Director / Yönetmen:
John Carney
Screenplay / Senaryo:
John Carney
Cast / Kadro:
Keira Knighley
Mark Ruffalo
Hailee Steinfeld
Adam Levine
James Corden
CeeLo Green
Catherine Keener
Mos Def
Paul Romero
Subject / Konu:
New York'ta değişen müzik endüstrisinden ötürü işleri son derece kötü giden müzik yapımcısı Dan, Distressed Records isimli bir şirkette çalışmaktadır. Daha önce bu şirketin sahibi olan Dan, şirketi satmak durumunda kalmıştır.Kötü giden işlerinden dolayı artık kendisinden ümidini kesen patronu Saul tarafından işinden kovulur. Kendisini çaresiz hissedip bir bara gider. Barda şarkı söyleyen Steve, yakın arkadaşı Gretta'yı şarkı söylemesi için sahneye davet eder. Gretta ise o gece çok mutsuzdur. Çünkü 5 yıldır birlikte olduğu sevgilisi Dave tarafında aldatılmıştır. İstemeyerek de olsa sahneye çıkan Gretta şarkısını söylemeye başlar. Sarhoş olan Dan, Gretta'nın sesini duyar duymaz büyülenir ve sahneye doğru yürüyerek Gretta'yı dinler. O an Gretta ile büyük işler yapacağını düşünür. Gretta şarkısını bitirdikten sonra bir yere oturur ve Dan yanına gider.Gretta'ya kartvizitini verip onunla çalışmak istediğini söyler. Ün peşinde koşmayı sevmeyen Gretta ise bu işe başta sıcak bakmaz ve teklifi reddeder.
Bar çıkışı Dan tekrar şansını denemek ister ve Gretta'nın yanına gider. Ona işinden kovulduğunu anlatır ve birlikte bir şeyler içmek ister. Gretta bu teklifi kabul eder ve birlikte bara giderler. Dan'in müzik eleştirmenliği yaptığını ve 2 Grammy ödüllü bir yapımcı olduğunu öğrenir. Dan'in teklifi üzerine konuşurlar. Dan, Gretta'ya imajını değiştirmesi gerektiğini söyler. Gretta ise doğallıktan ve orijinal olmaktan yanadır. Kesin bir karara varamayan Gretta, Dan'e kesin kararını ertesi gün bildireceğini söyler. Ertesi gün Gretta ve Dan buluşurlar. Gretta teklifi kabul eder. Dan, Greta ile şansını denemek için kovulduğu şirketine gider. Gretta'nın şarkısını dinleyen Saul, onun sesini beğenmez ve birlikte çalışamayacaklarını söyler. Dan, Gretta ile çalışmaya ve başarılı olmaya son derece kararlıdır. Aklına bir fikir gelir. Bir stüdyoya ve şirkete ihtiyaçları olmadan New York sokaklarında kayıt yapabileceklerini dile getirir. Bu fikir, Gretta'nın da hoşuna gider. Gretta'nın yakın arkadaşı olan Steve ve birkaç sokak sanatçısı bu iş için bir araya gelirler. İlk şarkılarını bir sokakta çocuk sesleri eşliğinde kaydederler.
Bir gece Gretta ve Dan kulaklıklarını takıp şarkılar eşliğinde New York sokaklarında dolaşırlar. Gretta ve Dan artık iki yakın arkadaş hatta arkadaştan fazlası olmuşlardır. Dan, kızı Violet ile Gretta'yı tanıştırır.Gretta ve Violet'te iki yakın arkadaş olurlar. Bir yıl önce eşi Miriam tarafından ihanete uğrayan Dan, hala ona aşıktır ve bu ayrılıktan ötürü kızı Violet sorunlu bir süreçten geçmektedir. Gretta'nın arkadaşlığı Violet'e iyi gelir. Gretta,Violet'e bir şarkılarında gitar çalarak onlara eşlik edebileceğini söyler.Bu fikir Violet'in hoşuna gider ve şarkı kaydında kendisinden beklenmeyen bir gitar performansı sergileyerek herkesi kendine hayran bırakır. Albümlerini hazırlarlar. Dan ve Gretta, Saul'a albümlerini dinletmek için giderler. Saul albümü çok başarılı bulur ve onlarla çalışmayı kabul eder.
Bunlar yaşanırken Gretta'nın eski sevgilisi besteci - şarkıcı Dave büyük üne kavuşmuştur. Bir zamanlar birlikte söz yazıp beste yapan iki sevgilinin yaraları hala tazedir. Bir gün Gretta, arkadaşı Steve ile söylediği şarkıyı Dave'e sesli mesaj olarak gönderir. Dave, çok pişmandır. Gretta ile yeniden bir araya gelmek ister. Gretta ile buluşurlar; fakat Gretta barışmakta istekli değildir. Dave, bir konserinde, Gretta'nın kendisine bir zamanlar hediye ettiği bestesini ve şarkısı seslendireceğini söyler. Gretta'nın orada bulunması ve insanların şarkıya olan tepkilerini görmesini ister. Dave, bunun yeniden bir araya gelmeleri için bir şans olacağını düşünür. Ama sonuç hiç de beklediği gibi olmaz. Gretta'nın ona hediye ettiği bir parçanın ticarete dönüşmesinden hoşlanmayan Gretta, şarkıyı dinleyip gider.
Dan ve eski eşi Miriam ise ilk tanıştıkları gecede olduğu gibi, o gece de birlikte kulaklıklarını takıp şarkılar eşliğinde New York'u seyrederler. Dan ve Miriam artık barışmıştır.
Twitter'da milyonlarca takipçisi olan "Çam Sakızı" lakaplı hiphop sanatçısını, bir zamanlar Dan keşfetmişti. Dan'e karşı kendisini çok minnettar hisseden Çam Sakızı, Gretta ve grubunun albümünü twetler. Böylelikle albümleri tüm dünya tarafından duyulur ve bir günde binlerce albüm satılır.
Comment/Yorum:
İrlandalı yönetmen John Carney'nin senaryosunu yazıp yönettiği, 2013 yapımı "Begin Again", yönetmenin ilk Hollywood yapımı olur. Çekimleri New York'ta gerçekleştirilen film, Amerika genelinde 16.168.741 dolar hasılat elde eder. Filmi oyuncu kadrosunda Hollywood'un tanınan isimleri Keira Knightley ve Mark Ruffalo'nun yanı sıra Adam Levine ve CeeLo Green gibi ünlü müzisyenlerde yer alır.
Gretta rolü için ilk düşünülen isim Scarlett Johansson olsa da, rol Keira Knightley'ye gider. Keira Knightley, rolü için gitar çalmayı öğrenir. Knightley'ye gitar çalmayı müzisyen eşi James Righton öğretir.
Begin Again, izlerken insanın yüzünde tatlı bir tebessüm bırakacak türden bir müzikal komedram..Film, hayatta hayallerimize ulaşmak için her zaman bir yolun var olduğunu anlatıyor bizlere. Basit bir senaryosu olmasına rağmen sonuna kadar keyifle izlenecek bir film.
Imdb note: 7.5 My note: 6
Uyarı :
UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.
26 Aralık 2014 Cuma
Begin Again (2013)
Etiketler:
2013,
Adam Levine,
Keira Knightley,
Mark Ruffalo,
Yabancı Film
23 Aralık 2014 Salı
Magic in The Moonlight / Sihirli Ay Işığı (2014)
Director / Yönetmen:
Woody Allen
Screenplay / Senaryo:
Woody Allen
Cast / Kadro:
Colin Firth
Emma Stone
Marcia Gay Harden
Jacki Weaver
Simon Mcburney
Eileen Atkins
Hamish Linklater
Catherine Mccormack
Jeremy Shamos
Erica Leerhsen
Peter Wollasch
Didier Muller
Subject / Konu:
Berlin 1928. Stanley, Uzakdoğulu kılığına bürünüp Wei Ling
Soo ismiyle sihirbazlık gösterileri yapmaktadır. Eski arkadaşı Burkan kendisini
ziyarete gelir. Burkan sırrı çözülemeyen, Amerikalı ruhçu kadın Sophie
Baker’dan bahseder ve kadının maskesini düşürmesi için Stanley’den yardım
ister. Stanley yardım etmeye razı olunca birlikte Fransa’ya giderler. Sophie,
kendisine bir iş adamı olarak tanıştırılan Stanley’den hoşlanır.
Zengin bir ailenin oğlu olan Brice, Sophie’ye aşıktır ve
onunla evlenmek istemektedir. Sophie, ruh çağırma seansıyla Brice’ın babası
Howard’ı çağırırken Stanley’de yaşananlara şahit olur. Sophie, çok geçmeden Stanley’nin
Wei Ling Soo’nun ta kendisi olduğunu farkına varır. Ömrü boyunca ruhçulara
inanmayan ve onların savlarını çürüten Stanley, gördüklerinden sonra Sophie’nin
gerçekten doğaüstü yetenekleri olduğuna inanır.
Sophie, yeteneğinden dolayı kendisinden etkilenen Stanley’nin
kendisine bir kadın olarak duygu beslememesine ise kırılır.
Şüphelerinden vazgeçmeyen Stanley, Sophie’nin yaptıklarının
gerçek olmadığı sonucuna varır. Herşeyin Howard tarafından tasarlanmış,
kendisini kandırmaya yönelik bir oyun olduğunu öğrenir.
Stanley, Brice’la evlenmeye hazırlanan Sophie’yi affedip
evlenme teklif eder. Sophie, Stanley’nin teklifini reddeder. Stanley teyzesinin
evine gider ve çok geçmeden Sophie’yi karşısında bulur.
Comment / Yorum:
Durmak, yorulmak nedir bilmeden her sene bir film yazıp
yöneten ve son yıllarda sıkça Avrupa’da film çeken Woody Allen’ın senaryosunu yazıp
yönettiği ve tamamına yakınını Fransa’da çektiği 2014 yapımı son filmi “Magic
in The Moonlight / Sihirli Ay Işığı”, başrollerinde Colin Firth ve Emma Stone’u
buluşturan bir romantik komedi.
Londra’da çekilen Stanley’nin daireinde geçen sahne dışında filmin
tamamı Fransa’da çekildi.
Film sadece Amerika genelinde 10.506.939 dolar hasılat elde
etti.
Magic in The Moonlight, seyirciyi sıkmayan ve zaman zaman da
güldürebilen bir yapım. Bununla birlikte gerek senaryo, gerekse yönetmenlik
bakımından Woody Allen standartlarının altında. Oyunculukların da üst düzey
olduğu söylenemez. Bu nedenle Allen’ın bu sefer vakit geçirmek için
izlenebilecek bir komediden fazlasını sunamadığı söylenebilir.
Imdb note: 6.7 My note: 5
20 Aralık 2014 Cumartesi
Orphan / Evdeki Düşman (2009)
Jaume Collet – Serra
Screenplay / Senaryo:
David Johnson
Story / Hikaye:
Alex Mace
Cast / Kadro:
Vera Farmiga
Peter Sarsgaard
Isabelle Fuhrman
Jimmy Bennett
Aryana Engineer
CCH Pounder
Margo Martindale
Karel Roden
Rosemary Dunsmore
Jamie Young
Lorry Ayers
Brendan Wall
Genelle Williams
Mustafa Abdelkarim
Landon Norris
Subject / Konu:
Kate ve John'un iki çocuğu vardır: Daniel ve işitme engelli
kız kardeşi Max. Kate, üçüncü çocuğuna hamiledir. Doğum için geldiği hastanede
bebeğinin ölümüyle sarsılır ve depresyona girer. Bunun üzerine John ile
birlikte bir çocuk evlat edinmeye karar verirler. Yetimhaneye giderler.
Yetimhanede tanıştıkları ve gözlerine son derece sevimli, yetenekli ve olgun
görünen Esther'ı evlat edinirler. Oldukça zeki bir kız olan Esther, aslında
psikolojik sorunları olan bir kızdır. Esther, sorunlarını kimseye sezdirmese
de; Kate, bazı hareketlerinden şüphe duyar.
Esther, okulda sürekli kendisiyle dalga geçen arkadaşını
parkta iter ve kolunun kırılmasına neden olur. Bu yaşananları Max görür ve
annesine anlatır. Esther kaza oldu dese de, Kate bu konuyu ve şüphelerini
konuşmak için yetimhanede görevli olan rahibeyi evine davet eder. Rahibe, geçmişte
yaşanan ve kaza olarak hatırlanan tüm olaylarda Esther'in bulunduğunu hatırlar
ve onun geçmişini araştıracağını söyleyerek oradan ayrılır. Tüm bu konuşmaları
duyan Esther, rahibeyi öldürmek ister. Kız kardeşi, Max'e durumu anlatır. Henüz
oldukça küçük olan Max ona yardım eder. Rahibe arabasına binip yola koyulur.
Esther küçük kardeşi Max'i yola iter. Rahibe Max'e çarpmamak için direksiyonu
çevirir ve hakimiyetini kaybederek bir ağaca çarpar. Hemen arabadan iner ve
Max'in yanına gider. Elinde bir baltayla gelen Esther, rahibenin kafasına
baltayla vurur. Max ile rahibeyi yoldan alırlar. Esther rahibenin kafasına
birkaç darbe daha vurur ve oradan uzaklaşırlar. Esther, oldukça korkan Max'i
yaşananları kimseye anlatmaması için uyarır. Cinayet sırasında üzerinde bulunan
elbiseleri, Max ile birlikte ağaç eve saklarlar. Esther yaşananları gördüğünden
şüphelendiği Daniel'i bıçakla tehdit eder. Max ve abisi Daniel tehditlere boyun
eğerler ve susarlar.
Rahibenin öldürüldüğü ortaya çıkar. Kate'in şüphesi artar. Esther'ın
bir psikolog ile görüşmesini ister. Eşi John, bu şüphelerinin yersiz olduğunu
iddia etse de; Kate, Esther'in psikologla görüşmesini sağlar. Oldukça zeki olan
Esther, psikoloğu sağlıklı olduğuna inandırır. Yine de Kate'in şüpheleri
dinmez.
Daniel, Max’ten Esther'in cinayet sırasında giydiği elbiseleri
ağaç evde sakladığını öğrenip elbiseleri almak için ağaç eve gider. Daniel'den
önce davranan Esther, elbiselerle beraber ağaç evi de yakar. Yanan evde kalan
Daniel kurtulmak için çabalar. Aşağıya düşer ve yaralanır. Daniel'ın ölmediğini
fark eden Esther, kafasını ezmek için bir taş alır. Daniel'in kafasını taşla
ezeceği sırada Max gelip Esther'i iter. Kate evin yandığını görüp ağaç eve
doğru koşar. Hastaneye kaldırılan Daniel'in durumu ağırdır. Onu öldürmekte
kararlı olan Esther, Daniel'ın odasına girip onu yastıkla boğmaya çalışır.
Daniel'ın öldüğünü düşünerek odadan ayrılır. Max, Esther'in Daniel'ı öldürmeye
çalıştığını anlar. Hemen annesinin yanına koşarak durumu anlatır. Daniel'ın
kalp krizi geçirdiği söylenir. Kate, oğlunun durumundan ötürü sinir krizi
geçirir ve Esther'e tokat atar. John, tüm yaşananlara rağmen Esther'e güvenini
sürdürür.
İğneyle uyuşturulan Kate, hastanede kalır. Max, John ve
Esther eve giderler. John çok üzgündür ve o gece kendini alkole verir. Kendinden
geçer. Esther, Kate'in elbisesini kesip giyer ve John'un yanına gider. John'a
aşık olduğunu söyler ve ona yakınlaşmaya çalışır. John ise bu duruma sinirlenir
ve onu kendisinden uzaklaştırır.Esther sinirlenerek odasına çıkar. Her yeri
kırar döker. John bir süre sonra Esther'in odasına gider. Oda dağınıktır ve Esther
odada yoktur.
Kate'e akıl hastanesinden bir telefon gelir. Arayan kişi,
Esther’in aslında bir çocuk olmadığını, hormon bozukluğundan dolayı yaşından
küçük göründüğünü anlatır. Esther aslında 33 yaşındadır ve daha önce 7 kişiyi
öldürmüş bir katildir. Arayan kişi, Esther'i hemen evlerinden uzaklaştırmalarını
ve polisi aramalarını söyler.
Kate hemen eve doğru yola koyulur. John'u defalarca arar
fakat ona ulaşamaz. Polisi arayarak durumu bildirir. Fakat artık herşey için geçtir.
Çünkü Esther, kendisini reddeden John'u defalarca bıçaklayarak öldürmüştür. Yaşananları
gören Max, çok korkar ve saklanır. Esther, Max'i aradığı sırada Kate eve gelir.
Esther, kocasını ölmüş halde bulan Kate'i omzundan silahla vurup yaralar. Kate
kurtulmaya çalışır ve saklanır. Öte yandan da Max'i bulup kurtarmaya
çalışmaktadır. Kate, Max'i bulur. Evden kaçarlarken Esther, bıçakla Kate'i öldürmeye
çalışır. Silah ise Max'in eline geçer. Esther'i öldürmek isteyen Max, silahı
Esther'e doğrultur fakat isabet ettiremez. Kurşun, Esther ve Kate'in boğuştuğu
buzula isabet eder. Buzul kırılır ve suya düşerler. Kısa bir boğuşmanın
ardından Kate kurtulur.Esther ise suda boğularak ölür.
Comment / Yorum:
Gerilim ve gizemi harmanlayan 2009 yapımı “Orphan / Evdeki
Düşman”, Katalan yönetmen Jaume Collet – Serra’nın 3. uzun metrajlı filmi olur.
Filmin senaryosu, Alex Mace’in bir hikayesini senaryolaştırarak ilk senaryosuna
imza atan David Johnson’a ait. Filmin çekimleri, Kanada’nın Toronto ve Montreal
şehirleriyle, Port Hope beldesinde yapıldı. Film, sadece Amerika genelinde
41.573.540 dolar hasılat elde etmeyi başardı.
Vera Farmiga ve Peter Sarsgaard gibi Hollywood’un tanınan isimlerinin
yer aldığı filmde özellikle Isabelle Fuhrman, üstün oyunculuk performansıyla göz
dolduruyor. Orphan, özgün ve sürükleyici bir senaryoya sahip. Gerilim türünden
hoşlananların keyifle izleyebileceği bir yapım.
Imdb note: 7 My note: 7.5
19 Aralık 2014 Cuma
Cat People / Kedi İnsan (1942)
Director / Yönetmen:
Jacques Tourneur
Screenplay / Senaryo:
Dewitt Bodeen
Cast / Kadro:
Simone Simon
Kent Smith
Tom Conway
Jane Randolph
Jack Holt
Subject / Konu:
Oliver, bir panter kafesinin önünde çizim yapan Irena
Dubrovna’yla tanışır. Eşyalarını taşımak için evine kadar gider. Irena, Oliver’a
çay ikram etmek için evine davet eder. Oliver, Irena’ya kılıca geçirilmiş kedi
biblosunun anlamını sorar. Irena, lanetli bir Sırp köyünden geldiğini, köyünde
insanların şeytanlaştığını, biblodaki Kral John’un ise köyünü kurtardığını
anlatır. Köyündeki cadılar ve kedi insanlardan bahseder.
Oliver ertesi gün Irena’ya bir kedi alır. Ancak kedi,
Irena’ya huysuzlanır. Bunun üzerine kediyi bir kanaryayla değiştirirler.
Oliver ve Irena birbirlerine aşklarını ilan ederler. Ancak
Irena köyündeki efsanelerden ötürü hep tedirgin ve yalnız olmayı tercih
etmektedir.
Oliver ve Irena evlenirler. Irena’nın korkuları devam eder
ve Oliver’ı kendisinden uzak tutar. İlk başta olanları şakaya vuran Oliver,
Irena’nın durumunun değişmediğini görünce onu psikiyatra götürmeye karar verir.
Psikiyatr, Irena’yı hipnotize eder. Irena köyündeki kedi kadınların pantere
dönüştüğünü ve eğer bu kadınlardan biri aşık olursa, sevgilisi de onu öperse,
içindeki şeytanın sevdiği adamı öldürmesi yönünde telkinde bulunabileceğini
söyler.
Irena, Oliver’ın kendisiyle ilgili tüm sorunları iş arkadaşı
Alice’e anlatmasından hoşlanmaz. Alice, Oliver’a aşık olduğunu itiraf eder. Irena,
Alice’ten rahatsız olmaya başlar ve onu takip eder. Alice, insan olmadığından
emin olduğu bir şey kendisini takip ettiği için korkuya kapılır. Kedi
insanların varlığına inanmaya başlar ve bu durumu psikiyatra anlatır.
Psikiyatr, Irena’ya etrafındaki kedi figürlerinden
uzaklaşmasını ve hayatına odaklanmasını önerir. Irena, söylenenleri haklı bulur
ve korkularını yenme yoluna gider. Ancak Oliver, Alice’e aşık olduğunu Irena’ya
itiraf eder ve boşanmak istediğini söyler. Oliver ve Alice, ofiste kilitli
kalırlar ve karşılarına bir panter çıkar. Kurtulup psikiyatra durumu telefonla
haber verirler.

Comment / Yorum:
Çektiği korku ve gerilim filmlerinde kullandığı psikolojik
öğelerle kendine has bir anlatım dili oluşturmuş Fransız yönetmen Jacques
Tourneur’un yönettiği 1942 yapımı “Cat People / Kedi İnsan”, senarist Dewitt
Bodeen’in ilk senaryosu olma özelliğini de taşıyor. Film, yaklaşık 134.000
dolara mal oldu. Filmin bütçesi kısıtlı olduğu için Orson Welles’in 850.000
dolara mal olan “The Magnificent Ambersons” filminde kullanılan setler, Cat People
filminde de kullanıldı. Çekimleri Hollywood’ta gerçekleştirilen yapım, 18 günde
çekildi. Sadece Amerika genelinde gösterime sokulan film, 4.000.000 dolar
hasılat elde etti.
Filmde kullanılan Dynamite isimli leopar, yönetmen Tourneur’un
çektiği 1943 yapımı “The Leopard Man” isimli filmde de kullanıldı. Film, 1993
yılında Amerikan Ulusal Film Arşivi’ne eklendi.
Cat People, elbette bir korku başyapıtı değil. Ancak 40’lı
yıllarda bile düşük bütçeyle eli yüzü düzgün bir korku filmi yapılabileceğini
gözler önüne seriyor. Özellikle her başarısızlıkta maddi imkansızlıklardan
yakınan sinemacıların ders olarak izlemesi gereken bir yapım.
Imdb note: 7.4 My note: 5.5
17 Aralık 2014 Çarşamba
The Judge / Yargıç (2014)
Director / Yönetmen:
David Dobkin
Screenplay / Senaryo:
Nick Schenk
Bill Dubuque
Story / Hikaye:
David Dobkin
Nick Schenk
Cast / Kadro:
Robert Downey Jr.
Robert Duvall
Vera Farmiga
Vincent D’Onofrio
Jeremy Strong
Dax Shepard
Leighton Meester
Billy Bob Thornton
Ken Howard
Emma Tremblay
Balthazar Getty
David Krumholtz
Grace Zabriskie
Denis O’Hare
Sarah Lancaster
Subject / Konu:
Hank, suçlu ama zengin isimleri savunup kurtaran bir
avukattır. Küçük kızı Lauren’i çok sevmektedir, kendisini aldatan karıs Lisa’yla ise boşanma sürecindedir. Bir davaya girdiği sırada bir sesli mesaj alır ve annesinin öldüğünü
öğrenir. Cenaze için Indiana’ya uçar ve
kasabası Carlinville’e gider. Annesinin naşını gördükten sonra gidip arasının
iyi olmadığı yargıç babası Joseph’ın duruşmasını izler. Babası tarafından soğuk
şekilde karşılanır. Hareketleri, babasının tekrar içkiye başlamış olduğu
izlenimine kapılmasına neden olur. Kardeşleriyle barda vakit geçiren Hank, barda
tanıştığı garson Carla ile yakınlaşır. Babasıyla kavga eder ve bir daha asla
geri gelmeyeceğini söyleyerek öfkeli şekilde ayrılır.

Arabada bulunan kanla cesedi bulunan adamın kanı eşleşir.
Cesedin Mark Blackwell’e ait olduğunu öğrenen Hank irkilir. Joseph, 2. derece
cinayetle suçlanır.
Mark Blackwell, silahla kız arkadaşının evine kurşun
yağdırmış, pişman olduğu için Joseph tarafından asgari cezayla cezalandırılmış
ve tahliye olur olmaz da kız arkadaşını öldürmüş biridir. İşlediği cinayetten
dolayı Joseph, onu 20 yıl hapse mahkum etmiş ve Nisan ayında cezasını doldurup
tahliye olmuştur.
Joseph, ön duruşmada avukat olarak Hank yerine oldukça deneyimsiz
bir avukatı tercih eder. Karşılarında da çetin ceviz bir avukat olan Dickham
olunca, avukatları yetersiz kalır. İstediklerini alamazlar ve davanın duruşmaya
taşınmasına karar verilir.
Hank dönmeye hazırlanırken babasının inadı kırılır ve
avukatı olmasını kabul eder. Ancak Joseph, Hank’in kullanmak istediği
yalanlarla sıyrılma yöntemine izin vermez. İşi oldukça zorlaşan Hank, aynı
zamanda babasının kolon kanseri olduğunu da öğrenir.
Hank, Carla’nın eski kız arkadaşı Sam’in kızı olduğunu
öğrenir. Sam, Hank’le yakınlaşmaya çalışsa da Hank bu duruma izin vermez.
Carla’nın kızı olduğunu düşünmeye başlar.
Joseph, hafta sonu için gelen torunu Lauren’le iyi anlaşır.
