahi tarafının kuvvetli oluşu ve zaman zaman bir fantastik komedi izliyormuş hissine kapılarak filmdeki aksaklıkları eleştirmeden gülüp geçmeniz.
Oyuncu kadrosu, pek popüler olmayan isimlerden oluşuyor. Baytekin rolünde izlediğimiz Hasan Demirtaş, oldukça keyifli bir kompozisyon sergilemiş. Yurtdışında "Turkish Flash Gordon" ve "Flash Gordon's Battle in Space" isimleriyle tanınan film, tür olark trash yani kötü olduğu için güldüren filmler kategorisinde gösteriliyor.
Baytekin: Fezada Çarpışanlar, Türk sinemasındaki nadir bilimkurgu denemelerinden biri. Film, teknik olarak yetersiz, hatta zaman zaman saçma bulacağınız ve fakat izlemekten de keyif alacağınız, arşivsel değeri olan kült bir yapım.

Imdb note : 4.7                              My note : 4.5

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Le Cochon Danseur / The Dancing Pig (1907)

Subject / Konu:

Domuz, selam verir. Güzel kız gelip masaya oturur. Kızın güzelliğinden etkilenen Domuz, kıza kur yapmaya başlar. Kız kendisiyle flört etmeye çalışan Domuz'u önce tersler, sonra da Domuz'un kıyafetlerini çıkarıp onunla dans etmeye başlar. Domuz, kızla senkronize şekilde danseder. Domuz ve kız, dansın ardından selam verirler ve dans pistinden çıkıp perdenin arkasına geçerler.
Perde açılıp piste geri geldiklerinde Domuz, kadın elbiseleri giymiştir. Kız ve Domuz tekrar dansetmeye başlarlar. Domuz dansederken güler, dilini çıkarır, burnunu kımıldatır ve gözlerini oynatır. Bu sefer kız ve Domuz, reverans yapıp dans pistinden çıkarlar ve perdenin arkasına geçerler.
Domuz, tek başına dans pistine gelir. Dansını tamamlar ve perdenin arkasına sonuncu kez geçer.
Takım elbisesini giymiş Domuz, güler, dilini çıkarır, kulaklarını sallar, burnunu kımıldatır ve gözlerini oynatır.

Comment / Yorum:

Filmin oyuncu kadrosu ve teknik ekibine dair herhangi bir bilgi yok. Fransız yapımı film, başarılı bir kukla gösterisi olarakta nitelendirilebilir. Le Cochon Danseur, başta oldukça şirin görünen kukla nedeniyle göze hoş gelen, sempatik bir film.
Filmin son bölümünde Domuz'un yaptığı şirinlikleri yakın çekimden izlediğimiz kısım, filmin dansla geçen diğer bölümleriyle örtüşmemiş. Ayrıca kısa bir süre de olsa dans esnasında görünen ortalığı toplayan adam, görselliğe zarar vermiş. Le Cochon Danseur, ufak tefek kusurlarına karşın seyri gayet keyifli bir yapım.

Imdb note : 6.7                              My note : 6.5

13 Temmuz 2012 Cuma

İnce Memet Vuruldu (1975)

Director / Yönetmen:

Yılmaz Duru

Screenplay / Senaryo:

Sabah Duru

Cast / Kadro :

Yılmaz Duru
Aysun Güven
Cemil Şahbaz
Meral Orhonsay
Menderes Samancılar
Altan Bozkurt
Yaşar Yağmur
Murat Erton
Müjgan Ağralı
                                                               Tarık Şimşek
                                                               Sönmez Yıkılmaz (Herkül Sönmez)
                                                               İsmail Hakkı Şen (İsmail Haktan)
                                                               Yusuf Sezer
                                                               Yadigar Ejder
                                                               Arap Celal
                                                               Kadir Kök
                                                               Mürüvvet İşsever
                                                               Feri Cansel
                                                               Yılmaz Güney
                                                               Türkan Şoray

Subject / Konu:

Pavyonlarda şarkıcılık yapan Sabah, namını ve dürüstlüğünü duyduğu Adana'ya Memet'in yanına gelir. Memet'in bir sürü düşmanı vardır ve her an ölümle karşı karşıyadır. Memet, bir kere evlenmeye yeltenmiş, ancak evleneceği kız başkasını sevdiği için evlenmekten vazgeçmiştir. Sonra da hayatı sürekli tehlikede olduğu için herhangi bir kadınla evlenmemeye karar vermiştir. Çünkü kendisi babasız büyümüştür ve kocasız kalan annesinin ne kadar zor bir hayat sürdüğüne de şahit olmuştur.
Memet, Sabah'a aşık olur ve tüm tehlikelere rağmen onunla evlenmeye karar verir. Memet, ortağı Hacı'yla görüşmek üzere hiç sevmediği İstanbul'a gider.
Annesine Sabah'ı sevdiğini ve onunla evleneceğini söylemek üzere giden Memet, annesinden babası İnce Cumali'yle yaşadıkları zorlu günleri ve nasıl dünyaya geldiğinin hikayesini dinler. Memet'in nişan yüzüklerini alıp dönmesini bekleyen Sabah, Memet'in kıyafetlerini giyer. Memet'i öldürmek üzere gelen düşmanının adamları, Memet sandıkları Sabah'ı kurşun yağmuruna tutup öldürürler. Memet, Sabah'ın ölüm haberini alır almaz eve koşar. Memet, gelinlik giydirdiği Sabah'ı kayıkla adaya götürür ve gömer.
Memet, ortağı Hacı'nın da öldürüldüğü haberini alır. Sabah'ın acısıyla yüreğine dağlanan Memet, intikam almaya karar verir. Çiftlikteyken bir kaç adam tarafından ateş açılır. Adamların peşine düşen Memet, adamlardan birini yakalar. Yakaladığı kimsesiz Sungur'la kan kardeş olur ve onu himayesine alır. Memet, Hacı'nın torunu Ali'yle de kan kardeş olur. İntikamını alacağı kişilerin mekanlarında gezen Memet, hakkı yendiği için isyan eden ve birkaç kişi tarafından dayak yiyen Cemil'i de yanına alır ve onunla da kan kardeş olur. Kan kardeş olduğu 3 gence baba gibi davranır.
Düşmanları tarafından saldırıya uğrayan Memet, arabayla peşlerine düşer. Düşmanlarından kaçmakta olan Yaşar'a çarpar ve onu hastahaneye götürür. Yaşar'a Memet'in düşmanları olduğu ve onu öldürmesi gerektiği söylenir. Yaşar, kendisini ziyarete gelen Memet'i öldürmek üzereyken; Memet'in aslında düşmanı olmadığını öğrenir. Memet, Yaşar'ı da yanına alır.
Cemil, yükseklere çıkmak için kendisini basamak olarak kullanmaya çalışan şarkıcı sevgilisi Bahar yüzünden hovarda bir hayat sürmeye başlar.
Memet, Sabah'ın katillerinden birini yakalar ve öldürür.
Sevdiği kızla evlenip kaçakçılığa tövbe etmeye karar veren Sungur, son işinde Memet'in düşmanları tarafından yakalanır. Sungur, işkencelerle öldürülür.
Memet'in adamı Vurgun, Memet'in düşmanlarını teker teker öldürmeye başlar. Memet, oğlu gibi sevdiği Cemil, Yaşar ve Ali'nin hayatlarını tehlikeye atmamak için onları kendinden uzaklaştırır. Cemil, uyuşturucu kaçakçılarının mallarını çalar. Yaşar, sevdiği kızla evlenir ve şoförlük yapmaya başlar.
Memet, Cemil'i uyuşturucu işinden uzak durması için uyarır. Cemil, Memet'in sözlerini ciddiye almaz. Cemil'in mekanına gelen Memet, Cemil'in kendisini hiçe sayan tavırlarına sinirlenir ve oğlu kadar sevdiği Cemil'i öldürür. Memet, büyük üzüntü yaşar ve silahını bırakıp gider. Memet'in silahını bırakıp gittiğini haber alan düşmanları, Memet'i köprüde vurur. Vurgun, vurulup yere düşen Memet'i kaldırır. Memet, Vurgun'a Anadolu yakasında ölmek istediğini ve kendisini o tarafa götürmesini söyler. Ancak çok geçmeden Vurgun'da vurulur.

Comment / Yorum:

İnce Memet Vuruldu, başrolünü ve yönetmenliğini Yılmaz Duru'nun, senaristliğini ise Yılmaz Duru'nun eşi Sabah Duru'nun üstlendiği, Yeşilçam'da erotizm furyasından da nasiplenmeyi unutmamış, misafir oyuncularıyla dikkatleri üzerine çeken ve fakat vasatı bile yakalayamayan bir film. Yılmaz Duru, Memet karakteriyle iyi bir oyunculuk performansı sergilemiş. Ancak bu performans, filmi kurtarmaya yetmemiş.
Türkan Şoray, kariyeriyle ilgili verdiği birçok röportajda en büyük pişmanlığının Yılmaz Güney'le film çevirememek olduğundan bahsetse de; İnce Memet Vuruldu, dolaylı olarakta olsa Türkan Şoray'la Yılmaz Güney'i aynı filmde bir araya getirmeyi başarıyor. Jenerikte şeref misafiri olarak isimleri geçen 2 dev oyuncu, filmde küçük rollerle karşımıza çıkıyor. Türkan Şoray, Memet'in evlenmeye yeltenip vazgeçtiği köylü kızı; Yılmaz Güney ise Memet'in babası İnce Cumali'yi canlandırıyor. Yılmaz Güney'in görüntüleri, 1967 yapımı "İnce Cumali" adlı filmden alınarak filme eklenmiş. Film, bu yönüyle "İnce Cumali" filminin devam filmi olarakta algılanabilir.
Filmin küçük bir bölümünde Feri Cansel'in görüntüleri de kullanılmış. Türkan Şoray, Yılmaz Güney ve Feri Cansel'in görüntülerinin filme bir katkı sağladığı söylenemez. Bu durum, bahsi geçen oyuncuların görüntülerinin, oyuncuların şöhretlerinden faydalanabilmek ve izleyicilerin ilgisini çekebilmek için kullanıldığı izlenimi yaratıyor. Filmde ayrıca sonraki dönemlerde popülariteleri artacak Meral Orhonsay ve Menderes Samancılar gibi isimler de rol alıyor.
Filmin garip bir senaryosu var. Sabah'ın öldürülmesinin ardından mavi gözlü kimi bulsa kan kardeş olan ve onları himayesine alıp iyilik aşılamaya çalışan Memet'in kaçakçılıkla herşeyini elde etmiş olması; uyuşturucu kaçakçılığına bulaşan oğlu gibi sevdiği Cemil'i pisliğe bulaştığı gerekçesiyle öldürmesi, oldukça tutarsız. Çünkü sonuçta Memet'te yasadışı işler çeviren bir adam. Ayrıca kimi bölümlerde daldan dala atlanması da; kurgusal problemleri gözler önüne seriyor. Filmde Gönül Yazar ve Müşerref Akay'ın seslendirdiği şarkılar kullanılmış.
İnce Memet Vuruldu, İnce Cumali filminin devamı niteliğinde olması ve misafir oyuncu dahi olsalar Türkan Şoray ve Yılmaz Güney'i bir araya getirmesiyle dikkat çekmeyi başaran bir yapım. Ancak filmin beklentilerin altında kaldığı çok açık. Yılmaz Duru sinemasından hoşlananların ilgisini çekebilir.

Imdb note : - (Filmin imdb'de kaydı yok)                   My note : 4

12 Temmuz 2012 Perşembe

3 American Beauties (1906)

Director / Yönetmen:

Edwin S. Porter
Wallace Mccutcheon

Subject / Konu:

Önce kırmızı bir gül görünür, sonra elinde tuttuğu kırmızı güle bakıp koklayan sarı kıyafetli güzel bir kadın. Güzel kadının ardından dalgalanan Amerikan bayrağı görünür. Bayraktan sonraysa bayraktaki yıldızları andıran yıldızlı gökyüzü görünür.

Comment / Yorum:

Filmde 3 Amerikan güzelini gül, güzel kadın ve Amerikan bayrağıyla sembolize ediliyor.
Ulusal Film Koruma Vakfı tarafından derlenen film, Modern Sanatlar Müzesi tarafından korunmaktadır. Film, sonradan boyanarak renklendirildi. 3 American Beauties, 2000 yılında "Treasures From American Archives" adıyla yayınlanan, 50 filmin yer aldığı 4 dvd'lik arşivsel nitelikteki sette ve 2005 yılında yayınlanan Edison: The Invention of the Movies adlı dvd'de yer aldı. Filmin 1907 yılında "3 American Beauties (No.2)" adlı bir devam filmi de çekildi.

Imdb note : 6.1                              My note : 6

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Beyoğlu Kanunu (1971)

Director / Yönetmen:

O. Nuri Ergün

Screenplay / Senaryo:

Vecdi Uygun

Cast / Kadro :

Ayhan Işık
Piraye Uzun
Kuzey Vargın
Turgut Özatay
Nevin Nuray
Semra Sine
Feridun Çölgeçen
Hasan Ceylan
Ali Ekdal
                                                            Necip Tekçe
                                                            Leman Akçatepe
                                                            Yaşar Güçlü
                                                            Cevdet Balıkçı
                                                            Asım Nipton
                                                            Yaşar Güçlü
                                                            Mustafa Yavuz
                                                            Haydar Karaer
                                                            Zeki Sezer

Subject / Konu:

Salih, pavyonunda çalışan Yıldız'la birlikte olan Bekir'e ses çıkarmaz. Çünkü amacı Vedat için çalışan Bekir'i kendi tarafına çekip Vedat'ı zayıflatmaktır. Vedat, Bekir'in verdiği bilgiler sonucu, Salih'in ne yapmaya çalıştığını öğrenmek ister. Bekir'e Salih'i aratır. Salih, Bekir'i pavyona davet eder. Davut Ağa ve Salih, Vedat yüzünden iş yapamaz olduklarını, artık birleştiklerini ve büyük oynayacaklarını, Bekir'e anlatırlar ve bir servet karşılığı Vedat'ı öldürüp aralarına katılmasını isterler. Bekir, Vedat'a ihanet etmeyeceğini söyler ve Davut'la Salih'i tersler. Bekir'i kendi taraflarına çekemeyeceklerini anlayan Davut ve Salih, Bekir'i öldürürler.
Vedat, Bekir'den ses seda çıkmayınca Bekir'in salih tarafından öldürülmüş olduğunu anlar. Kardeşi Ferit'i Yıldız'ın evine gönderir. Ferit, Yıldız'ı tartaklar ve gözünü korkutur. Korkan Yıldız, durumu Salih'e bildirir. Salih, Yıldız'ı ortalık durulana kadar Adana'ya göndereceğini söyler. Vedat'ın Bekir'le görüşmesinden haberdar olduğunu anlayan Salih, Vedat harekete geçmeden üzerine gitmeye karar verir.
Vedat, artık evlenmeleri gerektiğini söyleyen sevgilisi Semra'ya işlerinin yoğun olduğunu söyler ve bir süre daha beklemesini ister.
Salih, Vedat'a adam yollar ve görüşmek istediğini bildirir. Vedat'ın mekanına gelen Salih, birleşmeyi teklif eder. Ancak Vedat, Salih'e karanlık işler çevirdiğini ve kendisiyle birleşemeyeceklerini, bundan sonra düşman olduklarını söyler.
Vedat ve Ferit, kulübe gitmek üzere çıkarlar. Silahlı saldırıya uğrarlar. Vedat vurulur. Osman'ın kendilerine ihanet ettiğini öğrenen Ferit, Osman'ı öldürtür. Vedat'ın öldüğünü sanan Salih, Vedat'ın ölmediğini ve ameliyatla kurtulduğunu öğrenince adamlarıyla birlikte hastahaneyi basar. Ancak Vedat odasını değiştirdiği için onu bulamazlar.
Ferit, Vedat'ın talimatıyla Salih'in adamı Necip'i öldürür. Korkuya kapılan Salih, olanları Davut'a anlatır. Davut, barışmak istiyorlarmış gibi davranıp Vedat'ı oyuna getirmeye ve buluşacakları gizli yerde Vedat'ın işini bitirmeye karar verir. Vedat'a aracı gönderirler.
Semra, tüccar sandığı Vedat'ın kaçakçı ve katil olduğunu öğrenir ve Vedat'a hesap sorar.
Vedat ve Ferit'in babası, oğullarının kötü yolda olmalarından yakınır. Vedat ve Ferit'le çalışan ve kızkardeşleriyle evli olan Cahit, kendisine önem verilmediğini düşünmekte ve onların kötülüğünü istemektedir.
Vedat, kendisine tuzak kurulduğunu anlamasına rağmen buluşma teklifini kabul eder. Buluşma yerine silahsız gitmesi gerektiği için adamı aracılığıyla buluşma yerinin tuvaletine 2 silah koydurur. Buluşmaya gider. Tuvalete gitme bahanesiyle silahları alır ve kendisini vurmaya hazırlanan Salih'le adamını öldürür.
Salih'in ölüm haberini alan Davut, Vedat'ın mekanlarını basmaya karar verir. Vedat ve Ferit'i sevmediğini bildiği Cahit ile birlikte çalışmak için anlaşır.
Cahit, karısını yine feci şekilde döver. Dayağa dayanacak gücü kalmayan kadın, ağabeyi Ferit'i arar ve yardım ister. Ferit, kızkardeşine yardım etmek için yola çıkar. Cahit, Davut'un adamlarına Ferit'in yola çıktığını haber verir. Davut'un adamları pusu kurup Ferit'i öldürürler. Vedat, Ferit'in ölüm haberini telefonla arayan Davut'tan öğrenir. Ferit'in cenazesine gelen Semra, Vedat'la barışır ve kötü işlerden elini çekmesini isteri Vedat'ın babası, Davut başta olmak üzere Vedat'ın düşmanlarına gider ve oğlunu öldürmemeleri için yalvarır. Vedat, babasının yaptıklarından haberdar olunca çok sinirlenir. Vedat'ın itibarı sarsılır ve işleri kötü gitmeye başlar.
Vedat, bulunduğu alemden çekilip kendisine namuslu bir hayat kurmaya karar verir. Parasını adamlarına dağıttıktan sonra Semra'yla başka bir yere yerleşecektir.
Cahit, karısıyla kayınpederinin Ferit'in ölümü hakkında konuşmasını gizlice dinler. Karısı, Ferit'in öldürülmesine Cahit'in de yardım ettiğini söyleyince; Cahit, önce kayınpederini sonrada karısını silahla vurur. Vedat'ın gelmek üzere olduğunu farkeden Cahit, camdan atlayıp kaçar. Vedat, ölmek üzere olan kızkardeşinden Cahit'in yaptıklarını öğrenir. Mekanına gittiğinde Cahit'i karşısında bulan Vedat, babasının ve kardeşlerinin intikamını alır ve Cahit'i öldürür. Vedat'ın artık tek hedefi, Davut'u öldürmektir.
Vedat'ın başını beladan kurtarmak isteyen Semra, polisten yardım ister. Semra'nın ardından Vedat'ın annesi de polise gelir ve oğlunun hayatının tehlikede olduğunu söyler. Polis, Davut'un deposunu tespit eder ve baskın düzenlemek üzere harekete geçer. Vedat, Davut'un deposunu basar. Davut ve adamlarını öldürür. Depoya ulaşan polislere teslim olur.

Comment / Yorum:

Beyoğlu Kanunu, zaman zaman abartıya kaçmakla birlikte kahramanın herkesi öldürdüğü ve fakat kahramanın hiç kayıp vermediği filmlerden farklı bir yerde durmayı başaran bir film. Filmi baştan sona Ayhan Işık'ın sürüklediği söylenebilir. Kuzey Vargın, Turgut Özatay ve Hasan Ceylan'da performanslarına bakılırsa yerinde seçimler olmuşlar.
Filmde kaçakçılık dünyasında Vedat'ın hakimiyetine son vermek için birleşen Salih ve Davut'un başlattığı savaş ve Vedat'ın düşmanlarına karşı ayakta kalmaya çalışması anlatılıyor. Filmin bazı sahneleri 1972 yapımı "The Godfather / Baba" filmini andırsa da; Beyoğlu Kanunu 1971 yapımı bir film ve 1 Nisan 1972'de vizyona girmiş. The Godfather ise 12 Mart 1972'de vizyona girmesine karşın Türkiye'de gösterimi ancak 1973'ün Kasım ayında yapılabilmiş. Yani tarihler, esinlenme olma ihtimalini ortadan kaldırıyor. Ancak Ferit'in öldürülüşüyle The Godfather filminde Sonny'nin öldürülüş hikayeleri ve Vedat'ın silahsız olarak düşmanlarıyla buluşmaya gidip tuvalete saklanmış silahı alıp düşmanlarını öldürmesi, The Godfather filminde Michael'ın düşmanlarını öldürüşüyle oldukça benziyor.
Beyoğlu Kanunu için vasat ve fakat sürükleyici bir film demek yanlış olmayacaktır. Bazen abartılı bulabileceğiniz, ancak sıkılmadan seyredebileceğiniz bir film.

Imdb note : (Filmin imdb'de notu bulunmuyor)                             My note : 5

10 Temmuz 2012 Salı

Mr. Jack in the Dressing Room (1904)

Subject / Konu:

Bay Jack, 3 kadının bulunduğu soyunma odasına girer. Jack, kapıyı açaıp garsona içeri gelmesini işaret eder. İçeri gelen garson, içki getirir. Jack, herkesin kadehine içki doldurur. Hızla içilen içkilerin ardından Jack, etek giyip pantalonunun paçalarını sıyırır ve dans etmeye başlar. Kapı açılır ve içeriye sinirli şekilde giren Jack'in orta yaşlı karısı, elindeki şemsiyeyle Jack'i tartaklar. Jack, birşeyler söylemeye çalışır. Ancak karısı, Jack'i kulağından tuttuğu gibi odanın dışarsına çıkarır. Odadaki kadınlar, olup bitenleri kahkahalarla seyreder.

Comment / Yorum:

Filmin adı bazı kaynaklarda "Mr. Jack Visits the Dressing Room" ismiyle geçmekte. Film, çapkın bir adam olan Jack'in soyunma odasında 3 kadınla eğlenirken; karısı tarafından basılmasını komik bir şekilde işliyor. Filmin yönetmeninin ve oyuncularının kim oldukları bilinmiyor. Filmin teknik ekibine dair bilinen tek şey; filmin kameramanının A. E. Weed olduğu.

Imdb note : 4.6                              My note : 5

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Acemi Dolandırıcılar / Tipsiz / Yüzme Bilmiyorsan İşin Ne Ağaçta (1979)

Director / Yönetmen:

Yücel Uçanoğlu

Screenplay / Senaryo:

Adem Ayral

Cast / Kadro :

Aydemir Akbaş
Zerrin Egeliler
Erdinç Akbaş
Nizam Ergüden
Semra Uçar
Remziye Fırtına
Sabahat İzgü
Zeki Sezer
Muzaffer Nebioğlu
Kamer Baba
                                                            Yadigar Ejder
                                                            Nuri Tuğ
                                                            Mustafa Yavuz
                                                            Şeref Çokşeker

Subject / Konu:

Naciye ve ortağı, dolandırıcılık yapmaktadırlar. Yaptıkları işlerde pek başarılı olamazlar. Kiralarını dahi ödeyemeyen Apo ve ortağının dolandırıcılık planları da genelde başarısızlıkla sonuçlanmaktadır.
Naciye, kızı Sevgi'nin okulunu bitirip iyi bir hayata sahip olmasını istemektedir. Bu yüzden dolandırıcılık yapmakta ve kızına zengin hayatı yaşatmaktadır.
Apo, zengin bir kadını şayet ortağı ameliyat olmazsa ayağı kesilecek yalanıyla kandırıp 20.000 lira parasını almayı başarır. Naciye ve ortağı ise Naciye'nin güzelliğiyle erkekleri oyuna getirmeye çalışırlar.
Naciye hırsızlık yaparken yakalanıp dayak yer. Apo'da kağıt oyunuyla dolandırıcılık yaparken aynı akıbete uğrar. Naciye, ortağına yüklü para kazanacakları bir iş ayarlamasını ister. Yolunacak kaz arayan Naciye ve ortağı, av olarak zengin sandıkları Apo'yu seçerler. Apo'da Naciye'yi zengin sanmaktadır. Apo oyuna getirildiğini anlar ve intikam almaya karar verir. Naciye ise Apo'yu oyuna getirirken ona aşık olmuştur.
Arap petrol kralı kılığına giren Apo, Naciye'nin ortağının ilgisini çeker. Naciye ve ortağı, vakit kaybetmeden zengin Araptan faydalanabilmek için harekete geçerler. Naciye'yi oyuna getiren Apo, hem Naciye'den faydalanır hemde Naciye'nin mücevherlerini ve parasını alır. Ancak Apo, intikamını almasına karşın mutlu değildir.
Okul taksidini ödeyemeyecek duruma düşen Naciye, Sevgi'yi okuldan almaya karar verir. Bu durumu öğrenen Apo, Sevgi'nin okul taksidini öder. Bütün dalaverelerin ardından Naciye ve Apo bir araya gelirler.

 

Comment / Yorum:

Acemi Dolandırıcılar, tür olarak erotik - komedi diyebileceğimiz ve Yeşilçam seks furyası filmleri arasında da gösterebileceğimiz bir film. Bu furyanın 2 önemli ismi Aydemir Akbaş ve Zerrin Egeliler'i bir araya getiren film, oldukça yavan bir senaryoya sahip.
Filmin birkaç ismi var. Film afişinde filmin ismi Acemi Dolandırıcılar, film jeneriğindeyse Tipsiz olarak geçmekte. Filmde bir sahne başlangıcında klaket görünüyor. Klakette filmin adı "2 Canbaz" geçmekte. Hatta filmin bir yerinde 2 canbaz lafıda geçiyor. Ancak sonradan bu ismi kullanmaktan vazgeçildiği anlaşılıyor. Bunun nedeni muhtemelen aynı yıl vizyona giren Cüneyt Arkın ve Erol Taş'ın oynadığı aynı isimli film olmalı. Ayrıca filmin 1978 yılında "Yüzme Bilmiyorsan İşin Ne Ağaçta" ismiyle de yayınlandığını ekleyelim. Acemi Dolandırıcılar, Türk sinemasının nitelik açısından zayıf olduğu bir dönemin ürünü ve dönemin birçok özelliğini taşıyor.

Imdb note : 3.4                              My note : 3.5

8 Temmuz 2012 Pazar

The Chimney Sweep and The Miller (1902)

Subject / Konu:

Sırtındaki çuvalda kurum taşıyan baca temizleyicisi, karşı istikametten gelen ve sırtında çuvalda un taşıyan değirmenciyle çarpışır. 2 adam kavgaya tutuşur ve birbirlerine çuvallarla vurmaya başlarlar. Çuvallardan çıkan kurumlar ve unlar, ortalığın bir siyah dumana bir beyaz dumana karışmasına neden olur.

Comment / Yorum:

Bazı kayıtlarda filmin 1900 yılında çekildiği söylense de; resmi kayıtlara göre filmin çekim yılı 1902. Başta 1897 yapımı "The Miller and Chimney Sweep" olmak üzere çeşitli benzerleri olan film, konu olarak beyazla siyahın karşılaşmasını ve kavgasını işliyor. Filmin yönetmeninin ve oyuncularının kim oldukları bilinmiyor. Filmin teknik ekibine dair bilinen tek şey; filmin kameramanının Arthur Marvin olduğu.

Imdb note : 5.2                              My note : 5

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Çılgın Kız ve 3 Süper Adam / 3 Supermen and Mad Girl (1973)

Director / Yönetmen:

Cavit Yürüklü

Screenplay / Senaryo:

Volkan Kayhan

Cast / Kadro :

Levent Çakır
Emel Özden
Altan Bozkurt
Hüseyin Sayar
Yeşim Yükselen
Nuri Kırgeç
Nubar Terziyan
Mine Sun
Ahmet Karatop

Subject / Konu:

