Uyarı :

UYARI: "Konu / Subject" bölümlerinde filmlerin hikayeleri baştan sona anlatıldığı için bu bölümleri, filmleri izledikten sonra okumanız tavsiye edilir.

19 Kasım 2011 Cumartesi

Masumiyet / Innocence (1997)

Director / Yönetmen:

Zeki Demirkubuz

Screenplay / Senaryo:

Zeki Demirkubuz

Cast / Kadro :

Derya Alabora
Güven Kıraç
Haluk Bilginer
Melis Tuna
Yalçın Çakmak
Ajlan Aktuğ
Nihal G. Koldaş
Doğan Turhan
Feridun Koç

Subject / Konu:

Yusuf, İzmir'e gitmek üzere otobüse biner. Ablasının yasak aşkı olan en iyi arkadaşını öldürmekten 10 yıl hapis yattıktan sonra tahliye olmuştur (her ne kadar tahliye olmak istemese de). Sakin bir yapısı olan Yusuf'un İzmir'e geliş sebebi ablasını ziyaret etmektir. Eniştesinin ve ablasının yaşananların etkisinden kurtulamadığını ve kendisininde dahil olduğu eski defterlerin açılması sebebiyle; eniştesinin evinden ayrılıp köhne bir pansiyona yerleşir.
Önce otobüste karşılaştığı, sonra da kaldığı pansiyonda ateşlenen Çilem'i hastahaneye götürmesi nedeniyle tanıştığı Çilem'in annesi Uğur ve Bekir'le kısa sürede samimi olur. Samimiyetleri arttıkça; birbirleri hakkında yeni şeyler öğrenirler.
Uğur, 2. sınıf gazinolarda şarkıcılık ve hayat kadınlığı yapmaktadır. Bekir, Uğur'a olan hastalıklı aşkından dolayı Uğur nereye giderse peşinden giden ve fakat aşkına hiçbir zaman karşılık bulamamış biridir. Aşkına karşılık bulamamasının nedeni; Uğur'un da hastalıklı bir şekilde hapishanede yatan Zagor'a aşık olmasıdır. Şehir şehir dolaşmasının nedeni de Zagor'dur.
Bekir, kıskançlık krizine girdiği bir gece intihar eder. Yusuf adeta Bekir'in yerini alır. Uğur'u gittiği yerlerde yalnız bırakmayan Yusuf, tıpkı Bekir gibi Uğur'a aşık olur ve yine tıpkı Bekir gibi reddedilir.
Zagor, hapisten kaçar. Uğur'da Çilem'i bırakıp ortadan kaybolur. Şimdi Yusuf'a düşen sular durulduğunda Uğur'un talimatıyla Çilem'i Ankara'ya götürmektir. Ankara'ya gittiklerinde Uğur buluşacakları yere gelmez. Niye gelmediği televizyonda yayınlanan haberde anlaşılır; Uğur ve Zagor öldürülmüştür. Haberi görmeyen ve Uğur'un öldüğünü bilmeyen Yusuf, son çare olarak müebbete mahkum arkadaşı Orhan'ın verdiği İstanbul'daki adrese iş bulmak için gelir. Orhan'ın babasını bulan Yusuf, içeri girdiğinde Orhan'ın kefene sarılmış bedeniyle karşılaşır. Orhan'ın resmi bir köşede durmaktadır. Orhan aslında Zagor'un ta kendisidir.

Comment / Yorum:

Filmin sonunda Samuel Beckett'in "Hep denedin, hep yenildin. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil." sözleriyle karşılaşırız. Herhalde filmin sonundaki mutlak yenilgi halini başka bir söz daha iyi anlatamazdı. Masumiyet'te mutlak yenlginin, karşılıksız aşklarla ve kaybolan umutlarla sembolize edilmesi gayet yerinde bir anlatım dili oluşmasına neden olmuş.
Filmin en güçlü tarafı, harika oyunculukları. Haluk Bilginer, çılgınlığıyla ön planda olan Bekir karakterine; Derya Alabora, güçlü ve hükmeden Uğur karakterine ve Güven Kıraç, duru ve kaybeden Yusuf karakterine ustalıkla can vermiş. Bu müthiş performanslar Güven Kıraç'a 1997 yılında ÇASOD (Çağdaş Sinemacılar Oyuncuları Derneği) "Oyucu ödülü", Altın Objektif Ödülleri'nde "En iyi erkek oyuncu" ödülü, Adana Film Festivali'nde "En iyi erkek oyuncu" Altın Koza ödülü, 1998 yılında SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) "En iyi erkek oyuncu" ödülü, Orhan Murat Arıburnu Ödülleri'nde "En iyi erkek oyuncu" ödülü, Ankara Film Festivali'nde "En iyi erkek oyuncu" ödülü ve 1999 yılında Cezayir'de düzenlenen Tebessa Film Festivali'nde "En iyi erkek oyuncu" ödülü; Derya Alabora'ya 1997 yılında ÇASOD "Oyuncu ödülü", Adana Film Festivali'nde "En iyi kadın oyuncu" Altın Koza ödülü, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En iyi kadın oyuncu" Altın Portakal ödülü, 1998 yılında SİYAD "En iyi kadın oyuncu" ödülü, Orhan Murat Arıburnu Ödülleri'nde "En iyi kadın oyuncu" ödülü ve Ankara Film Festivali'nde "En iyi kadın oyuncu" ödülü; Haluk Bilginer'e 1997 yılında ÇASOD "Oyuncu ödülü", Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En iyi yardımcı erkek oyuncu" Altın Portakal ödülü, 1998 yılında Orhan Murat Arıburnu Ödülleri'nde "En iyi yardımcı erkek oyuncu" ödülü ve Fransa'da düzenlenen Premiers Plans Festivsl D'Angers Festivali'nde (Angers Avrupa İlk Film Festivali) "En iyi erkek oyuncu" ödülü kazandırdı.
Film, Zeki Demirkubuz'a da bir dolu ödül kazandırdı ve yurtdışında tanınmasında büyük rol oynadı. Filmin kazandığı ödüller; 1997 yılında Altın Objektif Ödülleri'nde "En iyi film" ve "En iyi yönetmen", Adana Film Festivali'nde "En iyi film" ve "En iyi yönetmen" Altın Koza ödülü, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En iyi ikinci film" ve "En iyi kurgu" Altın Portakal ödülü, Köln Türk Filmleri Festivali'nde "3.lük ödülü", 1998 yılında SİYAD "En iyi film", "En iyi yönetmen" ve "En iyi senaryo" ödülü, Orhan Murat Arıburnu Ödülleri'nde "En iyi film" ve "En iyi yönetmen" ödülü, Ankara Film Festivali'nde "Jüri Özel Ödülü", İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde "En iyi film" ödülü, Avusturya'da düzenlenen Innsbruck Film Festivali'nde "Halk ödülü", Belçika'da düzenlenen Brüksel Akdeniz Filmleri Festivali'nde "Jüri özel ödülü", Norveç'te düzenlenen Oslo Güney Filmleri Festivali'nde "Büyük ödül", Fransa'da düzenlenen George & Ruta Sodoul Ödülleri'nde "Büyük ödül", Fransa'da düzenlenen Premiers Plans Festival D'Angers'te "Büyük ödül" ve 1999 yılında Cezayir'de düzenlenen Tebessa Film Festivali'nde "Büyük ödül" kazandı.
Bazı sinema otoriteleri tarafından gelmiş geçmiş en iyi türk filmleri arasında gösterilen Masumiyet, oyunculuk performansları, hikayesi, yönetimi ve uluslararası başarısıyla elbette değerli bir film. Ancak değer kaybına yol açan detaylar da var; isminden çok lakabıyla tanınan Orhan'ın, iş bulması için babasına gönderecek kadar samimi olduğu hapishane arkadaşı Yusuf, nasıl olur da Orhan'ın lakabını bilmez? Bu mantık hatası doğrultusunda hikayenin daha en başından Yusuf'un, Zagor'dan haberdar olması gerekir. Bu da hikaye gelişiminin baştan sona değişmesine neden olur. Dikkatli seyredince yakalanan bu büyük hata, filmin bir başyapıt olmasını engellemiş. Yine de Masumiyet, 90'larda duraklama dönemine giren Türk sinemasının yeniden şahlanışında başrol oynayan filmlerden biri.
Zeki Demirkubuz, 2006 yılında Masumiyet'in öncesini anlatan Kader filmini çekti ve Bekir'in Uğur'la tanışma ve saplantılı şekilde aşık oluş hikayesini de sinemaya aktardı.
Masumiyet, Zeki Demirkubuz sinemasını sevenler ve 90'ların kayda değer Türk filmlerininden birini izlemek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir yapım.

Imdb note : 8.3                            My note : 7

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder