Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

24 Temmuz 2013 Çarşamba

All Good Things / Güzel Günler (2010)

Director / Yönetmen:

Andrew Jarecki

Screenplay / Senaryo:

Marcus Hinchey
Marc Smerling

Cast / Kadro :

Ryan Gosling
Kirsten Dunst
Frank Langella
Lily Rabe
Philip Baker Hall
Diane Venora
Michael Esper
Nick Offerman
                                                            Kristen Wiig
                                                            Stephen Kunken
                                                            John Cullum
                                                            Maggie Kiley
                                                            Liz Stauber
                                                            Marion Mccorry
                                                            Mia Dillon

Subject / Konu:

David, yeni tanıştığı Katie'yle kısa sürede büyük bir aşka yelken açar. Çok geçmeden evlenirler. Katie, sıradan bir ailenin kızıdır. David ise annesini 7 yaşındayken acı bir olayla kaybetmiş, varlıklı ve fakat kendisini hor gören bir babaya sahiptir. David'in annesi damdan atlayarak intihar etmiştir. Babası, David'e bu acı anları izlettirmiştir.
Evliliklerinin ilk dönemleri oldukça mutlu geçse de; Katie'nin David'in annesinin intiharının ardından bazı psikolojik sorunlar yaşadığını öğrenmesi çok vakit almaz. Katie'nin çocuk sahibi olmak istemesini, David'in olumsuz karşılar. Hamile kalan Katie, kürtaj olmak zorunda kalır. Aralarında önce soğukluk baş gösterir. Bu soğukluk, David'in Katie'ye uyguladığı fiziksel şiddetle farklı bir boyut kazanır. Katie boşanmayı düşünse de; şayet boşanırsa hiçbir şey alamayacağını öğrenir.
Yıl 1982'yi gösterirken David'in köpekleri Ivan'ı öldürdüğünü farkına varan Katie, ortadan kaybolur. Katie'nin en son kez New York'taki evlerinde yalnız göründüğüne dair şahit vardır.
Aradan yıllar geçer ve kayıp olan Katie'nin dosyası, cinayet şüphesiyle tekrar açılır. David ortadan kaybolur. Kadın kılığında yaşamaya başlayan David, komşusu Malvern ile arkadaşlık kurar ve yakınlaşır. Evinden atılma tehlikesi yaşayan Malvern'e bir ev alıp beraber yaşayabileceklerini söyler. Karşılığında kendisi için bir iyilik yapmasını ister. Bu iyilik; Katie'ymiş gibi New York'taki evde görünüp Katie'nin kayboluşunda şüpheleri başka yöne çeken Deborah'ın öldürülmesidir. Çünkü Deborah, gerçeği saklı tutmak için David'ten sık sık para istemektedir.
Malvern, Deborah'ı evinde öldürür. David, Malvern'in telefonlarına cevap vermez ve sözünde durmaz. Evinden atılan Malvern ile boğuşan David, kafasına vurduğu darbelerle öldürdüğü Malvern'i testereyle parçalara böler ve denize atar.
Yakalanıp jüri karşısına çıkartılan David, Katie'yi öldürmediğini, Malvern'i ise boğuşma esnasında kendisini koruyabilmek için kazayla öldürdüğünü ve olanları anlatınca kimsenin kendisine inanmayacağını düşündüğü için cesedi parçalara ayırıp denize attığını söyler. Katie'yi öldürmekten beraat eder, Malvern'i öldürmesi de nefsi müdafaa olarak nitelendirilir. Malvern'in cesedini parçalara bölüp denize atmasından dolayı ise 9 ay ceza alır. Deborah'ın katili hiçbir zaman öğrenilemez. David, davanın ardından emlak danışmanlığı yaparak hayatını sürdürür.

Comment / Yorum:

Marcus Hinchey ve Marc Smerling’in gerçek bir hikayeden yola çıkarak yazdıkları senaryo, Andrew Jarecki tarafından yönetilir. Film, All Good Things’ten sonra film çekmeyen yönetmen Andrew Jarecki’nin ilk ve tek uzun metrajlı filmi olur. Film, Amerika genelinde 578.382 dolar hasılat elde eder.

Başrollerde izlediğimiz Ryan Gosling ve Kirsten Dunst başarılı bir ikili olur ve filmi başından sonuna kadar domine etmeyi başarırlar. Filmin bir diğer dikkat çekici ismi ise Sanford Marks rolünde izlediğimiz Frank Langella.
All Good Tahings’te rahatsız edici bir hikaye, gerilim dozajı yüksek tutularak anlatılmakta.
Bu rahatsız edici durum, film çekimlerine de yansımış. Kirsten Dunst bir süre depresyona girmiş, Ryan Gosling’de rol gereği Kirsten Dunst’a sert davrandığı bir sahneden sonra kendini kötü hissedip çiçeklerle özür dilemiş.
Film, gerilimden hoşlanan seyirciye hitap edebilir. Ancak gerçek bir hikayeyi anlatıyor olması nedeniyle zaman zaman huzursuz edici olabiliyor.

Imdb note : 6.3                               My note : 6.5


21 Temmuz 2013 Pazar

The Smallest Car in The Largest City in The World (1913)

Director / Yönetmen:

F. S. Bennett

Cast / Kadro :

King Olav V

Subject / Konu:

Norveç’in veliaht prensi Olav, Büyük Britanya kraliçesi olan Alexandra’nın kendisine hediye ettiği Bebek Cadillac’la Londra caddelerinde dolaşmaya başlar. England Bank, Trafalgar Meydanı ve Hyde Park’tan geçer.
Olav’ın ardından Bebek Cadillac’a 5 yaşındaki Mona, 3 yaşındaki Tommy ve 1 yaşındaki Bobbles binerler. Arabayı Mona sürer. Peşlerine takılan polis, çok geçmeden onları yakalar. Çocuklara kelepçe takar ve onları uyarır.
Çocuklar, Bebek Cadillac’la birlikte görkemli bir çay partisinde görünürler. Partide “100 yıl boyunca barış” yazılı bir pankart, Norveç ve Amerika bayrakları bulunmaktadır. Partinin gündemi; “Gelecek nesiller için planlama”dır.

Comment / Yorum:

F. S. Benett’in yönettiği 1913 yapımı “The Smallest Car in The Largest City in The World”, 3 bölümden oluşan bir kısa film. İlk bölümde veliaht prens Olav’ın Bebek Cadillac’la İngiltere caddelerinde turlayışını, 2. bölümde 3 küçük çocuğun Bebek Cadillac’la giderken polise yakalanışlarını ve son bölümde de Norveç ve Amerika ilişkilerine dair bir çay partisini seyrediyoruz. Filmde sonradan Norveç kralı olacak veliaht prens Olav, rol almakta. Bebek Cadillac’la ve küçük çocuklarla sempati yakalama çabaları kısmen başarılı olmuş. Ancak filmin kurgusu oldukça zayıf.

Imdb note: - (Filmin Imdb'de notu bulunmuyor)              My note: 5