Şeflerin geldiğini gören Şeytan, Afrodit'e toplantıyı başlatma talimatı verir. Toplantı başlar ve Şeytan, Afrodit'ten şeflerine verdiği görevlerin yerine getirilip getirilmediklerini kontrol etmesini ister. Şeflerden görevini yerine getiremeyen biri, hain ilan edilir. Atom silahıyla gelen robot, şefi yokeder. Dünyaya hakim olmalarını sağlayabilecek bir silah olan atom silahı, 3 kere kullanıldıktan sonra enerjisi bitmektedir ve tekrar ışın üretebilmesi için gerekli maden bulunmak zorundadır. Şeflere maaşları ve yeni görevleri verilir ve toplantı biter. Şeytan, toplantının ardından şeflerinden X - 1'le özel olarak görüşür.
Şeflerin arasına sızıp atom silahı hakkında bilgiler edinen Ajan Nesrin, öğrendiklerini telsizle bildirdiği sırada şeflerden biri tarafından öldürülür. Bunun üzerine kaybolan şeylerin esrarının çözülme görevi bir teknede 3 kızla alem yapmakta olan Levent'e verilir. Eldeki tek ipucunun Moulin Rouge gece klübünün sahibi Mine olduğu bildirilir. Levent, 2 mucit arkadaşı Altan ve Dilsiz'den yardım ister. Arkadaşları, Levent'e kurşun geçirmez "süper adam" kıyafeti, çeşitli icatlar ve özel üretim bir araba verirler.
Levent, gece klübüne gider ve Mine'yle tanışır. Mine'nin adamları, Levent'i gece klübünden dışarıya atarlar. Mine, adamlarıyla gece klübünden çıktığında kurşun geçirmez kıyafetini giyerek süper adam kılığına bürünen Levent, adamlarla kavgaya tutuşur. Adamları döver ve Mine'yi alıp gider. Levent, Mine'yi konuşturur ve teşkilatları hakkında bilgi alır. Mine, kendisine verilen görevin bulunduğu zarfı, Levent'e vermek üzereyken dürbünlü tüfek kullanan bir şef tarafından vurularak öldürülür. Levent, Mine'yi öldüren şefi bir çatıda yakalar. Dövüşmeye başlarlar. Şef, çatıdan yola düşer ve ölür. Levent'in etrafı şefler tarafından sarılır. Levent'in başının belaya girebileceğini bilen süper adam kıyafetlerine bürünmüş Altan ve Dilsiz, Levent'in yardımına koşarlar. 3 süper adam, şefleri pataklar ve şefler ortadan kaybolurlar.
Şeytan, 3 süper adamın yokedilmesini emreder. 3 süper adam, Şeytan'ın emriyle bir fabrikadan para tahsil etmeye giden şeflerin karşısına çıkar ve tahsilatı engellerler. Dilsiz, kaçmakta olan şefin arabasının üzerine atlar. Gittiği yerde şefler tarafından yakalanır. Dilsiz'i takip edip mekana gelen diğer 2 süper adam, arkadaşlarını kurtarırlar ve şeflerle kavgaya tutuşup onları haklarlar.
Levent, süper adam kılığındayken, atom silahıyla bir arabanın yokedilişine şahit olur. Bu olay esnasında trafik kazası geçiren, önceden tanıdığı çılgın kız Emel'i esas kimliğini belli etmeden evine götürür. Levent, süper adam kostümünden arındıktan sonra Emel'i tekrar ziyaret eder.
Afrodit'in mekanına gelen süper adam, şefler tarafından yakalanıp etkisiz hale getirilir. Süper adamın üzerine beton dökülür. Süper adam olduğunu anladığı Levent'i takip eden Emel, Levent'in yakalandığını görünce diğer süper adamlara haber verir. Mekana gelen süper adamlar, arkadaşlarını kurtarırlar.
3 süper adam, havaalanından şua madenini teslim alacak Şeytan'ın adamlarının peşinden giderler. 3 süper adama yardım ettiği öğrenilen Emel, şefler tarafından kaçırılır.
Kılık değiştirerek Afrodit'in balosuna giden 3 süper adam, yakaladıkları Afrodit'in aslında Emel'in piyano hocası Sabina olduğunu öğrenirler. Afrodit'ten kendilerini Emel'in yanına götürmelerini isterler. Afrodit, şeflerin kurduğu pusu sayesinde süper adamların ellerinden kurtulur ve Şeytan'ın yanına gider. Afrodit'i takip eden süper adam, Şeytan'ın karşısına çıkar. Şeytan, robota atom silahıyla süper adamı öldürmesini söyler. Robot, 3 atışta da süper adamı vurmayı başaramaz ve silahın enerjisi biter. Şeytan, bunun üzerine robottan süper adamı parçalamasını ister. Robot, süper adamı yakalar ve boğmaya başlar. Şefleri haklayıp gelen diğer süper adamlar, arkadaşlarını icatlarının yardımıyla kurtarırlar. Robotu etkisiz hale getirirler. Doktor Zarkon ve Afrodit, bu sırada kaçıp Emel'in tutulduğu yere giderler. Şeytan'ın da aslında oturduğu yerden kaçmış olduğu anlaşılır. 3 süpermen, Emel'i kurtarır.
Emel'in amcasının aslında Şeytan olduğu ortaya çıkar. Atom silahını tekrar doldurtan Şeytan, robota Doktor Zarkon'u öldürtür. Şeytan, şehirde atom silahını kullanarak korkuı yaratmayı düşünmektedir. Ancak Afrodit'ten şehrin tamamen boşaltıldığını ve geride hiçbir canlı kalmadığını öğrenir.
Şeytan ve Afrodit, robotun bulunduğu yere döndüklerinde çılgın kız Emel'i ve 3 süper adamı karşılarında bulurlar. Emel, amcasına yani Şeytan'a neden kendisine eziyet ettirdiğini sorar. Şeytan, Emel'e aslında amcası olmadığını, babasının mirasına konup kötü emellerini gerçekleştirebilmek için böyle bir oyun oynadığını söyler. Etrafı saran polis, Şeytan'ı ve Afrodit'i tutuklar.
Levent, 3 kızla teknede alem yaparken; Altan, Dilsiz ve Emel ansızın tekneye gelirler. Altan ve Dilsiz kızlarla alem yapmaya başlar; Emel'le Levent'te sarılıp öpüşürler.

Comment / Yorum:

Cavit Yürüklü, az filmi olmasına karşın özellikle 70'lerin ilk yarısında çektiği fantastik filmlerle farklı denemelere imza atmış olan bir yönetmen. Çılgın Kız ve 3 Süper Adam, yönetmenin filmleri içersinde en çok bilineni.
Işın atan atom silahı, kurşun geçirmez elbise, emirleri yerine getiren robot gibi detaylar bir bilimkurgu filmi için yerinde tercihler olsa da; bu detayların işleniş şekilleri bile filmi trash yani kötü olduğu için güldüren filmler kategorisine sokmaya yetiyor. En belirgin örnekler; tenekeden yapılmış robot ve tuhaf renkli superman kıyafeti.
Oyuncu kadrosu, genellikle küçük rollerde seyretmeye alıştığımız isimlerden oluşturulmuş. Bununla doğru orantılı olarak oyunculuk performanslarının belli bir seviyenin altında kaldığı söylenebilir.
Filmin övgüyü hak eden belki de tek tarafı Nubar Terziyan'ın kötü adam rolünde kullanılmış olması. Şeytan'ın Nubar Terziyan olduğunu öğrendiğimizde hayretler içinde kalıyoruz. Çünkü Nubar Terziyan'ın uzun kariyerine sığdırdığı yüzlerce filmi inceleyecek olursak; oyuncunun genellikle iyi rollerde oynadığı apaçık ortadadır. Kaldı ki oyuncuyu filmin belli bir bölümüne kadar yine iyi zannettiğimiz bir tiplemeyle izliyoruz. Ta ki Şeytan'ın Nubar Terziyan olduğunu öğrenene kadar. Bu ters köşe durumu; 1968 yapımı "C'era Una Volta il West / Once Upon a Time in the West / Bir Zamanlar Batıda" adlı filmde hep iyi rollerde oynayan Henry Fonda'yı kötü rolde gördüğümüzde yaşadığımız hayretle eşdeğer seviyede.
Çılgın Kız ve 3 Süper Adam, fantastik bir film veya bilimkurgu filmi yapabilmek için yola çıkılmış ve fakat başarılı olunamamış bir yapım. Gülmek için seyredilebilir.

Imdb note : 6.2                              My note : 3

6 Temmuz 2012 Cuma

Le Tonneau Des Danaïdes / The Dainaid's Barrel / Eight Girls in a Barrel (1900)

Director / Yönetmen:

Georges Méliès

Screenplay / Senaryo:

Georges Méliès

 

 

Subject / Konu:

Sihirbaz, peşindeki 8 kızla birlikte meydana doğru yürür. Yerdeki boş fıçıyı alır ve tezgahın üzerine koyar. Ellerinden tuttuğu kızları birer birer tezgahın üzerine çıkarıp fıçının içine sokar. Sihirbaz, 8. ve son kız da fıçıya girdikten sonra fıçıyı yan yatırır. Fıçının içi boştur. Sihirbaz, fıçıyı tekrar dik konuma götürür ve yürüyüp gider. Tam meydandan kaybolduğu anda fıçının içinden çıkar.

Comment / Yorum:

Şayet sinema, bugün bir sanatsa; bunu en çok borçlu olduğu isimlerin başlarında şüphesiz Georges Melies gelir. Çünkü Melies, sinemayı sadece görüntü kaydetmek olarak algılayan isimlerden birisi olmamış ve çoğu kendi alameti farikası olan teknikle sinemayı farklı bir boyutaa taşımıştır. Melies, ilüzyon yaratan görüntü hileleriyle, sıradışı dekorlarıyla ve seyircinin ufkunu açan hikayeleriyle modern sinemanın ilk adımlarını atmıştır. İşte Le Tonneau Des Danaides'te, gerek hikayesi gerek dekoruyla Melies'in ustalığından izler taşıyan bir film. İlüzyon gösterisiymiş gibi görünen film, aynı zamanda bir Yunan miti olan "Danaos Kızları"na da gönderme yapıyor.
Georges Melies'in hem senaryosunu yazıp hem de yönettiği 1900 yapımı Le Tonneau Des Danaides, bazı kaynaklarda "Eight Girls in a Barrel" ve "The Dainaid's Barrel" isimleriyle yer almakta. Filmin süresi 1 dakika 12 saniye.

Imdb note : 5.2                              My note : 7