Hank ise babasının doktorundan ileri derecede kanser olduğunu ve ameliyat için
çok geç kalındığını öğrenip yıkılır.
Hank, ilk duruşmada oldukça etkili bir savunma yapar. Ancak
duruşmanın ardından ortaya işleri karıştıracak bir delil çıkar. Benzin
istasyonunun kamera kayıtlarına göre Joseph’ın verdiği ifadenin doğru olmadığı
ve olay gecesi Mark Blackwell’in ardından gittiği ortaya çıkar.
Duruşmada bir şeyler anımsayan Joseph fenalaşıp hastaneye
kaldırılır. Joseph tekrar duruşmaya çıktığında hatırlamasa da, Mark Blackwell’i
öldürmüş olabileceğini söyleyince herşey aleyhine döner. Hank, babasının ileri
derecede kanser olduğunu ve kemoterapinin yan etkilerinden bahseder. Bu yan
etkiler arasında hafıza kaybı da vardır. Hank, babasının 22 yıllık müşavirinin
ismini bile hatırlayamadığını göstererek savunmasını bitirir.
Hank, Carla’nın babasının kendisi değil ağabeyi Glen
olduğunu öğrenir.
Jüri, Joseph’ı birinci derece adam öldürmekten suçsuz,
ikinci derece adam öldürmekten ise suçlu bulur. Yargıç, Joseph’a 4 yıl hapis
cezası verir.
7 ay sonra avukat Dickham’ın imzasıyla serbest bırakılma
dilekçesi verildiği için Joseph tahliye edilir. Hank ve Joseph, hiç olmadığı
kadar yakınlaşırlar. Birlikte balık tuttukları sırada Joseph ölür.
Comment / Yorum:
Kariyeri 2. sınıf komedi filmlerinden ibaret olan yönetmen David
Dobkin, yeni filmi “The Judge / Yargıç” ile kariyerinin en önemli işine imza
atmış durumda.İlk senaryosunda “Gran Torino” gibi bir başyapıta imza atan Nick
Schenk, 6 sene sonra gelen 2. senaryosuyla da ilk işindeki başarısının tesadüfi
olmadığını gösterdi. Schenk, yönetmen David Dobkin’le birlikte yazdığı hikayeyi
Bill Dubuque’yle birlikte senaryolaştırdı ve ortaya yeni bir başyapıt daha
çıkmış oldu.
Film, Robert Downey Jr. ve eşi Susan Downey’nin yapım şirketi
“Downey Team”in ilk yapımı oldu. Filmin çekimleri Indiana, Massachusetts ve
California’da yapıldı. Yaklaşık 50.000.000 dolara mal olan film, 12 Aralık 2014
itibariyle sadece Amerika genelinde 46.752.535 dolar hasılat elde etti.
Filmin başrollerini üstlenen Robert Downey Jr. ve Robert
Duvall, daha önce 1998 yapımı “The Gingerbread Man / Kaybetme Zamanı” isimli
filmde de birlikte rol almışlardı. Joseph rolü için Jack Nicholson ve Tommy Lee
Jones’ta düşünülen isimler arasındaydı. Ancak Robert Duvall’de karar kılındı. Sam
rolü için Vera Farmiga ve Elizabeth Banks, 2 adaydı. Rol Farmiga’ya gitti.
Film 2,5 saate yaklaşan süresine rağmen müthiş bir senaryo,
usta oyunculuklar ve keyifli film müzikleriyle sürükleyiciliğinden ve
lezzetinden bir an olsun ödün vermiyor. Film, parlak bir oyuncuyken dibe vuran
ve sonra adeta yeniden doğup Hollywood’un en çok kazanan aktörü durumuna gelen
Robert Downey Jr.’ın, 83 yaşındaki dev aktör Robert Duvall’le karşılıklı
döktürüşünü izlemek için bile izlenebilecek seviyede. Vincent D’Onofrio, Jeremy
Strong ve Billy Bob Thornton’da göz dolduran performanslara imza atmışlar.
Filme dair daha şimdiden yapılabilecek bir tespit var; yılın
en çok hakkı yenen filmi olacağı. Altın Küre’de sadece 1 dalda aday gösterilen
filmin Oscar’larda da görmezden gelineceği aşikar. Şayet büyük ödül törenleri dev
yapımcıların istekleri doğrultusunda şekillenmiyor olsaydı, filmin “En İyi Film”,
“En İyi Senaryo”, “En İyi Erkek Oyuncu” ve “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu”
dallarında yılın favorilerinden biri olması gerekirdi. Ancak mevcut tabloda
sadece Robert Duvall’in yarışta kalacağı görünüyor.
The Judge, dokunaklı ve keyifli hikayesiyle seyirciyi derinden
etkileyen filmlerden biri. Bir Hollywood yapımında bu kadar iyi bir senaryoyla
en üst seviyede oyunculukların bir araya gelmesi pek kolay olmuyor. Filmi izlememiş bir kişiye yapılabilecek tek
tavsiye, hala ne beklediğidir...
Imdb note: 7.6 My note: 9
15 Aralık 2014 Pazartesi
The New Janitor / Yeni Temizlikçi (1914)
Director / Yönetmen:
Charles Chaplin
Screenplay / Senaryo:
Charles Chaplin
Cast / Kadro:
Charles Chaplin
John T. Dillon
Al St. John
Glen Cavender
Jess Dandy
Frank Hayes
Peggy Page
Subject / Konu:
Yeni temizlikçi bankada işe başlar. Az önce Luke Connor’dan
“Bugün kumar borcunu verebilecek misin? Parayı hazırla, yoksa seni yok
edeceğim.” şeklinde bir mesaj alan memurun odasını temizlemeye girer. Yaptığı
sakarlıklarla dikkat çekip odadan kovulur.
Temizlikçi, banka müdürünün odasını temizlemeye gider. Banka
müdürünün sekreteriyle karşılaşır.
Luke Connor borcunu almak için memurun odasına gelir. Memur,
paranın saat 5’te hazır olacağını söyleyip Luke’u gönderir.
Temizlikçi camı temizlediği sırada binanın girişinde bulunan
banka müdürünün üzerine kovayı düşürüp ıslanmasına neden olur. Banka müdürü,
temizlikçiyi odasından kovar. Memur, banka müdürü ve sekreteri odadan çıktıktan
sonra içerip girip kasayı açar. Tam bu sırada sekreter odaya girince kasayı
kapatıp gitmek zorunda kalır. Sekreter şüpheye kapılır ve odada gizlenir. Bir
süre sonra odaya çantayla gelen memur, kasayı açtığı sırada sekreteri fark eder
ve kadını susturmaya çalışır. Kadın can havliyle temizlikçiyi çağırmak için
kullanılan zile basar.
Sekreter, memurun silahını görüp bayılır. Memur, hızlıca
çantaya para doldurmaya başlar. Odaya giren temizlikçi, kendisine silah
doğrultan memuru bastonuyla haklayıp silahı ele geçirmeyi başarır. Bilinçsizce
silahı ateşleyince binanın önünde bulunan polis hızlı şekilde yanlarına gelir.
Temizlikçi, önce kendisini odadan atan banka müdürü, sonra da olay yerine gelen
polis tarafından tartaklansa da; sekreter yaşananları anlatınca memur, polis
tarafından tutuklanır ve temizlikçi de banka müdürü tarafından parayla
ödüllendirilir.
Comment / Yorum:
Kumar borcu yüzünden çalıştığı bankanın kasasını soymaya
yeltenen bir memurun, bankanın sakar yeni temizlikçisi tarafından engellenmesini
konu alan “The New Janitor / Yeni Temizlikçi”, Charles Chaplin’in sinemaya
girdiği yıl olan 1914’te senaryosunu yazıp, yönetip, başrolünü üstlendiği bir
kısa komedi. Filmin ilk gösterim tarihi 24 Eylül 1914. Film vasatı
aşamasa da, Chaplin’in kariyerinin henüz başındayken bile ne kadar dominant bir
sinemacı olduğunu görmek için seyredilebilir.
Imdb note: 6.1 My note: 4.5
13 Aralık 2014 Cumartesi
You're Not You / Sen, Sen Değilsin (2014)
Director / Yönetmen:
George C. Wolfe
Screenplay / Senaryo:
Shane Feste
Jordan Roberts
Kitap / Novel:
Michelle Wildgen (from “You’re Not You”)
Cast / Kadro:
Hilary Swank
Emmy Rossum
Josh Duhamel
Stephanie Beatriz
Jason Morgan Ritter
Julian Mcmahon
Ali Larter
Andrea Savage
Gerald Downey
Mike Doyle
Loretta Devine
Ernie Hudson
Erin Chenoweth
Gareth Williams
Marcia Gay Harden
Frances Fisher
Ed Begley Jr.
Danielle Kennedy
Geoff Pierson
Beau Knapp
Jordan Morris
Lyn Mahler
Ivory Tiffin
Ossie Mair
David Grant Wright
Chris Lee
Roya Semnanian
Kimberly Nichole
Sahra Melesse
Katharine Lee Mcewan
Melinda Lee
Carol Mack
Subject / Konu:
Mutlu bir evliliği ve başarılı bir kariyeri olan piyanist
Kate, eşi Evan ve arkadaşlarıyla 35. doğum gününü kutladığı gece piyano çalarken
kısmi felç geçirir. ALS hastalığına yakalanan Katie’nin durumu günden güne
ağırlaşır.
1,5 yıl sonra Kate, tavırlarından rahatsız olduğu
bakıcısının görevine son verir ve deneyimi olmayan Bec’i bakıcı olarak işe
alır. Bec, günü birlik ilişkiler yaşayıp, her gece içip sızan, düzensiz bir
kızdır. Okuduğu üniversitede evli olan bir profesörle de ilişkisi vardır.

Bir gece durumu ağırlaşan Kate hastaneye kaldırılır. Solunum
cihazına bağlanmazsa durumunun kötüleşeceği söylenen Kate’in cihaza bağlanma
kararını vermesi için vekil olarak Bec’i atadığı ortaya çıkar. Bec hastaneye
gelir. Bec, Kate’in cihaza bağlanmak istemediğini bildiğinden cihaza
bağlanmasına izin vermez.
Kate, Bec ve Evan tarafından eve geri götürülür. Durumu
giderek ağırlaşan Kate, Bec’e bazı öğütler verir ve gece ne kadar fenalaşırsa
fenalaşsın yardım çağırmamasını ister.
Comment / Yorum:
Senaryosu Michelle Wildgen’in aynı adlı romanından Shane
Feste ve Jordan Roberts tarafından uyarlanan “You’re Not You / Sen Sen
Değilsin”, yönetmen George C. Wolfe’nin 2. uzun metrajlı sinema filmi oldu. Filmin
çekimleri Los Angeles’ta yapıldı. İki ana karakter üzerine kurulu olan filmde
başrolleri Hilary Swank ve Emmy Rossum canlandırdı. Filmde ayrıca Josh Duhamel,
Ali Larter ve Maria Gay Harden gibi Hollywood’un tanıdık isimleri de rol aldı.
ALS gibi oldukça hassas ve özellikle bu yıl büyük gündem
oluşturmuş bir konuya değinen filmde bu tip filmlerde gördüğümüz klişeler
fazlasıyla kullanılmış. Film bu yönüyle sıradan. Sonu başından belli bu tür
yapımlarda güçlü oyunculuklara ihtiyaç duyulduğu gerçeği ise atlanmamış. Farklı
rollerde görmeye alışkın olduğumuz 2 Oscar’lı Hilary Swank ve son dönemde
sinemadan ziyade rol aldığı “Shameless” isimli diziyle konuşulan Emmy Rossum,
yerinde tercihler olmuşlar ve güçlü oyunculuk performansları sergilemişler.
You’re Not You, vasatı aşmayı başaran bir yapım olmasına
karşın keşke dedirten tarafları da olan bir film. Özellikle oyunculuk
performansları için izlenebilir.
Imdb note: 7.6 My note: 6.5
12 Aralık 2014 Cuma
Following / Takip (1998)
Director / Yönetmen:
Christopher Nolan
Screenplay / Senaryo:
Christopher Nolan
Cast / Kadro:
Jeremy Theobald
Alex Haw
Lucy Russell
John Nolan
Dick Bradsell
Gillian El – Kadi
Jennifer Angel
Nicolas Carlotti
Darren Ormandy
Guy Greenway
Tassos Stevens
Tristan Martin
Rebecca James
Paul Mason
David Bovill
John Bengue
Ivan Cornell
Jane Hunter
David Lloyd
Brendan Nolan
Subject / Konu:
Bill, yalnızlığından sıkılıp gizlice insanları izlemeye
başlar. İzlediği kişileri rastgele seçmektedir. Takibi başta bir yazar olmak
istediğinden karakter analizi için yapmakta olsa da, bu huy zamanla bir
bağımlılığa dönüşür. İnsanları seçerek takip etmeye başlar. Bu başının belaya
girmesine neden olur. Bir kişiyi 2 kere takip etmeme kuralını çiğnediğinde ise
izlediği kişi Cobb, izlendiğini fark edip Bill’le yüzleşir. Oldukça garip bir
kişi olan Cobb, insanların evlerine gizlice giren, istediği şeyleri alan ve insanların
hayatlarına dair tahmin ve müdahalelerde bulunmaktadır. Bill, Cobb’la bir eve
girip bu ilginç deneyimi yaşar.
Bill barda tanıştığı kadına kendisini Danny adıyla tanıtır.
Kadın kendisiyle sohbet eder ve kıskanç bar sahibiyle bir ilişkisi olduğunu söyler.
Bill buna karşın kadınla ilişki kurar. Bill, kadının bar sahibinden çok
korktuğunu öğrenir. Kadın, daha önce Cobb’la evine girip eşyalarını çaldığı
kişilerden biridir. Ama aslında kadın Cobb’un sevgilisidir ve Bill’e oyun
oynamaktadırlar.
Kadın, bar sahibiyle ilişkisi bitmesine karşın bazı
fotoğraflarıyla kendisine şantaj yaptığını Bill’e söyler. Fotoğrafların bardaki
kasada bir zarfta olduğunu ve kasanın şifresini bildiğini söyleyince Bill,
fotoğrafları alacağını söyler. Bill, barın kasasını soyar ve bir kişinin
kafasına çekiçle vurup yaralamak zorunda kalır. Bill zarfın içinde düşündüğü
gibi fotoğraflar olmadığını görünce oyuna getirildiğini anlar.

Comment / Yorum:
1997 yılında yönettiği ilk kısa filmi “Doodlebug” ile
yönetmenlik kariyerine başlayan Christopher Nolan, 1998 yılında ise ilk uzun
metrajlı filmi “Following / Takip” ile adından ciddi şekilde söz ettirmeyi
başarır. Üstelik bu başarıyı sadece 6.000 dolarlık bir bütçeyle gerçekleştirir.
Çekimleri Londra’da yapılan film, 5 Kasım 1999’da gösterime girer. Film sadece
Amerika genelinde 48.432 dolar hasılat elde eder.
Nolan, henüz ilk filmi olmasına karşın Following’le etkili
bir senaryoya ve başarılı bir kurguya imza atar. Siyah – beyaz çektiği filmde ustalık
pırıltıları göstermeyi başarır. Filmin süresi 69 dakika. Bu nedenle
sürükleyiciliğini bir an olsun yitirmiyor. Following, Nolan’ın sinema
kariyerine başlarken de ayakları yere basan bir yönetmen olduğunu görebilmek
için izlemeye değer bir yapım.
Imdb note: 7.6 My note: 7.5
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)